ÇOK YAŞAMAK MI YOKSA BEREKETLİ ÖMÜR MÜ?

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com Âhirzamandayız. Günler su gibi akıp gidiyor. Âhirzamanda günlerin insanın elinden kayıp gideceğini Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle bildiriyor: “Zaman öyle yaklaşır, peş peşe gelir hızlanır ki; bir sene bir ay, bir ay bir hafta, bir hafta bir gün, bir gün bir saat, bir saat bir ateş kıvılcımı kadar olur.’’ (Tirmizî, Zühd, 24) Ömürlerin bereketi, […]

Continue reading »

Müslümanların İkinci Baharında; İSLÂM DÜŞÜNCESİ

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İslâm düşüncesinde umumiyetle üç metot olduğu kabul edilir. Bunlar kelâm, felsefe ve tasavvuftur. Kelâm; nassı dikkate alan, fakat onu akılla anlayıp desteklemeye çalışan metottur. Ancak mütekaddimîn (öncekiler) denilen Gazâlî (ö. 505) öncesi kelâm ile müteahhirîn (sonrakiler) denilen Gazâlî sonrasındaki kelâm arasında da belirgin bir fark vardır. Mütekaddimînin aksine müteahhirîn metot bakımından Mûtezile’ye yaklaşarak […]

Continue reading »

ŞU GEÇTİĞİM YOLLAR…

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Dizlerinden gelen itirazlara aldırmayıp kendini bir sonraki adımı atmaya zorlarken; «İnsan yokuş tırmanırken yaşlandığını daha çok hissediyor.» diye düşündü. Bu dar ve dik yokuşlu sokağa girdiğinde, ayakları kendiliğinden temposunu yavaşlatırdı. Sanki bütün bedeni ağız birliği etmiş; «Artık emekli olmalısın!» diye figan ediyordu. On bir senedir; işe gittiği her günün sabahı, durağa varmak için aynı […]

Continue reading »

SÖZ ULUNUN SU KİÇİĞİN*

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com “Allâh’ın nûru; insanın hekimi olursa, ona ihtiyarlıktan, hararetten hiçbir eksiklik gelir mi?” (Hazret-i Mevlânâ, Mesnevî) Toplumlar sanayileştikçe; bu durumun dayattığı batı tipi modernleşme ve şehirleşme sebebiyle, yaşlıların toplum içerisindeki yerleri konusunda, sıkıntılar baş göstermeye başladı. Bu gibi toplumlar; klâsik toplumlara göre, daha fazla nüfus ve göç hareketlerine maruz kaldığından ve aile yapıları geniş […]

Continue reading »

Ebedî Hayatın Kapısında; ÖMRÜN SON DEMLERİ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Kâinatta, canlı-cansız her şey, hikmetine binâen fânî; «bâkî» olan ise, sadece onu yaratan Allah Teâlâ -celle celâlühû-. İnsan mahlûkat içinde «ilâhî nefha»ya mazhar olarak, en şerefli ve en güzel kıvamda yaratılmış bir varlık. Bu fevkalâde yüksek vasfı dolayısıyla; bütün mahlûkat kendisine musahhar kılınarak, yüce Yaratıcı’nın yeryüzündeki halîfesi olma gibi son derece mes‘ûliyetli bir vazife […]

Continue reading »

İBRET ALMA ve DERS ÇIKARMA SANATI

YAZAR : Aydın TALAY aydintalay@gmail.com En mühim sermayemiz ve en büyük nimet olan ömür; gün ve gecelerle birlikte akıp geçerken, kanaatimce pek azımız; «ah, vah» etmeden ve; «keşke»leri sıralamadan geçmişimize bakabiliyoruz. Hâlbuki bizi bizden daha fazla düşünen yüce Mevlâ’mızın; bizleri, diğer bütün varlıklara üstün kılan insan sûretinde ve hele insanların da en mümtazı olmaya talip, müslüman olarak yaratmış olması ne […]

Continue reading »

Son Yaprak Düşünce
HANGİ MEVSİM GELECEK?

YAZAR : M.Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanoğlu; göremediği zaman çok tuhaf, görebildiği zaman bambaşka bir varlık. Gözünü açsın diye verilen ömrün can yaprağı, dünya tozuyla dolup da onu âmâlaştırdığı zaman; yüce hakikati anlatabilmek, sadece o yaprağın düşmesine bağlı. Peygamber oğlu olanlar için bile böyle olmuş. Son yaprak düşmedikçe, hangi mevsimin başına geleceğini anlayamamışlar, gaflet zebûnu olarak yaşamışlar. Sonları eyvahla bitmiş. […]

Continue reading »

EVLÂT KOKUSU

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Sabah namazının ardından dükkânının kapısına vardı. Besmele ve Âyetü’l-Kürsî okuyarak kepenkleri açtı. Âdeti idi. Yaz-kış fark etmez; her sabah, namaz sonrası dükkânı açar, kuşların kendilerine has zikir halkasına iştirak ederdi. Kuş cıvıltıları arasında bir çay suyu koyar, o hazır oluncaya kadar da Kur’ân-ı Kerim’den her gün kendine vazife bildiği en az 8-10 sayfa okurdu. Çayı […]

Continue reading »

ÖMRÜN SON FASLI ve…

YAZAR : Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com Belli bir yaştan sonra insan, dönüp bakıyor da ardına; içerisinde güzelliklerin olduğu kadar acıların da saklandığı bir sürü kırık dökük yıl… Adına ömür denilen doğumdan ölüme varoluş süresi… Yûnus Emre’nin; Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi… Hele bana şöyle geldi şol göz yumup açmış gibi… diye tanımladığı; Yahya Kemal BEYATLI’nın; Fânî ömür […]

Continue reading »

Ömrün Dört Mevsiminde de İSTİKAMET ÜZERE BİR HAYAT

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GAFLET EN BÜYÜK DERT Rivâyete göre İsa -aleyhisselâm-; teni alacalı ve iki şakağı da çökük, hasta bir adama rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklardan âdetâ habersiz bir hâlde kendi kendine şöyle şükrediyordu: “–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, insanların pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” İsa -aleyhisselâm-, muhatabının idrak seviyesini […]

Continue reading »
1 595 596 597 598 599 1.023