Hazret-i Ali’den terceme MISRALAR

Harun ÖĞMÜŞ Cimrilik etme, malın bol ise infâk eyle! Eksilir sanma sakın akçeni sarf etmek ile… Malın az olsa da sen et yine infâka devâm Çünkü mal bitse de ardında kalır bir iyi nâm! Vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün) (fa’lün)

Continue reading »

RUBÂÎ

Harun ÖĞMÜŞ Coşmuş deli gönlüm yine mestâne gibi, Neşveyle dolup taşmada peymâne gibi, Sevdâdan sevdâya atar kendini hep; Umrunda değil yansa da pervâne gibi…

Continue reading »

İSTANBUL’A

Harun ÖĞMÜŞ Heyhât! Nasîb olmadı bir gün yaşamak, Hem sende olup hem seni kalben duyarak… Yıllar boyu sensiz yaşadım sende iken, Şimdiyse seninleyim fakat senden uzak…

Continue reading »

RUBÂÎ

Harun ÖĞMÜŞ Boştur on asır sâkin ömür sürse çınar, Zevk almaz pervâne yanan lâhza kadar… Coşkuyla geçen zamandır ancak yaşanan, Bin yıl heyecansız yaşamaktan ne çıkar?

Continue reading »

KIT’A

Harun ÖĞMÜŞ Mey sundu felek boş bulunup bir kez emelden; Kırdım heyecandan düşürüp kâseyi elden! Mümkün mü felek bir daha sunsun o şarâbı, Yâhut kırılan kâseyi tâmîr edeyim ben?.. Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

Continue reading »

TÜRKMEN BEYİNİN TÜRKÜSÜ

Harun ÖĞMÜŞ Asya bozkırlarının hür havası, İşlemiş anlaşılan tıynetime; Güttüğüm tek hür oluş dâvâsı Başka gam aykırıdır fıtratıma! Kültigin, Bilge, Oğuz, ecdâdım Tuttu onlarla tüm âfâkı adım Hangi set var ki geçip atlamadım? Düşmanın engeli hiçtir atıma! Sığmadım yurduma bir gün geldi Benliğim sanki bir azgın seldi Dağ-bayır dinlemeden yükseldi Roma baş eğdi benim kudretime! Ama beyhûde hevesmiş bunlar Nerdedir […]

Continue reading »

ANA HAKKI*

Harun ÖĞMÜŞ Ananın hakkı çok üstünde bilirsen şâyet, Onu hor görme de hoş tutmak için gayret et! Uykusuz geçti gebeyken sana birçok gecesi Âh u efgandı alıp verdiği her bir nefesi… Doğururken seni bilhassa neler çekti neler! Yalınız anne o güç hâle tahammül eyler! Pâkleyip altını, pis koymadı aslā bir an; Koynu bir taht idi gûyâ sana âmâde her an!.. […]

Continue reading »

GÖZLERİN

Harun ÖĞMÜŞ Düşmanımdan saklasın Rabbim, belâdır gözlerin! Öldürür ammâ geçilmez ibtilâdır gözlerin! Mübtelâ kılmakta bir efsunla dâim âlemi, Gerçi bir iksîre çoktan mübtelâdır gözlerin! Hangi er devrinde yüz döndürmemiş dergâhtan? Hep tarîk-ı zühdü tutmuş eşkıyâdır gözlerin! Âşıkın kanın dökerken görse insan zanneder Fî sebîlillâh cihâd eyler bahâdır gözlerin! Ağlasın Hârûn’a âlem aldanıp ilk gamzene Bilmemiş derd olduğun, sanmış devâdır gözlerin!

Continue reading »
1 16 17 18 19 20