YAHYA KEMAL’İN GAZELİNİ TERBΑ

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) Gülsitân-ı aşk nesîmi bûy-i cânandan geçer, Mâh-ı gurbet pâ-be-pâ meh-rûy-i cânandan geçer, Bir hıyâbandır ki hasret kûy-i cânandan geçer, Her geçen cânâna peyvest olmadan candan geçer. Tâ elestten yağdırır bârân-ı mestî ebr-i aşk, Bitmeyen hengâmesin, tâ haşre dek ey devr-i aşk, Cümle lezzetten lezîz iksîrsin ey zehr-i aşk, Zevki derdinden alan her rûh dermandan geçer. Aşk, râhın […]

Continue reading »

İKİ ŞEHİR

M. Faik GÜNGÖR İki şehir adı sordular benden. Biri Mekke biri Medine dedim. Güzel koku aldık dediler senden. Aynayı bir çevir kendine dedim. Onlar ki çilenin sefasındalar. Her türlü dostluğun vefasındalar. Tövbenin bilmem kaç defasındalar. Girmişler yokluğun bendine dedim. Dedikodu, fitne yeli estirir. İftira, günahsız başı kestirir. Nefs, göze haramı helâl gösterir. Düşme tuzağına, fendine dedim. Emîre itaat yorumsuz olsun. […]

Continue reading »

RÛYÂ ŞEHİR

Memduh CUMHUR Ecdâdın eski yurdunu çoktandır özlerim, Çoktan bu özleyişle geçer günlerim, yine Akşam serinliğinde dalıp gitti gözlerim, Rûyâda gittim içli Saraybosna şehrine Yükseldi bir minâreden engin ezan sesi Husrev Bey’in çiçekler içindeydi türbesi, Bir bir göründüler nicedir görmediklerim Her şey dönünce dört asır evvelki hâline. Çepçevre rûhumuzla donanmış mahalleler, Her duygumuzla girmişiz en kuytu semtine. Birden dağıldılar gülüşen nurlu […]

Continue reading »

GÜZ RÜZGÂRI

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Sonbaharın koynunda güneş bile eriyor. Sam yeli vurmuş gibi dökülüyor yapraklar. Kırılan dallar yine acı sesler veriyor, Kara kış gitmeyince yeşermiyor topraklar. Çiçekli bahçeleri nefesiyle kavuran, Gözlerini dikiyor, korkulu gözlerime, Heder olan yılları yüzümüze savuran, Pişmanlıklar dağ gibi çöküyor dizlerime. Güz rüzgârı doluyor göğsümün kafesine, Çamlıca tepeleri topluyor bulutları, Martılar, hüzün dolu dalgaların sesine, Çırpınarak içiyor sulardan […]

Continue reading »

YALANCI BAHAR

Hakkı ŞENER Aldanma dünyanın ilkbaharına, Her baharın sonu güz olur gider… Hâl bilmezi ortak etme zârına Hâlin el dilinde söz olur gider… Mağrurlanma ahbaplara servete, Hazırlığın var mı senin ahrete? Sakın bel bağlama şâna, şöhrete, Her fânînin ömrü tez olur gider… Hani nerde bunca gelip gidenler? Usul yürüyenler çalım edenler… Karışır toprağa gonca bedenler, Çürüyen kemikler toz olur gider… Bu […]

Continue reading »

GÜNEŞLE BOYANMAYAN HAYAT

Hadi ÖNAL Bir ses duydum irkildim; döndüm ki bir ihtiyar, Köşenin kuytusunda yarı uzanmış yatar. Yüzde derin çizgiler; ağarmış kirpikle kaş, Apak uzayan saçlar, sakalla sarmaş dolaş. Üstünde uzun kirli bir palto; bağrı açık, «Allah için bir yardım!» aynı ses, sanki çığlık. Yanına yaklaşarak sordum: “–N’oldu babacık? Hasta görünüyorsun, doğrul istersen azcık!” Elini bana doğru kaldırarak: “–Yok,” dedi. “Müstahaktır bana […]

Continue reading »

Vefatının 50. yılında Üstad Yahya Kemal’in Dilinden GAZEL

Harun ÖĞMÜŞ Sevdik zafer ve cengi bir eşşiz cemâle eş Tattık Mohaç’ta zevkini fethin visâle eş «Üsküp’te kabr-i mâdere» gönderdik armağan Pür-şevk edip ezânı terennüm Bilâl’e eş İstanbul’un her ufkuna bir ayrı âşığız Cezbetti gönlü her biri bir nev-nihâle eş Rehber cihanda bizlere Cem oldu dâimâ Aldırmadık cefâsına dehrin cibâle eş… Şi’riyle âdetâ «sözü kalbetti besteye» Hârun! Bu çağda gelmedi […]

Continue reading »

SEVGİ IRMAĞI

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) İsimsiz hasretlerle üşür güvercin, Bakışları suya değer ceylânın. Benim türkülerim bu sevda için… Sevdalar gönülde ateşten hevenk, Can rengi mutluluk billûr kadehte. Sazımdan dökülen işte bu âhenk… Gülden ibrişimler yürekte kement, Yunusça bir türkü başlar ufukta, Sevgi ırmağında yıkanır nefret… Gül rengi iklime döner de şafak, Dizilir gün boyu en saf arzular. Vuslat duygularım alnım gibi ak… […]

Continue reading »

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA İÇİN TARİHLER

CEMÂLÎ (Mustafa ASLAN) Şiiri tüm canlara sanki nefes gibidir. Bundan başka hükümler bence abes gibidir. Bir mısraı tarihtir Dağlarca’ya «lâle»siz: «Yalnızlığım rûhumda uzak bir ses gibidir.» 2287 فاضل حسنى طاغلرجه -279 كدر(224) + ندا (55) = 279 2008 Kaybolup gitti gözden «dağlarca» duran serap, Yaşını soranlara doksan dört idi cevap… Adlarıyla soyadı tarih olur kendine; Ne «keder» var ne «nidâ» […]

Continue reading »

YUSUFÇUK GAZELİ -Üstad Yahya Kemal’e-

CELİL (Halil GÖKKAYA) Yâre hasret geçti ömrüm, şimdi cânandan geçer, Her geçen gün takvimimden eksilir, candan geçer… Belli iksir, belli lezzet, belli derdin çâresi, Aşka yer vermezse paslanmış yürek, kandan geçer… Rabbimizden gayri her şey, aldatırmış kulları, Saltanattan yıldı gönlüm, gündelik şandan geçer… Bir yusufçuk geçmez olmuş, kavrulan som bahçeden, Yâkub’un feryâdı hâlâ her seher tandan geçer… İmtihan dünyâsı dünyâ, […]

Continue reading »
1 880 881 882 883 884 1.028