HAKK’A GÖTÜRECEK «VALE» ARANIYOR!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com İnsanoğluna hikmetin; ne/kim vasıtası ile ne şekilde, nereden, ne zaman ve nasıl geleceği belli olmuyor. Siz eğer hızlı yaşanan bu hayat şartlarında rotanızı Hakk’a doğru ayarlamışsanız, her taraftan size hikmet yağıyor. İşte geçenlerde benim de başımdan hikmet dolu bir hâdise geçti: Geçtiğimiz günlerde İstanbul Sanayi Mahallesi’nde bulunan, sık sık gittiğim değerli dostumun künefe dükkânında öğrencilerimle ders yaparken […]

Continue reading »

RAKİPSİZ BİR ÂBİDE: SELÎMİYYE CÂMİİ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) “–Bu bir efsâne!” demem, gerçeği seyretti cihan “–Sanki bir mûcize, hayret!” dedi baktıkça bakan. Önceden sonraya cennet bu mahâret senedi. Dün, Selim Han, gemiler saldı sefer vakti, dedi: «–Fethedersem», ben eğer Kıbrıs‘ı, câmî adadım, Cân uçarken yüce Allâh’a, bu olsun kanadım.» Bin şükür, Hazret-i Mevlâ, yine lutfetti zafer, “–Kutlu olsun!” dedi rü’yâda Büyük Peygamber: “–Ey Selim, […]

Continue reading »

AYASOFYA’M!

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Kıbleni döndürdü fetih Kâbe’ye, Bir daha kalbin oradan dönmedi… Müslüman evlâdı Süleymâniye; Sen Ayasofya’m, ne zarif mühtedî, Fethimizin şânı büyük mâbedi… Fâtih’inin şehrine bir şânısın, Hakk’a ibâdet için umrânısın, Kendi payından bize ihsânısın; Âh Ayasofya’m, zaferin mesnedi, Fethimizin şânı büyük mâbedi.. Secde nasîb olsa deyip kalbine, Dört avuç açtın yakarır Rabbine, Bahtına îmâ mı düşer ah […]

Continue reading »

KİMLİĞİMİZ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Rûh-i İslâm ile izzet bu, asâlet bu bize, Hem büyük, hem mütevâzî medeniyyet bu bize! Tapumuz, kimliğimizdir bu şeref-şan kutbu; Muhteşemdir, iki dünyâya Süleymâniye bu! Sâde hizmetçisi kul, sâhibi Allah bu evin, Duracak dipdiri gökler gibi durdukça zemin…

Continue reading »

«GÜL!» DEDİLER, GÜLEMEDİM

Zahit GENÇ zahitgenc80@gmail.com Hangisi yaş, nerde kuru? «Bul!» dediler, bulamadım. Yönelttiler bin bir soru, «Bil!» dediler, bilemedim. Kaybolmasın edep-hayâ, Aldatmasın seni dünya, Öz sağlamsa, tutar maya; «Çal!» dediler, çalamadım. Düşündükçe derin derin, Durağı oldum kederin, Aladağ’dan daha serin; «Ol!» dediler, olamadım. «Devlet malı bol!» dediler, «Sen de biraz al!» dediler, «Bizim gibi ol!» dediler; «Yol!» dediler, yolamadım. Taş kesilse duygularım, […]

Continue reading »

YETMİŞ YAŞ RUBÂÎSİ

Yusuf DURSUN yusufdursun66@gmail.com Rabbim bana lutfeyledi yetmiş yıl ömür, Ersin diye son menzile âzâde ve hür. Yağmur gibi indirdiği her nîmet için, Binlerce şükür Rabbime, binlerce şükür. 1 Ocak 2019 Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûl

Continue reading »

İRŞAD

SÜKÛTÎ (Hızır İrfan ÖNDER) onderirfan@gmail.com Hayra yönel, hayrı işle, Yoksa vaktin ziyan olur! Yarın deme, hemen başla, Yoksa sonun hüsran olur! Sâlih amelin çok olsun, Gözlerin dâim tok olsun, İhtirasların yok olsun; Yoksa hâlin duman olur! Ne gelirse gelsin başa, Doğru söyle, doğru yaşa, Sevdiğini tâc et başa; Yoksa aşkın hicran olur! İblisin yoluna varma, Gönlünü ağyâra verme, Ölüm varken […]

Continue reading »

GAZEL

SEFERÎ (Mustafa Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com   Sevdâya düşüp bir yüce dîdâra sarıl sen, Mansûr gibi; «Mevlâ!» diyerek dâra sarıl sen!.. Aldanma sakın rengine hiç kahpe cihânın, Pişmân olarak ol ulu Gaffâr’a sarıl sen!.. Kör gözleri aç, gerçeği gör, gaflete dalma, Serden geçerek bir yüce Cebbâr’a sarıl sen!.. İnkârı bırak, dön geri binlerce hatâdan, Nâdim olarak git yine ikrâra sarıl sen!.. […]

Continue reading »

«GÜL»ÜM DEĞİL Mİ?

Servet YÜKSEL servety@t-online.de   Gafletle kol kola nereye böyle? Ey insan, âhirin ölüm değil mi? Paha biçilmezsin, gel insaf eyle! Kendine ettiğin zulüm değil mi? Akıl nimetini fikretmek gerek, Haram kıldığını terk etmek gerek, Kalbin sahibini zikretmek gerek; Yaradan’ı bilmek ilim değil mi? Kapılıp giderken o furyalara, Boynunu uzatma sakın yulara, Şeytanın yazdığı senaryolara; Nefsin çevirdiği filim değil mi? Bu […]

Continue reading »

«VAHDET» DİYOR, SIRR-I TEVHİD!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com   Gel, kulak ver her nefeste; «Himmet» diyor, sırr-ı tevhid!.. Vefâ yüklü derin seste; «Hikmet» diyor, sırr-ı tevhid!.. Tut, câna sal kalp gözünü; Gör bu seyrin, iç yüzünü!.. Her âyette bul özünü; «Gayret» diyor, sırr-ı tevhid!.. Gönül cehd et, al bu dersi; Dört kapıda arıt nefsi!.. Zamana sal, bu hoş sesi; «Rahmet» diyor, sırr-ı tevhid!.. Kim kalmış […]

Continue reading »
1 45 46 47 48 49 53