LİDERLER İSLÂM’A KOŞUYOR -1-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Hazret-i Mus‘ab -radıyallâhu anh-; bir okul ve bir ekol olarak Yesrib’in, Medine olması için dur durak bilmeden çalışıyordu. Rasûlullah -aleyhisselâm-’ın vazifelisi olarak, insanları Allah ve Rasûlü’ne davet ediyordu. Sadece o anda ve orada değil, hayatının her yönünde Kur’ân öncelikli bir hayat yaşadığı gibi, Kur’ân önüne hiçbir söz koymayan Hazret-i Mus‘ab; görüp anlayanlar için ne güzel bir örnektir. […]

Continue reading »

Şanlı Mâzîmizden Seçme Nükteler-NEDEN CÂİZ DEĞİL?

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Câfer-i Sâdık -rahmetullâhi aleyh- 702 yılında Medine’de doğdu. Soyu; baba tarafından Hazret-i Ali’ye, anne tarafından Hazret-i Ebûbekir’e dayanır. İlk tahsilini babası Muhammed Bâkır’dan aldı. Medine’de ilimle meşgul oldu, kendisini ilme vakfetti. Tefsir, akāid, hadis, fıkıh gibi İslâmî ilimlerin yanında fen ilimlerini de öğrendi. Kimyanın atası Câbir ve Hanefî Mezhebi’nin kurucusu İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, talebelerinden en […]

Continue reading »

KUŞAK FARKI MI BOZULMA MI?

Halil KAŞIKÇI Son zamanlarda gençlerle yaptığımız toplantı ve seminerlerde mevzu; edep, saygı, küçüğü-büyüğü tanıma mevzuuna geldiğinde karşımıza çıkan veya gençlerin sığındığı şey; «kuşak farkı, zamana uyma» gibi mazeretler. Hâlbuki «kuşak farkı veya o devir de öyleydi» ve «şimdiki zaman» gibi hayat tarzı farkları, insan hayatı boyunca daima vardır ve olacaktır. Edep ve saygı kültürü; bu terimlerin üzerinde ve her zaman […]

Continue reading »

YER KABUĞUNDAN ÇIKAN HİKMET İNCİLERİ

Ömer Sami HIDIR samihidir@gmail.com Âyet-i kerîmede buyurulur: “Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı.” (en-Nahl, 15) Çok katı bir zemin üzerinde yürüdüğümüzü düşünürüz. Gerçekten de yeryüzü onlarca kilometre kalınlığı ile dünyanın en kuvvetli yapısı. Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri bunu dönemin Sultanı’na yazdığı bir mektupta şöyle ifade eder: “Allah Teâlâ; insan […]

Continue reading »

BİR GÜZEL İNSANDI SÜLEYMAN HOCA

Prof. Dr. Necdet TOSUN ntosun@hotmail.com Bandırma; bir güzel insanını daha kaybetti, Süleyman TOSUN Hocayı… 1939 senesinde Balıkesir’in Manyas ilçesinin Necip Köyü’nde dünyaya gelmişti Süleyman Hoca. Yakın köylerde hâfızlık yapmıştı. Sonra dînî tahsilini ilerletmek için İstanbul’a gitti. Fatih’te Gönenli Mehmed Efendi’nin Kur’ân kursunda kaldı, Kesikbacak İsmail Efendi’den (ö. 1972) tecvid ve tashîh-i huruf dersleri aldı. Başka hocalardan da istifade etti. Bir […]

Continue reading »

GÜLLERİ SEYREDERKEN

Hayrettin DURMUŞ hayrettindurmus@gmail.com Bir seher vakti… Öyle bir rüzgâr esiyor ki tarif edilemez. Burcu burcu koku geliyor insanın burnuna. İçin ferahlıyor, sanki büyük bir umman oluyor kalbin. Nazlı yârdan haber mi getiriyor, ona hâlimizi mi bildiriyor? Seherin bu kutlu vaktinde telâşı neden acep? Anlatılamaz bir yel bu, ama atalar güzel bir ad bulmuşlar bu rüzgâra; «Rahmet Yeli.» Gerçekten de rahmet […]

Continue reading »

TESBİHÇİ

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Ay u güneş müştâk durur dervişlerin sohbetine, Ferişteler tesbih okur zikir ider dervişleri. Tersâlar tapuya gelür hükm ısları zebûn olur, Tağlar, taşlar secde kılur göricegez dervişleri. Ol Fahr-i Âlem Mustafâ ol mâden-i sıdk u safâ, İsterisen andan vefâ incitmegil dervîşleri.* Üniversite yıllarıydı; okul çıkışı Beyazıt Camii’nin arkasında, Sahaflar Çarşısı’nın çıkışındaki büyük çınarın altındaki çay bahçesinde, […]

Continue reading »

AMAN CENAZEM ORTADA KALMASIN!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Bu satırların yazarı, 1988 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olunca yabancı dil eğitimi için Londra’ya gittim. Tabiî orada da bugün İstanbul’u nasıl geziyorsam, Londra’nın da önemli yerlerini adım adım gezmeye başladım. Londra’da Türklerin çoğunlukla oturduğu yer olan Stoke Newington denen bir semt var, oraya da gittim. Bir cuma günüydü. Cuma namazını kıldık; namaz sonrası yavaş yavaş […]

Continue reading »

SİLİNMEZ YAZI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Görenin nûru, körün açmazı var, Her hayâtın ebedî kaçmazı var! Hey, bu devrânı zulümler çözemez, Gecenin gündüzü, faslın yazı var. Zorluğun bağrı kolaylıkla dolu, Bu bir Allah sözüdür, i’cazı var! Hakk’a bin hîle kuranlar bilsin, Yerin üstünde felek cambazı var! Alçağın Arş’a tuzak kurması boş, Varlığın sâdece tek kurnazı var! Bir ve tek kudreti görmezse beşer, […]

Continue reading »
1 35 36 37 38 39 53