Ömrün Dört Mevsiminde de İSTİKAMET ÜZERE BİR HAYAT

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GAFLET EN BÜYÜK DERT Rivâyete göre İsa -aleyhisselâm-; teni alacalı ve iki şakağı da çökük, hasta bir adama rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklardan âdetâ habersiz bir hâlde kendi kendine şöyle şükrediyordu: “–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, insanların pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” İsa -aleyhisselâm-, muhatabının idrak seviyesini […]

Continue reading »

BASÎRET GÖZÜ!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GÖZ, DOSTU GÖRÜRSE GÖZ… Göz küçücük bir et parçası… Birkaç damla yağ… Cenâb-ı Hak ona öyle bir husûsiyet vermiş ki; âlemi görüyor, tanıyor, fark ediyor. Allah; insanoğluna göz vermemiş olsaydı, görmek denilen şeyi tasavvur dahî edemezdik. Her ne kadar ilâhî azamet tecellîlerini ve nakışlarını idrâk edebilmemiz için Hakk’ın bu cihana ikram ettiği yüce kanunlarını […]

Continue reading »

O GÜN GELMEDEN

YAZAR : Sami GÖKSÜN Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, halîfeliği esnasında evrakı mühürlediği yüzüğünün üstüne; “Ey Ömer, ölüm sana vaiz olarak yeter!” yazdırmış. “Başka vaiz mi istiyorsun, ölüm sana yetmez mi?!.” mânâsına. Yazdığı mektubu, resmî evrakı mühürlerken her seferinde, o yazıyı görüp ders alırmış. Her can ölecektir, her beden de mezarın sînesine yaslanacaktır. Bu gerçeği her can bilir, fakat ölümden sonraki […]

Continue reading »

BU ÂLEM FÂNÎ!

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Asr-ı saâdetten bir kıssa. Hissemizi alarak ibret ile okuyalım, dinleyelim. Hâne-i sâadette her zamankinden farklı bir hâl vardı. Efendimiz suskun ve durgundu. İçeri girmek için izin isteyen kimseye izin verilmiyordu. Sonra Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer müsaade isteyince, onlara izn-i nebevî verildi ve içeri girdiler. Peygamberimiz oturuyordu, etrafında ezvâc-ı Nebî… Ses yoktu… Fakat Efendimiz’i bu ağır […]

Continue reading »

Şerîat, Tarîkat, Hakikat ve Mârifet Bütünlüğü İçerisinde TASAVVUF: İSLÂM’IN RÛHU!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DİRİ BİR KALP İLE Cenâb-ı Hak insanı yarattı ve ona Zâtına nisbet ettiği bir ruhtan üfledi. Onu; mahlûkat içerisinde en güzel kıvamda, ahsen-i takvîm üzere yarattı. Ona farklı husûsiyetler ve istîdatlar bahşetti. Bunun neticesinde de onu yeryüzünde halîfesi kıldı, ona emâneti yükledi, mukabilinde de ondan kendisine dost olmasını istedi. Kulluk mes’ûliyeti içinde takvâ ve […]

Continue reading »

LEYLÂ’YI İNCİTME!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi LEYLÂ İLE ANLATILAN… Leylâ ve Mecnun; beşerî bir aşk kıssası olmakla beraber, mânâ ehli için bir remizler deryası olmuştur. Temsîlî teşbih sanatıyla, «muhabbetullâh»ı tahsile gayret eden kul, Mecnun ile; yüce mahbûbu da Leylâ ile temsil edilir. Bu mahbub, bazen kâmil mürşid olur, bazen Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz olur. Muhabbetin nihâî gayesi olarak […]

Continue reading »

HÂL EHLİNİN HÂL LİSANI…

YAZAR : Sami GÖKSÜN Seyyid Burhaneddin Hazretleri, milâdî 1165 yılında Tirmiz’de dünyaya gelmiştir. Tirmiz; Özbekistan’ın güneyinde, Afganistan sınırı üzerinde, Amuderya Nehri ile Suhanderya Nehri kavşağında, yeni Tirmiz şehrinin biraz batısında bugün harabeleri kalmış eski bir şehirdir. Seyyid Burhaneddin Hazretleri; gerçekleri derinlemesine araştırdığı için «Muhakkik», insanların kalplerinden geçen gizli sırları keşif yoluyla bildiğinden de, «Seyyid-i Sırdan» unvanlarıyla anılmıştır. İlk tahsilini babasından […]

Continue reading »

ULUSLARARASI İMÂM-I RABBÂNÎ SEMPOZYUMU

İslâm dünyasında daha ziyade «Mektûbât» isimli eseriyle tanınan ve eserleri asırlardan beri feyizle okunan «Müceddid-i Elf-i Sânî» (hicrî ikinci bin yılın yenileyicisi) İmâm-ı Rabbânî’nin daha iyi tanınması ve mesajının hatırlanması için İstanbul’da 15-17 Kasım 2013 tarihleri arasında uluslararası katılımlı ilmî bir sempozyum düzenlendi. 30 yerli, 10 yabancı akademisyen ve araştırmacının katılımıyla gerçekleşen sempozyumda İmâm-ı Rabbânî’nin hayatı, eserleri, düşünceleri, tesirleri ve […]

Continue reading »

HAZRET-İ ÖMER’İN HASSÂSİYETİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Abdullah bin Abbas Hazretleri anlatıyor: Soğuk bir kış gecesiydi. Halîfe Hazret-i Ömer’i görüp onunla biraz konuşmak üzere evden çıkmıştım. Şehir uykudaydı. Sokaklarda hiç kimse yoktu. Birazdan önümde bir karaltı belirdi. Biraz yaklaşınca bir insan olduğunu anladım. Selâm verdim. Verdiğim selâmı almak üzere başını kaldırdı. Sîmâyı görünce rahatladım, o Halîfe idi. Gecenin bu saatinde herkes sıcak yatağında […]

Continue reading »

HAZRET-İ TULEYB -4-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Doğuşundan itibaren İslâm güneşi ile aydınlık ufuklara yürüyen Hazret-i Tuleyb -radıyallâhu anh-, sevgili annesi Hazret-i Ervâ’nın da müslüman olmasına vesile olmuştu. Dâru’l-Erkam’ın müdâvimlerinden biri olan Hazret-i Tuleyb -radıyallâhu anh-, orada görüp öğrendiklerini gelip evde sevgili annesine anlatıyordu. Yeni nâzil olan âyet ve sûreler, aynı gün Hazret-i Tuleyb ile Hazret-i Ervâ’nın ders ve sohbet konusu oluyordu. […]

Continue reading »
1 95 96 97 98 99 159