HAZRET-İ ÖMER DÖNEMİ 3 (634-644):

AHMET MERAL İSLÂM ELÇİLERİ KİSRA’NIN SARAYINDA Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu! Mehmed Âkif ERSOY   Kisra’nın: “–Sizi buralara kadar getiren şey nedir? Bu ülkeye ve benim yanıma ne maksatla geldiniz?” sorusuna İslâm davet heyetinin başkanı olan Hazret-i Numan bin Mukrin tarafından şu ifadelerle cevap verilmiştir: “–Ey padişah! Biz çok değil, kısa […]

Continue reading »

BİR ZAMANLAR HACCA GİTMEK CESARET İSTİYORDU

DOÇ DR. AHMET KAVAS Hac ibadetini yerine getiren Müslümanların Hicaz’a yaptıkları seyahatleri esnasında zaman zaman büyük sıkıntılarla karşılaştıkları bilinmektedir. Geçmişte ulaşım imkânlarının oldukça sınırlı ve yorucu olması hacca gidenler için en büyük engel idi. Bugün ise İslâm ülkelerinin nüfusunun gittikçe arttığı dünyamızda Suûdi Arabistan’ın uyguladığı vize yüzünden bu ibadeti yapmaya niyetlenenler büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilmektedirler. İmkânı olan Müslümanların bir […]

Continue reading »

Gitsinler, Tekrar Gelsinler!

Handenur YÜKSEL Yıldırım lâkabıyla tanınan dördüncü Osmanlı hükümdarı Sultan I. Bayezid, 1354’te doğdu. Osmanlı’nın Rumeli’deki geleceğini tayin eden Kosova Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı. Babası Sultan I. Murad’ın (Hüdavendigâr) savaş meydanında vefatı üzerine tahta geçen Bayezid, Batı Anadolu’daki Türkmen beyliklerini, Aydın, Saruhan, Menteşe ve Germiyan’ı Osmanlı idaresine kattı. Karamanoğlu’nun elinde bulunan Konya’yı kuşattı, fakat alamadı. Macar ve Venediklileri Niğbolu Muharebesi’nde […]

Continue reading »

Mecidiye Nişanı ve Ahmet Rasim

DURSUN GÜRLEK Gül, dalında gülümsediği gibi, kalem de yazarken güzelleşir. Hele usta bir yazarın elini süslerse, âdeta coşkun bir ırmağa dönüşür. Ucundan akan mürekkep nur olup kâğıtla bütünleşir. Eskiden kalemini konuşturan, velûd yazarlara «muharrir» diyorlardı. Bugünkü «kompozisyon» dersinin adı da «tahrir»di. Resmî dairelerdeki yazı işlerini yürütenler ise, «tahrîrat kâtipleri»ydi. Çok yazı yazmaktan eli nasırlaşan fikir işçisi, en az yarım asrı […]

Continue reading »

Osmanlı Tahtında Bir Velî Sultan

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Sultan II. Bayezid melek huylu bir insandı, temiz yüzü kalbinin aynasıydı. Gençliğinde hür bir hayat sürmesine rağmen, padişahlığında kendini ibadete vermiş, hayır işlerine yönelmişti. Bu yüzden halk arasında kerâmetlerinden söz ediliyor, «Bayezîd-i Velî» diye anılıyordu. Meselâ aşağıdaki hâdise, tarihî kayıtlara geçmiştir: Bir gün sultanın meclisinde seyyahın biri, Dalmaçya insanının özelliklerini ve o bölgenin tabiî güzelliklerini anlatıyordu. Söz […]

Continue reading »

Râşid Halîfeler Dönemi (Hulefâ-i Râşidîn)

Ahmet MERAL HAZRET-İ ÖMER DÖNEMİ 2 (634-644): Fetihleri kolaylaştıran en önemli unsurlardan biri de Bizans’a bağlı o bölgelerdeki baskıcı ve zâlim yönetimlerdi. Antakya Patriği büyük Mihail, mevcut yönetimlerin bu zulmünü «Chronique» adlı eserinde şöyle anlatıyor: “Her şeye kâdir olan, fânîlerin kurdukları imparatorlukları istediği yolda değişikliklere uğratan, onları dilediğine veren, düşkünü en üste çıkartan, Romalıların bize yaptığı kötülüklere şâhit olan Cenâb-ı […]

Continue reading »

Destanlar Kıtası Afrika

Doç. Dr. Ahmet KAVAS akavas@istanbul.edu.tr Afrika kıtası sözlü edebiyatın önemli unsurlarından birisi olan destan kültürü bakımından oldukça zengindir. 21’inci yüzyıla girerken dünyanın pek çok yerinde destanlar sadece yazılı hâle getirilerek birer tarih malzemesi olarak kalırken bu kıtada hâlâ canlılıklarını muhafaza etmektedirler. Öyle ki bazen bir destan değişik ülkelerde birbirinden farklı şekillerde anlatılmaktadır. Genelde kuzey, batı, doğu, merkez ve güney diye […]

Continue reading »

Canlı Bedene Ameliyat Yaptırmam!

Handenur YÜKSEL “Bir karış dahî olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu toprakları kanlarını dökerek kazanmış ve yine kanlarıyla mahsuldâr kılmıştır.” Sultan II. Abdülhamid, 21 Eylül 1842’de doğdu. Babası Sultan Abdülmecid’dir. Annesini 11 yaşında kaybeden sultan, zeki, fakat fikir ve kanaatlerini dışa vurmayan bir karaktere sahipti. 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyeti ilân etti. 33 yıllık […]

Continue reading »

“Yangın Olur, Biz Yangına Gideriz!”1

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Beyazıt Kulesi’ne asılan yeşil fenerden, yangının Üsküdar’da olduğu anlaşılırdı: Kule Ağası2 mutlaka bekâr olur, her zaman kulede yatardı. Gece yangınlarında nöbetteki gözcü, ateşi görür görmez, önce ağayı uyandırır; bekârlığını îmâ eden alışılmış bir seslenişle: «Ağa kalk, bir çocuğun oldu!» derdi. Uyanan ağa da: «Kız mı, oğlan mı?» diye sorardı. Nöbetçi «kız» derse yangın Üsküdar, Boğaziçi veya Beyoğlu’nda; […]

Continue reading »

Râşid Halîfeler Dönemi (Hulefâ-i Râşidîn) Bölüm 2

Ahmet MERAL Hazret-i Ömer Dönemi 1 (634-644)   Sert kişiliği, hasbî tavırları, şefkat dolu yüreği, alçakgönüllülüğü ve adâlet prensibine bağlılığı, Hazret-i Ömer’in, yüzyılları aşarak günümüze ulaşan sembol kişiliğinin tezahürleridir. Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu! Mehmed Âkif ERSOY FETİH ÖNCE GÖNÜLLERDE GERÇEKLEŞTİ. Hazret-i Ebûbekir’in ölmek üzereyken yaptığı tavsiye üzerine Müslümanların ikinci halîfesi […]

Continue reading »
1 47 48 49 50 51 53