SÖZ ULUNUN SU KİÇİĞİN*

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com

“Allâh’ın nûru; insanın hekimi olursa, ona
ihtiyarlıktan, hararetten hiçbir eksiklik gelir mi?”
(Hazret-i Mevlânâ, Mesnevî)

Toplumlar sanayileştikçe; bu durumun dayattığı batı tipi modernleşme ve şehirleşme sebebiyle, yaşlıların toplum içerisindeki yerleri konusunda, sıkıntılar baş göstermeye başladı.

Bu gibi toplumlar; klâsik toplumlara göre, daha fazla nüfus ve göç hareketlerine maruz kaldığından ve aile yapıları geniş aile tipinden ziyade; anne, baba ve çocuktan oluşan çekirdek aile tipine uyduğundan, bu sıkıntılar daha da büyüdü.

Yaşlı insanlar, bu tip toplumlarda; bakıma muhtaç, yürüme güçlükleri olan, değişime kapalı, mutsuz, yalnız ve sosyal ilişkileri zayıflamış kişiler olarak kabul edilir oldu.

Böylece sanayileşmenin getirdiği bu sosyo-ekonomik değişimler (vahşî kapitalizm) ve farklı ideolojilerin toplumları değiştirmesi (materyalist dünya görüşü) ile yaşlılar toplum dışına itildi.

Oysa tasavvufî dünya görüşünde, yaşlı algısının ne kadar farklı olduğunu Hazret-i Mevlânâ şu sözleriyle ne güzel anlatır:

“Cenâb-ı Allah; bu âlemde kul olmanın zevkine varanlara, uzun bir ömür lutfederek bu zevki daha da uzun yaşamalarını, yaratılmışlara daha fazla yararlı olmalarını bağışlamıştı.”

Bu sözden yola çıkarak, kendi kültür mirasımıza baktığımızda;

İslâmiyet öncesi Türklerde; yoksullara yardım etme, çıplakları giydirme, açları doyurma gibi sevgi ve merhamet duyguları oldukça gelişmişti. Nitekim destanlardan da izlenildiği üzere Türk obalarında tecrübeli yaşlılar; topluluk içinde yararlı, hürmete lâyık kişilerden sayılırdı. Bu davranış biçimi töre hâline gelmişti.

Türklerin İslâmiyet’i kabul etmelerinden sonra; özellikle Peygamberimiz Hazret-i Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sünneti ışığında, sevgi ve merhamet duyguları daha da kökleşti ve gelişti. Böylece müslüman Türkler; atalarına saygıda kusur etmeden, muhtaç ve güçsüzlere yardım ederek, fitre ve zekâtın öncelikle yaşlılara verilmesini sağlayarak yaşlılarını koruyup, kolladılar.

Günümüze gelindiğinde ise batı tipi modernleşme ve şehirleşmenin, ne yazık ki memleketimizde de etkili olduğu görülmekte.

Örfümüzün ve dînimizin hakikatlerini unutan; televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi medya araçlarının da etkisiyle, ferdî hayata hapsolan, bencilleşen, yalnızlaşan zamâne insanı, anlayış, fedâkârlık, diğergâmlık, kanaat, hoşgörü ve sabırdan giderek uzaklaşır hâle geldi.

Bu taklitçi anlayışta tecrübe ve bilgelik gibi yaşlılığın olumlu yönleri görmezden gelinirken, aktif ve sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçiren çok sayıda yaşlı insana, gerekli değer verilmez oldu.

Eskiden insanların etraflarında güvenle sırtlarını dayayabilecekleri, enerji alabilecekleri yaşlı insanlar varken; şimdi anne ve babalar bile istenmiyor, yalnızlığın pençesinde heder olan günümüz yaşlıları, huzurevlerine, düşkünler evlerine terk ediliyor.

Oysa hepimizin hâfızasında geçmiş zaman insanı diyebileceğimiz yaşlı insanlar vardır. Kâh memleketimizde, kâh köyümüzde, kâh mahallemizde belki de ailemizde hayatlarını sürdüren bu insanlarla konuşmak o kadar güzel o kadar değerlidir ki! Belki birçoğu okul yüzü bile görmemiştir, ama kalplerinden dillerine vuran bir güzellik vardır. Hayata güzellik ve fedâkârlık içinden bakan bu insanlar; irfanla beslenmişler, tasavvuf ışığıyla nurlanmışlardır.

Hazret-i Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde söylediği gibi:

“İlâhî aşkla mest olan ihtiyar, başka türlü bir ihtiyardır. Onun içinde, tertemiz bir mânevî yaşayış vardır.”

Dolayısıyla yaşlılığın en iyi tedavi yolu ilgi ve şefkat, en iyi barınma yeri ise sıcak bir aile ortamıdır. Huzurevi, Dârülaceze gibi yerler; ailevî değerlerin yozlaştığı toplumlarda zarurî olarak ortaya çıkmış yerlerdir. Buralarda yaşlılara fizikî olarak çok iyi bakılsa bile, aile ortamında var olan evlât ve torun sevgisi asla bulunmaz.

Onları huzurevlerine göndermek yerine, evlerimizin huzurundan mahrum etmeyelim. Bu vefâyı gösterelim ve bu sıcak ilgiyi esirgemeyelim. Sağlıcakla kalın.

____________

* Oğuz Türklerine ait bir atasözü: (Söz büyüğün, su küçüğün.)