BİR MESAJ GELDİ…

ŞAİR : CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com On dört asır önce bir mesaj geldi, Bu dünya yeniden kurulsun diye… Nurlanan yürekler taşları deldi, Boz bulanık sular durulsun diye… Bu mesajla çağdan çağa aşıldı, Karalardan, denizlere taşıldı, Mazlumların yardımına koşuldu, Kanayan yaralar sarılsın diye… Biz altı maddeye hep îmân ettik, En son Muallim’in yolundan gittik, Bazen bu mesajı deryaya attık, En ücrâ […]

Continue reading »

EY YİĞİT!

ŞAİR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Sürüp giden karanlığı bitmez sanma ey yiğit! Her gecenin şafağını müjdeleyen seher var, Kara kışa bakıp asla tasalanma ey yiğit! «Yer ısındı.» demişti pîr; bundan sonra bahar var. Kitabında; «Mü’minseniz üstünsünüz.» diyor Hak, Neticede ehl-i îman galip gelir muhakkak, Hüküm O’nun, Hak’tan gelir halka neyse müstehak, Sünnetinde cârî olan, değişmeyen değer var. Yüce Mevlâ […]

Continue reading »

KAYIP İLÂNI

ŞAİR : Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Şoo yuvarlak ikisinden birisi, Dün köşe de, köşesini yitirmiş!.. Ufağına akıl verir irisi, İflâh olmaz, neşesini yitirmiş!.. Şubat’ta kazıktan tıpa yapardı, Mart’ta dağ devirir, tepe yapardı, Nisan’da kurşundan küpe yapardı, Ocak, mangal, maşasını yitirmiş!.. İğne kendisine batmadan önce, Çuvaldız satardı yatmadan önce… İmzayı ıslatıp atmadan önce, Kalemini, kaşesini yitirmiş!.. Gündüz aldırmazdı yele, yağışa, Gece nöbettedir […]

Continue reading »

HAZRET-İ OSMAN (r.a)

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com Kur’ân’dan beslenen bir yıldızdı o, İki nur sahibi Hazret-i Osman. Hayâ ve edepte emsalsizdi o, İki nur sahibi Hazret-i Osman. Her dem kötülükten hep uzak kaldı, Ne cehâlete ne harama daldı, Otuz dört yaşında müslüman oldu, İki nur sahibi Hazret-i Osman. Amcası onu bir hasıra sardı, İşkenceler etti, tehdit savurdu… «Allah bir, Rasûl hak!» diye […]

Continue reading »

110. SAYI TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Cahiliz… İlme, muallime muhtacız. Bilgisiziz, âlime, tâlime muhtacız. Zayıfız, zaaflarımızı gösterecek ve kuvvelerimizi kuvvetlendirecek bir mürşide muhtacız. Çırağız, ustaya; talibiz, üstâda muhtacız. Kaybolmuşuz, rehbere muhtacız. Bizi bu muhtaçlıklarla yaratanın bir murâdı var elbet… Bizi, insan mürebbîlerine sevk etmek, hakikî ruh muallimlerine emânet etmek. Öğretmenlik, enbiyâ mesleği… Bereketli yağmurlarıyla, baharı muştulayan bu nisanda da, Kutlu Doğum esas mevzumuz. Kâinâtın […]

Continue reading »

EY KALEM HAYÂ ETMEZ MİSİN?

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün mescide girdi. İki ayrı halka vardı. Gruplardan biri Kur’ân-ı Kerim okuyor ve Allah Teâlâ’ya duâ ediyordu. Diğeri ise ilim öğreniyor ve öğretiyordu. Peygamberimiz hangisine katılacaktı? Şöyle buyurdu: “Bunların hepsi hayır üzeredirler. Şunlar Kur’ân-ı Kerim okuyor ve Allah Teâlâ’ya duâ ediyorlar. Allah dilerse onlara (istediklerini) verir, […]

Continue reading »

ANAM BABAM SANA FEDÂ OLSUN!

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com “Anam babam Sana fedâ olsun!” ifadesi, tarihte eşi benzeri olmayan bir muhabbetin tezâhürüdür. Bu muhabbetin kaynağı; Allâh’ın Rasûlü Efendimiz, rehberimiz, önderimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Muhabbetlerini bu kadar içten dile getiren ve fiiliyata geçirenler de ashâb-ı güzîn efendilerimizdir. Tarih hiçbir diliminde bu tür bir muhabbeti kayıt altına almamıştır. En güzel fedâ misalleri, bu güzel şahsiyetlerin […]

Continue reading »

ÖĞRETMEN’İN YURDUNDA

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Mekke günleri sayılı idi. Çabucak geçti. Zaten orası ibâdet yeri. İnsanlar her zaman gelemedikleri bu mübârek beldede daima Kâbe’de bulunmak ve tavaf etmek istiyorlar. Dolayısıyla gezmek, çevreyi tanımaya çalışmak; orada en büyük sermaye olan zamanı boşa harcamak mânâsına geliyor. Medîne-i Münevvere ise farklı. Elbette burada da ibâdet var. Mescid-i Nebevî’de, özellikle hücre-i saâdetle […]

Continue reading »

ZORLUKLARI KOLAYLAŞTIRAN GÖNÜL MUALLİMİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Üniversitede öğretim üyesi olan bir tanıdığım, sohbet esnasında şöyle bir söz sarf etmişti: “Talebelik yıllarımda öğretmen olmayı istiyordum. Üniversiteden hocam dedi ki: «Eğer illâ öğretmen olacaksan biraz dişini sık, üniversitede ol. Çünkü üniversitedeki öğrencilerin; buraya seçilerek kabul edilmiş, zekâ seviyesi elverişli, eğitim basamaklarından başarıyla geçmiş, temel becerileri kazanmış, az çok senin ne dediğini anlayabilecek […]

Continue reading »

EĞİTİCİ OLMAK
ÇOCUKLARI SEVMEK ve ONLARIN KALBİNİ KIRMAMAK

YAZAR : Ayla AĞABEGÜM aylaagabegum@hotmail.com   Efendimiz’in sevgi ve şefkat dolu bir yüreği vardı. Çocukları üzmemeyi, ağlatmamayı tavsiye etmişti. Sevgili torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin -radıyallâhu anhümâ-’nın ağlatılmaması konusunda çevreyi uyarmışlardı. Onların ağladığını gördüğünde, çevresindeki büyükleri ikaz ederdi. Yalnız kendi çocukları ve torunları için üzülmezdi. Çevresindeki bütün çocuklardan da kendisini mes‘ul hissederdi. Bu davranışını görenlere de iyi bir rehber […]

Continue reading »
1 216 217 218 219 220 305