ALLAH BİZE BİZDEN YAKIN…

Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com O dengi yok emsalsiz bir, Allah bize bizden yakın… Gören, duyan, bilen, Habîr, Allah bize bizden yakın… Şahdamardan daha beri, Kalbimizden de ileri, Gönlümüzdür nazar yeri, Allah bize bizden yakın… Nerdeysek bizimle orda, O’na yalvarırız darda, Hem seferde hem hazarda, Allah bize bizden yakın… Bilir hâin bakan gözü, Sadrın gizlediği özü, Nere dönsek orda yüzü, Allah […]

Continue reading »

87. Sayı Tadim…

Kıymetli Okuyucularımız, Dünya haritası üzerinde, renklendirilmiş hâlde İslâm ülkeleri… Manzara şu: Medine, bereketli bir pınar… Oradan dünyanın dört bir tarafına coşa coşa taşmış nehirler… Bereketlenmiş vâdiler… Semerkant’a, Kayravan’a, Çin’e, Kurtuba’ya… Ve İstanbul’a… Tarihte sık sık rastlanan işgal hareketlerinden değil bu akınlar… Sel gibi yıkıp geçmediklerinden, bir nehir gibi bahar bahar mâmur ettiklerinden belli; kılıca değil, gönle istinat ettikleri… Çünkü onlar; […]

Continue reading »

SAHÂBE-İ KİRAM ve İDEAL İNSAN

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Fahr-i Kâinat-sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in İnsan Yetiştirme Sanat ve Mûcizesi SAHÂBE-İ KİRAM ve İDEAL İNSAN İNSAN, ADINDA SAKLI… Cenâb-ı Hak; insanı, bin bir muammâ hâlinde terbiyeye muhtaç yarattı. İnsanın mânevî yapısına; ahsen-i takvîm üzere, Hakk’ın şâhitliğine ve cennetlere namzet kabiliyet ve istîdatlar koydu. Fakat, aynı muhtevâya; insanın ezelî düşmanı şeytana aldanabilecek, dünyanın süflî […]

Continue reading »

SAHÂBENİN ŞEHÂDET ARZUSU

Sami GÖKSÜN Ne mutlu o kişiye ki, hayatının sonucunda; Bulur şanlı Peygamberi, şehid olurken başucunda… Mus‘ab -radıyallâhu anh- yirmi üç yaşındaydı. Uhud Savaşı’nda İslâm ordusunun sancağını taşıyordu. Yemin etmişti Mus‘ab bin Umeyr -radıyallâhu anh-… Allah Rasûlü’nü, canı pahasına korumak için and içmişti. Elinden gelen bütün gayreti kahramanca gösteriyordu. Bir ara çarpışma şiddetlendi, toz-duman birbirine karıştı. Tam bu esnada bir müşrik […]

Continue reading »

ET YEMEZLER MAHALLESİ…

İrfan ÖZTÜRK Dilin âfetlerinden birisi de gıybettir. Gıybet; bir kimsenin gıyabında yani hazır bulunmadığı zaman, arkasından, hoşlanmayacağı bir sözü söylemektir. Yani bir kimsenin hâlini, fiilini veya kavlini hazır bulunmadığı zaman söylemek ve onu çekiştirmektir. Gıybeti iftira ile karıştırmamalıdır. İftira bir kimsenin yapmadığı veya söylemediği bir şeyi ona isnat etmektir. Gıybet, büyük günahlardandır. Ağır bir vebal, çirkin bir iştir. Rasûl-i Ekrem […]

Continue reading »

Hüdâyî ÜSKÜDARLI

Bu yazı dizisi, hayalî bir roman tekniğiyle değil, cemiyetin içinde yaşadığı hâdiseler ve ulvî hakikatler etrafında oluşan gerçekleri ve meseleleri canlandırma, tasvir, konuşma ve sohbet üslûbu ile kaleme alınmıştır. Bir yanda zulmet ve onun hüsran dolu ahvâli, diğer yanda ezelî ve ebedî nûrun nimet ve bereketli ahvâli. Bu ikisinin arasında zulmetten nûra açılan bir hidâyet penceresi… BÜTÜN İNSANLIĞA… Orhan, Kur’ân […]

Continue reading »

MES’ÛLİYET İLÂCI…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanoğlu… Hayatı ve ölümü tanıyamadığı zaman elindeki emânetleri kullanmayı beceremiyor. Aklını da gönlünü de kullanamıyor. Üzerine düşen yığınla vazife karşısında bakıyor ki, geçici de olsa, yapmama imkânı nasılsa elinde. Hemen; “–Bana ne?” deyip boş veriyor. Ya da; “–Sonra…” diyor; “–Daha sonra…” diyor. Akıl da, kendi elinde ya, yerine göre bahaneler üretiyor: “–İnsan bir şeyi isteyerek […]

Continue reading »

GAZÂ RÛHU

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Savaş hâli; cemiyetlerde millî birliği sağlayan en önemli bir unsurdur. Bu sebeple; İnsan rûhunun bu hususiyetini bilen diktatörlükler ve diğer zalim idareler, bu hassasiyeti istismar edip sun’î düşmanlıklar üreterek, icabında savaşarak ülkelerini devamlı savaş gerilimi altında tutmakta ve kirli tezgâhlarını yürütmektedirler. Ülkenin bütün kaynakları ya yağmalanmış veya silâhlanmaya harcanmış; vatandaşları açlıktan kırılmış, en temel insan hakkından […]

Continue reading »

KORKUNÇ SON

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm-, bilindiği gibi ilk vahiyden itibaren üç yıl kadar gizli davette bulundu. Daha doğrusu ilâhî mesajı güvendiklerine iletti. Bu merhalede hanımıyla-erkeğiyle, yaşlısıyla-genciyle, kölesiyle-hürüyle bir hayli kişi İslâm ile şereflendi. İlâhî çağrı; nebevî davetle gönülden gönüle intikal ederken, daha ilk günden itibaren Ebû Leheb işin farkına varmış, üstüne vazifeymişçesine olayın takipçisi olmuştu. Fakat bu takipçilik, nasiplenmek için […]

Continue reading »

Kur’ân-ı Kerim’den Eğitim Prensipleri -7-

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com ANCAK O’NUNLA BERABER -1- Kur’ân-ı Kerîm’in; bir hakikati ifade ederken seçtiği kelimeyi, aynı zamanda o hususta mühim bir vurgu olarak kabul edebiliriz. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen peygamberler; gezici bir vâiz, insanlara ara sıra moral motivasyon vermek için çağırılan bir seminerci gibi çalışmamışlardır. Onlar; dâvâlarına inanan samimî öğrenciler / sahâbîler / havârîler bulup onlarla devamlı […]

Continue reading »
1 672 673 674 675 676 1.015