174. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Behlûl-i Dânâ… O ârif meczup, Harun Reşîd’e birkaç sual arasında sormuş: “–Yer altında en çok ne var?” Halîfe; “–Ölüler var…” demiş. Öyle ya… Şu toprağın her karışında nice mezarlar var. Toprak dediğimiz varlık; «sıksan canlar fışkıracak» devâsâ bir mezarlık değil mi? Yine yerin altında bol bol bulunan ve uğruna oluk oluk kanlar dökülen, petroller, gazlar ve kömürler de […]

Continue reading »

ÜÇ SAĞLAM ÖLÇÜ

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Teraziyi teraziyle tartarlar. Bir terazinin doğruluğunu tespit için, bir başka terazi gerekir. Sağlamlığı ve doğruluğu ölçü olacak bir terazi. Bilhassa ayakların kaydığı, rüzgârların türlü türlü estiği kaypak zeminlerde tutunacak sağlam bir kulp lâzımdır. Kur’ân’da «el-urvetü’l-vüskā» diye işaret edilen sapasağlam tutacak. (el-Bakara, 256; Lokmân, 22) Kur’ân ve Sünnet var ya diyeceksiniz. Doğru. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve […]

Continue reading »

TEVBE DENİLİNCE

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Tevbe denilince çoğumuzun aklına hemen günah gelir. Çünkü günlük dilde tevbe deyince günahkâr bir kişinin o günahından vazgeçmesi anlaşılır. Elbette yanlış değil ama Kur’ân-ı Kerim’de tevbe kelimesinin geçtiği âyetlere baktığımız zaman, tevbenin îmandan önce başlayıp amelden sonraya kadar uzanan kullanımlarını görüyoruz. İslâm’da en temel esas olan, olmadığı takdirde diğer hiçbir şeyin kıymeti olmayacağı bildirilmiş olan îman […]

Continue reading »

TEVBENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com İlk tevbe Hazret-i Âdem -aleyhisselâm- ile başladı: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (el-A‘râf, 23) niyazıyla başlayan tevbe, ilk insanın yüce Rabbine yaptığı ilk pişmanlık yakarışlarıydı. Daha sonra gelen insanların yaptıkları tevbeler, bu samimî yakarış zincirlemesine tâbî olmanın ifadeleriydi. Tevbe konusu; mukaddes kitâbımızda tam 87 defa tekrarlanan, […]

Continue reading »

İnsanın Yeniden Başlangıç Noktası; HAC İBÂDETİ

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com İlâhî hikmet îcâbı; yeryüzündeki bazı canlılar hayatlarının belli bir bölümünde düzenli olarak, doğdukları topraklara doğru bir yolculuk yapıyorlar. Doğdukları yerden ayrılıyor, kendilerine verilen melekelerle hayatlarını idâme ettiriyor, kendilerinden sonra gelecek nesillerinin temellerini atabilmek için, meşakkatli yolculuklara katlanarak geriye geliyorlar ve birçoğu bu yolculuktan hemen sonra vazifelerini yapmış olarak ölüp gidiyorlar. İlmî noktada, canlıların sergilediği bu davranışın geniş […]

Continue reading »

«ÂH KEŞKE!» DEMEDEN

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Hazret-i İbrahim, Cenâb-ı Hakk’ın kurban emrine teslim oldu. Sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hanımı Hazret-i Hacer Annemiz de aynı emre boyun büktü. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Oğlu Hazret-i İsmail de aynı emr-i ilâhîye teslim ve râzı oldu. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hazret-i Cebrâil, koçla geldi ve: «Allâhu ekber!» dedi. Hep birlikte; «Allâhu ekber!» dediler. «Elhamdülillâh!» […]

Continue reading »

ASLANI UYSALLAŞTIRDI!?.

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Suffe ashâbından Sefîne -radıyallâhu anh- aslen İranlıdır. Asıl adının Kays olduğu rivâyet edilir. Lakâbının hikâyesi şöyledir: Bir seferde yorulan bazı sahâbîler Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in emri üzerine birtakım eşyalarını ona yüklemişti. Onun çok miktarda eşyayı rahatlıkla taşıyabildiğini gören Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisine latîfe olarak «sefine» yani gemi diye hitap etmişti. O günden […]

Continue reading »

İMTİHANLI BİR İBÂDET: KURBAN

Halil KAŞIKÇI ➢ Allah Teâlâ’dan istenen evlât, ➢ Verilen söz, ➢ Fedâkârlığın zirvesi, ➢ Teslîmiyetin en üst noktası ve mükâfâtı, ➢ İbrahim -aleyhisselâm-, İsmail -aleyhisselâm-, Cebrâil -aleyhisselâm-, koç ve kurban! İmtihan için geldiğimiz bu dünyada, imtihanların en büyüğü; aracısız, şartsız tam teslîmiyet ile cânı fedâ etmenin mutluluğu, sevinci ve ateşin gülistan oluşu. Nasıl bir muhabbet ve bağlılık ki, isminin bir […]

Continue reading »

ESİR OLMAK İÇİN DEĞİL!

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Gözünü açtığında hastahânedeydi. Hatırladığı en son şey; direksiyon başında olduğuydu. Gözleri ara ara dalıp gidiyor, ancak yine de açık tutmaya çalışarak yoluna devam ediyordu. Sonrası: Kaza! Bir anlık gaflet yüzünden. Bir anlık uyku yüzünden. Bir kamyoneti vardı. Zor çalışma şartları altında yıllarca para biriktirdikten sonra ancak alabildiği… Gözü gibi bakardı. Ekmeğini de onunla kazanırdı. Ne yazık […]

Continue reading »

Bizim İçin Hâlâ Bir Sır; SU!

Ömer Sami HIDIR samihidir@gmail.com Rabbimiz buyurmakta: “Rabbiniz ki; sizin için yeri döşek, göğü bina kılmıştır; gökten su indirmiş, bununla sizin için rızık olarak çeşitli ürünler çıkarmıştır.” (el-Bakara, 22) Su bizim medeniyetimizde aziz kabul edilmiştir. Su şifâ kaynağıdır, bu yönüyle en güzel ikramdır. Bir mûcize-i ilâhîdir su. Tabiattaki en temel elementlerden olan hidrojen ve oksijen çok basit gibi görünen bir bağ […]

Continue reading »
1 2 3 5