ERER…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Safâ peşinde koşan, durmadan cefâya erer, Cefâya dalmayarak sabreden, vefâya erer! Ölüm misâli amansız keder ve sancıları, Rızâ suyuyla içen, şükreder, şifâya erer! Bütün hücûmuna zulmün Habîb-i Neccar olan, Görür de cenneti önden, ta irtifâya erer! O her yetîmi ve mahrûmu kollayan kişi de, Sonunda Ahmed ü Mahmûd u Mustafâ’ya erer! Cihanda hâsılı Seyrî, […]

Continue reading »

OLASIN

ŞAİR : SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Dilerim sevgili yârim bize mihmân olasın… Şu devâsız denilen derdime dermân olasın… Nice yıl cânımı her gün sana kurbân adadım, Bir kez olsun ne olur sen bana kurbân olasın… Gönlü sevdâ bürümüş taşmada seller gibi hep, Bu coşan sellere bir gün yüce ummân olasın… Ölüm âsan bilesin âşıka hasret zor olur, Koma hasrette […]

Continue reading »

GAMZELER GÜL AÇMIŞ…

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de Gözlerin, gördüğün rüyayı yakar, Gamzeler gül açmış, dudaklar ateş… Bir damla gözyaşın, deryâyı yakar, İçimde çağlayan ırmaklar ateş… Saçından kıvılcım almış geceler, Dilime kor gibi düştü heceler, Yüzünü benden mi saklar peçeler? Gökler de tutuşmuş, şafaklar ateş… Adını duyanda çöller kavrulur, Alevine değen rüzgâr savrulur, Hasretine sıla-gurbet vurulur, Yakın olmak bin âh, uzaklar ateş… Bu […]

Continue reading »

O’NDA, O’NSUZ OLMA GÖNÜL!..

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Dost nefhası say bu cânı; Özge hâle dalma gönül!.. Gece, gündüz an Sübhân’ı; Böyle garip kalma gönül!.. Gel varlığa sor sen seni; Gör «emânet» yüklü teni!.. Dört kapıda tut düzeni; El kapısı çalma gönül!.. Tefekkür et, olan işe; Bir sevdadır geldi başa!.. Kul odur ki menzil aşa; Nefsi, boşa salma gönül!.. Cehd et, dayan, bil […]

Continue reading »

BULUNMAZ

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Sanma ömür, sevenlere yâr olur… Çoğunun adını bilen bulunmaz! Değil gurbet, sıla bile dar olur… Gözünün yaşını silen bulunmaz! Ne o yandan ne bu yandan soran var… Felek gibi cefâ ile yoran var… Hep derdim ki yâr diyerek saran var… «Satarız cânı da alan bulunmaz!» Dert çeksen de, kim dermandır derdine? Sormazlar ki bu […]

Continue reading »

UYANIŞ TEMRİNLERİ

ŞAİR : M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com Kalbimizi yumuşat, aşkına yandır bizi, Gaflet uykularından Rabbim uyandır bizi!.. Sonsuzluk zemzeminden içir de kandır bizi, Aç gönül gözümüzü, Rabbim uyandır bizi!.. Batılları Hakk’a kat, azme inandır bizi, Uyumak vakti değil, Rabbim uyandır bizi!.. Şerlerden uzak eyle, hayra dayandır bizi, Tan yeri ağarmadan Rabbim uyandır bizi!.. Öyle bir hayat yaşat, rahmetle andır bizi, Uzun […]

Continue reading »

DAĞLAR

ŞAİR : M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com Sen olmazsan aynı yerde, Kim demiş ki durur dağlar. Şib Vadisi düşer derde, Taşlara baş vurur dağlar. Kuru dalda filiz biter, Zikrinle her canlı öter, Kudretin yapmaya yeter, Yürü desen, yürür dağlar. Hünerin örmediğini, Her aklın ermediğini, Gözlerin görmediğini, Daha güzel görür dağlar. Tâif halkı bile bile, «Kābil»leşince «Hâbil»e, Kuaykıan gelir dile, Rasûl’e söz […]

Continue reading »

VEDÂ GAZELİ

ŞAİR : Memduh CUMHUR memduh47@hotmail.com -Şinâsî-yi Mevlevî’yi tazmin- “Derûnu âşinâ ol taşradan bîgâne sansınlar.” Melâmet mülkü bir kâşânedir, vîrâne sansınlar. Ezel nakkāşı tasvîr eylemiş cânâneyi canla, Gönül yârin mekânıyken neden boş hâne sansınlar? Hayâtın sırrı gizlenmekde sevdâ imtihânında: Hayâl ufkunda beyhûde dönen pervâne sansınlar. Bu fânî âlemin geçdik melâliyle visâlinden, Hakîkatde keder çokdur bırak bir tâne sansınlar… Figānın Arş’a yükselsin […]

Continue reading »

NAMAZ ERKÂNI

ŞAİR : Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com Açılır önünde cennet kapısı, Tekbirle namaza girdiğin zaman, Dünya dertlerinin biter hepisi, Meskenet çemberin yardığın zaman… Kabul edilirsin ulu dîvâna, Hâlin arz edersin yüce Rahmân’a Gör nice ihsanlar verilir sana, Huşuyla kıyamda durduğun zaman… Olgun başak gibi durur hâllerin, Hakkın kelâmını okur dillerin, Gönül dergâhında açar güllerin, Mânâsına fikir yorduğun zaman… Rabbin azameti ikrâr olunur, […]

Continue reading »

Ömer Hayyam Rubâîlerini Türkçe Söyleyiş -5-

Harun ÖĞMÜŞ Muhdes ve Kadîm Çün nîst makâm-ı mâ der-in deyr mukim, Pes bî-mey ü ma‘şûka hatâîst azîm. Tâ key zi-kadîm ü muhdes ey merd-i selîm, Çün men reftem, cihan çi muhdes, çi kadîm. Mâdem ki değilsin bu yıkık handa mukim, Muhdes mi, kadîm mi sorma ey akl-ı selîm! Sen göçtükten sonra onun üstünden, İster muhdes olsun o isterse kadîm! […]

Continue reading »
1 520 521 522 523 524 1.023