GAZZE DEYİNCE…

Harun ÖĞMÜŞ Bir buçuk milyar sanırdık Müslüman dünyâsını, Hepsinin omzunda bilmiştik Kudüs dâvâsını. Bir buçuk milyar değil, yokmuş meğer tek er bile! Bir ömür düş görmüşüz -heyhât- açık gözler ile! Çol-çocuk, genç-ihtiyar doğrandı kaç gün durmadan, Baktı kaç devletli, sorsan; hepsi ismen Müslüman! Yirmi üç gün seyredip ekranda haktan saptılar, Körpecik mâsumlar üstünden hesaplar yaptılar. Haydi yok vicdânınız bir parça […]

Continue reading »

GAZEL

Harun ÖĞMÜŞ Sen gönlümü gölgen gibi ardınca yedersin, Ben yurt ederim; nerde boyun, gölgeni sersin! Hayran bırakırsın yürüsen servi boyunla, Her lâhza gülistanda olur güllere dersin. Mü’min seni elbette sever kâfir isen de; Çok kâfiri küfrün ile sen mü’min edersin! Gamzen acımaz öldürür, aşkınsa diriltir; Yaktıkça kül etmez nice bir nâr-ı Sekar’sin! Hârun; selefin, derdi, bağından yine güller; Erbâbı olan […]

Continue reading »

TAHMÎS

Harun ÖĞMÜŞ Hâlâ mürîd-i râh-ı sedâd olmadın gönül, Cânân önünde tâlib-i dâd olmadın gönül, Hayfâ ki bezm-i dostta yâd olmadın gönül, Erdik bahâre sen yine şâd olmadın gönül, Her yanda güller açtı küşâd olmadın gönül.* Herkes kadeh elinde ve dilber kolunda şen, Pür-neş’e gülsitâna varıp zevk eder iken, Zâhid misâli çille çekip kaldın evde sen, Yer yer serildi gülşene kâlîçe-i […]

Continue reading »

Vefatının 50. yılında Üstad Yahya Kemal’in Dilinden GAZEL

Harun ÖĞMÜŞ Sevdik zafer ve cengi bir eşşiz cemâle eş Tattık Mohaç’ta zevkini fethin visâle eş «Üsküp’te kabr-i mâdere» gönderdik armağan Pür-şevk edip ezânı terennüm Bilâl’e eş İstanbul’un her ufkuna bir ayrı âşığız Cezbetti gönlü her biri bir nev-nihâle eş Rehber cihanda bizlere Cem oldu dâimâ Aldırmadık cefâsına dehrin cibâle eş… Şi’riyle âdetâ «sözü kalbetti besteye» Hârun! Bu çağda gelmedi […]

Continue reading »

Yahya Kemal yılı münasebetiyle aziz üstada nâçiz bir NAZÎRE

Harun ÖĞMÜŞ Nasılsa aktı gönül bir nihâle, devrinde… Elif misâli boyum döndü dâle, devrinde … O cilveler, o bakışlar, o nâz, o istiğnâ… Verirdi gönlümü sonsuz melâle, devrinde… Derim bakınca taaccüp edip o günlerime: «Kapılmışız bir erilmez hayâle, devrinde!» Ne dostu dinleyerek geçtim aşk u sevdâdan; Ne aldırış ederek kîl u kāle, devrinde… Beş-on gazeldir o aşkın yegâne hâtırası; Uyup […]

Continue reading »

HEP

Harun ÖĞMÜŞ Cihanda gördüğü âriflerin cefâdır hep… Safâ sürenleri mihmân-ı Kibriyâ’dır hep… Hüseyn’e meşhed olan kanlı çöl değil yalnız! Bugün yerin yedi iklîmi Kerbelâ’dır hep… Müezzinin sesidir sanma tek, bütün varlık, Kulak verirsen eğer Hakk’a bir nidâdır hep… Hulûsu bâde içen rindlerden öğren asıl, Rukû ve secdesi zâhidlerin riyâdır hep… Sebep bu hilkate ins, Ahmed insin efdalidir, O halde kevne […]

Continue reading »

Fetihler Seli

Harun ÖĞMÜŞ «Nâil olsam» diye Peygamber’imin müjdesine, Coşmuş İstanbul’u fethetmek için her sîne. Lâkin Alpaslan’ın ardınca edinmiş de hedef, Kahraman cedlerimin olmuş o nâdîde şeref! Dile gelmez, kaç asır sürmüş olan bir dâvâ! Olur, uğrunda Bizans’ıyla, Freng’iyle gazâ! Ve Süleyman Paşa bir gün geçerek Rûmeli’ne, Yeni bir yön verir îmanlı fetihler seline. Bir asır sel, hep onun açtığı mecrâda akar, […]

Continue reading »

HIRS ve KANÂAT

Harun ÖĞMÜŞ Zengin oldukça sarıldın bu yalan dünyâya Hiç hesap vermeyecekmiş gibisin Mevlâ’ya Yok mudur hırsına son nokta behey gâfil adam! Ona varsan da desen gayri: «Gözüm doydu, tamam!» *** Böyle sürsün mü bu hummâlı ve bitmez gayret Bu meşakkatli seferler, bu müebbet hasret Gurbet ellerde sevenlerden uzak ömr ü hayât Bilmeden hâlini evlâd u ıyâlin, heyhât! Şark’tan garba gezip […]

Continue reading »

Zühd ve Takvânın Ölçüsü

Harun ÖĞMÜŞ Sakın aldanma! Ne üstündeki yırtık gömlek Kişinin dînini göstermek için bir ölçek Ne topuk üstüne zâhitçe çekilmiş paçası, Ne de çok secdeden alnında oluşmuş yarası Zühd ü takvâ para za’fıyla denenmektir asıl O çetin za’fı yen öyleyse, hemen cenge atıl! Altının var da kapılmazsan eğer cilvesine, Tırmanırsın o zaman zühdün -inan- zirvesine Sakın aldanma! Ne üstündeki yırtık gömlek […]

Continue reading »

Gazel

Harun ÖĞMÜŞ Cezb eder dâim cemâlin cinni de insânı da Hep o Mushaf’tan okurlar ilmi de irfânı da Kâkülün çözsen de bir yol seyre çıksan gülşene Hak için mahcûb edersin servi de reyhânı da Bezme gelsen lutf edip rindâna arz etsen şarâb Tevbekâr anmaz verilmiş ahdi de peymânı da Göz süzüp bir kerre baksan şâyet uzlet-gâhına Terk eder aşkınla zâhid […]

Continue reading »
1 17 18 19 20