Bir İstanbul Beyefendisi Portresi: NUR YÜZLÜ…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Hilâli var, günü var, âsumânı nur yüzlü,
O solmayan çiçeğin gülsitânı nur yüzlü…

Şu köhne yerde bütün kışların bahar şafağı,
Güneşli bahçesi, cennet mekânı, nur yüzlü!..

Delerse bağrı, zehir gözlü okların çilesi,
Devâ olur o gülün her zamânı nur yüzlü!..

Zamân olur ki görünmez vücûdu nûrundan,
Parıldıyor içi alnında, cânı nur yüzlü…

Bağın Halîl’i, çağın en cömerdi ahlâken,
Güzel huyun yaşayan nüktedânı nur yüzlü…

Yerin ikinci Ebûbekr’i dense tam yeridir,
O muhteşem beşerin cümle şânı nur yüzlü!..

Elemli ruhlara en tatlı şefkatin kucağı,
Garîbe merhametin sâyebânı nur yüzlü!

Kenarda bir fukarâ görse mum misâli erir,
Hayat verir, o şifâ müslümânı nur yüzlü!..

Gönül gönül kara gün dostu, tertemiz yüreği,
Vefâ isimli kitâbın lisânı, nur yüzlü!

Gurûra uğramamış, düşmemiş kibir çöpüne,
Şu gök misâli tevâzû cihânı nur yüzlü!..

Ne gıybetin ne kinin onda görmedim tozunu,
Kökünde iffet olan nur fidânı nur yüzlü!..

Ne incinir ne de -rüzgârı olsun- incitir o,
Siler siyahları, eyler dumânı nur yüzlü…

Asıl kerâmeti dünyâda istikāmetidir,
Ufuk ufuk dolaşır kehkeşânı nur yüzlü!

Damar damar heyecan yüklü bitmeyen vecdi,
Samîmi hizmetinin kahramânı, nur yüzlü!

Nefes nefes yıkamış, tevbe tevbe kendini o,
Günâha karşı gönül pehlivânı nur yüzlü!..

Işıl ışıl gece gündüz zikirle parlar özü,
Bakıp derim; ne güzel kul, nişânı nur yüzlü!..

Bütün amelleri ihlâs içindedir, lekesiz,
Onunla aynılaşan bendegânı nur yüzlü!..

Hatırlatır yüce Allâh’ı mâverâ çehre,
O çehreden açılan cennetânı nur yüzlü!..

Nebîsinin yüce aşkıyla kalbi inci gibi,
Değerli kullara has, lâmekânı nur yüzlü!..

Kusurlu nefse dahî öfkelenmeyen deryâ,
Sükût içinde geçer imtihânı nur yüzlü!..

Verip de gönlünü Rahman-Rahîm isimlerine
Olur hatâlara rahmet emânı, nur yüzlü!..

Şuur nakışlı ömür köşkünün huzur meleği,
Sağında defterinin hak beyânı nur yüzlü!..

Yavuz mühürlü kâğıtta, Selim vasıflı kalem,
Bütün eserleri sevdâ ezânı, nur yüzlü!..

Elif irâdesi kudret nakışlarıyla dolu,
Onunla bir bakışın sürmedânı nur yüzlü!..

Sabır sebât ediyor çevrenin dikenlerine,
Çiçek çiçek yazılır dâsitânı nur yüzlü!..

O denli sırrına vâkıf ki her çeşit kaderin,
Keder menekşesi ak, erguvânı nur yüzlü!..

Ne mal ne pul; gözü yok, gönlü yok bu fânîde,
O gül ki, bir ebedin bahçıvânı nur yüzlü!..

Çeker gönülleri her hâli, sevgi mıknatısı,
Visâle son seferin mehterânı nur yüzlü!..

Sıfâtı çoktur onun, ilki canlı bir Kur’ân,
Yetiştirir kadın-erkek civânı nur yüzlü!..
Ne yapsa cân ile cânânının eliyle yapar,
Numûnedir bize, nûr armağânı nur yüzlü!..

Ne muhterem yaratılmış, sıcak tebessümlü,
O denli nurlu ki, hattâ hazânı nur yüzlü!..

Yakınlaşınca da eşsiz güzel, devamlı güzel,
O şûle şûle yüzün âşıkānı nur yüzlü!..

Sarây-ı nûr-i Hüdâ’dır parıltı huzmeleri,
O kandilin dededen hânedânı nur yüzlü!..

Zulüm veyâ çilelerden havâ karardığı an,
Odur bu dostuna dostun revânı nur yüzlü!..

O, cân evinde bu Seyrî’ye en yakın cânân,
Ezel güzelliğinin tercümânı nur yüzlü!..

Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün