BİR AÇIDAN DEĞİL HER AÇIDAN

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İki âyet-i kerîme: “İnsanlardan kimi Allâh’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). (Böyle yapan kişi) dünyasını da, âhiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.” (el-Hacc, 11) “İnsanlar kendi aralarındaki (din) işlerini parça parça böldüler. […]

Continue reading »

TEBLİĞ KIVAMI

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com Tebliğ, kelime olarak ulaştırmak demek. Istılah olarak ise, İslâm ile buluşturma mücadelesi demektir. Evet mücadele… Mücadele etmek için ise bir kıvam gerekiyor. Yani sadece söz, tebliğ için yeterli değil. İnsan denen varlık; ruh ile kāim olduğu için, birtakım tesirli sözler dinlemekle yetinmiyor; o sözleri söyleyende bir kıvam görmek, rûhuna tesir edecek bir hâli hissetmek istiyor. […]

Continue reading »

«DİN, SAMİMİYETTİR!»

YAZAR : Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com «Aşkın, sevginin, güvenin ve paylaşımın garantisi nedir?» diye sorsalar bana; «Samimiyet…» derim. Düşünce ve duygularımızın yaptıklarımızla örtüşmesi olan samimiyet; aynı zamanda duygu ve düşüncelerimizin sağlamlığının, inandırıcılığının ve sürekliliğinin de ölçüsüdür. Samimiyet; insan rûhundaki doğruluğun, ahlâkın, edebin dışa yansıyan aynasıdır. Samimiyet; gönülden istemek, severek ve karşılık beklemeden yapmak, dünya hayatından haz almak ve huzurlu yaşamanın da […]

Continue reading »

DÜNYAYA BİR ŞEY VERMEDEN ÖNCE…

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Bir değeri başkalarına ulaştırmanın öncelikli şartı, ona sahip olmaktır. Bugün genel olarak baktığımızda, dünya müslümanlarının gıpta edilecek nesi var ki onu başkalarına ulaştırmaları beklensin? Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede, Kande kaldı gayrıye himmet ede! Bugün cehâletin, taassubun, taklitçiliğin, mezhepçiliğin, despotizmin, vahşetin, yolsuzluğun, uğursuzluğun, bozgunculuğun en fazla kol gezdiği yerler -ne yazık ki- İslâm […]

Continue reading »

Mahrumlar İslâm’ı Beklerken; GİZLEMEYE NE HÂCET!

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Belediyelerimizin kültür merkezlerinde tertiplenen faaliyetlerden haberiniz var mı? Eğer yoksa tavsiyem, en kısa zamanda bilgi edinin. Eminim ilginizi çekecek başlıklarda seminerler, sohbetler, hattâ tiyatro oyunlarına rastlayacaksınız. Bunlardan birini seçip ailenizle katılın, hem eşiniz ve çocuklarınızla güzel bir faaliyet yapmış olursunuz hem de üzerinde konuşabileceğiniz bilgilere sahip olursunuz. Bizim insanımız; kültür merkezi, sinema, tiyatro deyince […]

Continue reading »

Mukaddes Bir Emânet; ÇAĞLAR ÜSTÜ DAVET

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Teknolojideki gelinen seviye çerçevesinde, haberleşme imkânlarının fevkalâde geliştiği günümüzde; devletler, siyasetlerini hâkim kılmak için, bu vasıtaları geniş ölçüde kullanıyorlar. Hele dünyevî (seküler) cereyanların altüst ettiği, insanî değerlerin pek de yer bulamadığı bu kurtlar sofrasında; davranış tarzının belirleyicisi olan «gaye uğruna her şey mubah» mantığıyla, her türlü sûiistimal ve hile irtikâp edilebiliyor. «Yeni dünya düzeni»nin […]

Continue reading »

İSLÂM, GÖNÜLLERİN FETHİDİR!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Tarihten beri gerçekleştirdiğimiz bütün fetihlerin özünde bir mesaj var: Müjde-i Peygamber. Her müjdenin de bir şartı var: Şahsiyet-i Peygamber. O şahsiyetin de sırrı: Dîn-i Mübîn-i İslâm. Onun da bütün tecellîsi: Gönüllerin fethi. İşte bu sırrı anlayarak mükemmelleşen ve ancak bu yüce kıvam ile feth-i mübinlere yönelen gönüller, gerçek mânâda birer fatih oldular. Çünkü […]

Continue reading »

KİMSESİZLERİN KİMSESİ

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Muhteşem bir bahar sabahının ilk dakikaları idi. Güneş ilk ışıkları ile etrafı aydınlatmaya başlamıştı. Fahri Hoca, odasının penceresini açmış ve bir ibâdet edâsıyla başlamıştı çalışmaya. Onun en büyük hazzı; günün bu vakitlerinde, henüz şehrin karmaşası kendini göstermeden, kuş cıvıltıları eşliğinde hâfızların derslerini dinlemekti. Hâfızların sabah namazı sonrası Kur’ân-ı Kerim terennümleri, cümle kuşların kendi dillerince zikirleri […]

Continue reading »

GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Fetihlerdeki Ulvî Gaye; GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH Hicretin sekizinci senesiydi. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Mekke’yi maddeten ve mânen fethediyordu. Muhâcir bir fert olarak çıktığı şehre, muzaffer bir kumandan olarak giriyordu. Yâr-i gārı Ebûbekir -radıyallâhu anh- ile gizli-saklı çıktığı mübârek şehre, 8 senelik bir ayrılıktan sonra on bin kişilik mü’min ordusuyla […]

Continue reading »

TEMSİL İLE TEBLİĞ

YAZAR : Sami GÖKSÜN Peygamberler Sultanı, Allâh’ın Arslanı Ali’yi karşısına aldı ve bizler için de altın bir öğüt olan şu ölçüyü verdi: “Allâh’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması; senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü’l-ashâb, 9) Hepimizin en büyük arzusu bu. Bir insanın hidâyetine vesile olmak… […]

Continue reading »
1 578 579 580 581 582 1.023