NİCEYE BİR BU KÖTÜ İŞLER?

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com Dünya hepimizi tedirgin eden ve giderek artan şiddet olayları ile karşı karşıya. Günümüz insanı; artık kendisini gündelik işlere adamış, kendi öz yapısından kopmuş, ilişkilerine, dünyaya ve hayata karşı yabancılaşmış durumda. Yani; «Ben kimim?», «Hayatımın gayesi nedir?» gibi temel sorulara bile cevap veremiyor. Akıl, ahlâk ve mâneviyatını kaybetmiş olan bu insan; varlık oluşumunun alt […]

Continue reading »

Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -13-

YAZAR : Mehmet MENCET BASİT ZANNEDİLEREK DÜŞÜLEN BÜYÜK FÂCİALAR Bir kıssa vardır: “Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ve ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş. Şeytan; kadını epeyce izledikten sonra, yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün […]

Continue reading »

ACIYI EN İYİ «ANA»LAR ANLAR

YAZAR : Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Anacığım; erken göçtün dünyadan… Sen gideli koskoca yirmi yıl olmuş, yeni fark ettim. Ama hem yerin, hem de yaran hâlâ belli. Bilir misin? Koca adam olduk! Evlât sahibi olduk ama birisi yanımda; «Anne!» deyince içimde bir tufan kopuyor anne… Bazen düşünüyorum, içim acısa da, dilim söylemeye gitmese de; «İyi ki erken gitmişsin.» diyorum anne. Böyle […]

Continue reading »

ESKİ BİR SARIK

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Nakşibendî şeyhlerinden Ubeydullah Ahrâr -kuddise sirruhû-, 1404’te Taşkent’te doğdu. Nakşibendî geleneğinde Hâce-i Ahrâr diye tanınır. Çocukluğunda hem mektebe devam etti, hem de ziraatla uğraşan babasına yardımcı oldu. Yirmi iki yaşına geldiğinde ilim tahsili için Semerkant’a gitti. 1431’de Nakşibendî şeyhi Ya‘kûb-i Çerhî -kuddise sirruhû-’ya intisâb etti ve şeyhinden hilâfet alarak Herat’a döndü. Yâkûb-i Çerhî -kuddise […]

Continue reading »

VELİYYULLAH Fİ’L-ARZ

YAZAR : Ömer Sami HIDIR samihidir@gmail.com BAŞKÖŞE NERESİ? Celâleddin Karatay, Konya’da yaptırdığı medresenin açılışı için büyük bir cemiyet tertiplemişti. Zamanın büyük âlim ve meşâyıhı da davetliler arasındaydı. Karatay, yürüttüğü sultan nâibliği ile mevkî olarak devletin en başındaki bürokrattı. Davete gelen Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri’ni de alıp, Karatay ve büyük müderrislerin bulunduğu kısma çağırdılar. Şems-i Tebrizî ise bu protokole alınmamış, kapının […]

Continue reading »

EY MÜ’MİN UYAN!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Kardeşliğe saldırmada şeytân ile düşman, Ey mü’min uyan, yoksa batarsın yere pişman! Seyrî de fedâ; aynı vücûd ol, dedi Ahmed; Sevmek, acımak şan; korumak kardeşi, îman! 28 Ocak 2016; 12:00, AKMESCİD, Sancaktepe İstanbul mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

Continue reading »

Mürîd’in Gazeline Taştîr

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Gam düşer sîneye bilmem ki ne ister candan?.. Gönlümün sancısı her sâniye: Cânan, cânan! Söyletirsin şu yanık bülbülü nâlân nâlân, Söyle ey gül, niye aşkın yolu hicran hicran?.. Açayım gönlümü yak, yak onu yaprak yaprak, Tâ halîlin olayım nârına candan yanarak, Giyeyim âteş-i gülzârını ihram sanarak, Ne olur biçme ateş bağrıma kaftan kaftan!.. […]

Continue reading »

HUDÂ’YI DİNLE!..

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Olur mu, olmadı dünyâda pis domuzdan post, Olur mu, olmadı düşman denen katırdan dost! Hudâ’yı dinle gönül, biz berâber olmazsak, Cihânı kargaşalar, fitneler sarar ancak… vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün

Continue reading »

KUR’ÂN’DAN İKTİBAS* İLHAMLAR… -1-

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) ÎMAN KARDEŞLİĞİ Ehl-i îmâna has bu kuvve, Bundadır kardeşâne neşve, Başka bir toplulukta olmaz; Müslüman ümmetin bu zirve… Bir misâl istenirse: Ashab; İşte ensar-muhâcir, üsve!.. Hep cömert hep diğergâm olmak, Merhamettir inanca meyve… Gönlü incitmeyen letâfet, Dâimâ tatlı sözlü şîve… Öyle ulvî vasıf ki ey dost, Yok bu haslet için ilâve… Cümle mü’minler oldu […]

Continue reading »

FİTNE ATEŞİ

ŞAİR : VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com Milleti birliğe sevk eden kuvvet, Hiç korkmadan inandığı dâvâdır. Irkları, renkleri bağlayan haslet, Kardeşe duyulan ulvî sevdadır. Bazen olsa da ümmette ihtilâf, Fırsat verir farklı bin bir efkâra. Medenî anlayış, hoşgörüyle af, Geçirir dünyayı ummadık kâra. Şaşmaz asla Hak ipine sarılan, Emreder dînimiz dâim vahdeti. Parçalayıp, bölen sonra darılan, Göremez ukbâda sonsuz cenneti. […]

Continue reading »
1 2 3 4 5