HACCIN MEBRÛR OLMASI İÇİN…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HACCA HAZIR MISIN? Hazret-i Mevlânâ, hac mevzuunda hikmetli bir kıssa anlatır: “Ümmetin büyüklerinden Bâyezîd-i Bistâmî, hac ve umre için Mekke’ye doğru süratle gidiyordu. Her gittiği şehirde oranın sâlihlerini araştırıyor; «–Bu beldede basîret sahibi, gönül gözü açık kim var?» diye o şehrin ileri gelenlerine soruyordu. Çünkü nereye sefer yaparsa yapsın, evvelâ Hak dostlarını arayıp bulmanın […]

Continue reading »

ÎMAN YOLUNDA GAYRET

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Fahr-i Âlem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; şöyle buyurmuşlardır: “Îman yetmiş küsûr şubedir. Bunun en efdali, Allah Teâlâ’yı tevhid ve O’nun birliğine şahâdet etmektir. Îman şubelerinin en ednâsı da, yollardan insanlara ve bütün yaratılmışlara ezâ veren şeyleri gidermektir. Hayâ îmânın bir şubesidir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, c. 4, hadis no: 684, Erkam Yay, s. 81) Allah Azîmüşşân’a îmân adı […]

Continue reading »

HAZRET-İ TULEYB -2-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Hazret-i Tuleyb bin Umeyr -radıyallâhu anh-, İslâm güneşinin doğduğu günlerde 10-11 yaşlarında bir çocuktu. Daha çocuk yaşta olmasına rağmen, uzun boyu ve güzel yüzüyle birlikte çok da yakışıklı biriydi. Onun en büyük özelliklerinden biri de heybetli biri oluşunun yanında cesareti ile dayısı Hazret-i Hamza’ya çok benzemesiydi. Çocuk yaşında olmasına rağmen, olgun bir genç gibi duruşu […]

Continue reading »

İSLÂMÎ HAYAT TARZI VAR MI?

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com İslâm’ın kendine ait bir hayat tarzı olduğu muhakkaktır. Zira İslâm; yemekten oturmaya, uyumaktan gezmeye hattâ eğlenmeye, içtimâî münasebetlerin keyfiyetine, şahsî ihtiyaçların giderilmesine varıncaya kadar kendine has bir hayat düzeni inşa etmiştir. Bu nizam; sadece dünde kalan durağan bir yapı değildir. Bilâkis asırlar aşacak, kıyâmete kadar sürecek bir kıvamda şekillenmiştir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, […]

Continue reading »

ARAFAT BERÂTI

YAZAR : Sami GÖKSÜN Hac; ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem’le; Allâh’a îman, ubûdiyet ve O’na karşı teslîmiyetin en güzel örneğini göstermiş Hazret-i İbrahim ve oğlu Hazret-i İsmail’in hâtıralarını yaşamanın adıdır. Hac; îman ve ibâdet şuurunun kuvvet kazandığı, din kardeşliğinin duygu ve davranışlara yansıdığı, mahşer tablosunun anbean yaşandığı, müstesnâ bir zaman dilimidir. Hac; insanın aynı gaye adına ırk, dil, […]

Continue reading »

SİNİMMÂR

YAZAR : İlyas KAYAOKAY okaykaya_1991@mynet.com Sünbülzâde Vehbî, (ö. 1809) Kırım’ın anahtarını Ruslara teslim eden hâin Şahin Giray’ın Rodos’ta ipe çekilmesi münasebetiyle «Kasîde-i Tayyâre»sini kaleme alır. Osmanlı’ya ihânet içerisinde bulunanın âkıbetinin hayırlı olmayacağını uzun uzun dile getirdikten sonra kalemini kendisine doğrultur: Ahmet YENİKALE’nin neşrettiği Dîvân’ında beyit şöyle: Nice te’sîs-i ebyât eylesin mi‘mâr-ı endişem, Eder gerdûn-ı dûn her dem mücâzât-ı sitemkârî… “Alçak […]

Continue reading »

GÖNÜLDEN HÂFIZLAR…

YAZAR : Ömer Sami HIDIR 1 Eylül 2013 Pazar günü, Yeni Çilehâne Camii’nde bambaşka bir rûhâniyet, bambaşka bir heyecan vardı. Bir Gönül Derneği’nin desteğiyle «Yüzakı Eğitim Merkezi»mizde hâfızlıklarını ikmâl eden 13 hâfızımız, duâlar eşliğinde icâzetlerini aldılar. Anne-babalarına ve hocalarına duygulu anlar yaşatan genç hâfızlar, programa iştirak eden birçok gence de hâfızlık idealini aşıladılar. Onlar iki kanatlı bir eğitim anlayışıyla hâfızlıklarının […]

Continue reading »

BİRİLERİ BİZİ GÖRÜYOR…

YAZAR : Hamza CAN Temel, bir televizyon kanalında yarışmaya katılmış. Ödül kazanmış. İş parayı almaya gelince ilân ettikleri rakamı vermemişler. Eksik vermişler. Sebebini sormuş: “–Her zamanki uygulamamız, vergi kesiyoruz.” cevabını almış. Koşmuş avukat arkadaşı İdris’e. O da demiş ki: “–Televizyonu mahkemeye ver.” Aradan zaman geçmiş İdris, yolda Temel’i görmüş: “–Ula televizyonu mahkemeye verdin mi?” Temel cevaplamış: “–Verdim ama ertesi gün […]

Continue reading »

TAMAHKÂRLIK ve FEDÂKÂRLIK…

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Para, hem nimettir, hem belâ… Zenginlik, hem devlettir, hem mihnet… Bunun çok çeşitli sebepleri var. Biri de ona göz dikenin çok olması. İster, haset ve nazar gibi mânevî göz dikenleri anlayın, ister hakikaten kötülük niyetiyle gözünü karartanları anlayın; servet bazen başa belâ olabilir. Bunun için maddî imkânlara sahip olan kişiler, çevrelerine dikkat etmeliler. Büyük güç gösterilerine […]

Continue reading »

KELİMELERLE TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Konuştuğumuz kelimeler; artık neleri konuşmaya başladığımız, neye-nasıl adlar verdiğimiz, aslında pek çok şeyi ele veriyor. Bu arada bazı şeyleri artık hiç konuşmadığımız, konuşmayı çağdışı görmeye başladığımız, mevzu açıldığında ürkek bir sessizliğe gömüldüğümüz üzerine biraz derinlemesine düşünürsek; aslında üzerimizdeki toplum mühendisliğinin hiç de başarısız olmadığını fark edebiliyoruz. Hattâ toplum mühendisliği kelimesi bile, toplum mühendisliğine âlet […]

Continue reading »
1 596 597 598 599 600 1.011