BU YÜCE KUR’ÂN

ŞAİR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Hakk’ın metin ipi bu yüce Kur’ân, En doğru bir yola hidâyet eyler. Hak ile bâtılı ayıran Furkan, Şeksiz doğrulara delâlet eyler. Şüphelerden uzak bu kerim kitap, Her bir harfi için vardır on sevap, Kalplere nûruyla olunca mehtap, Ete ve kemiğe sirâyet eyler. Kur’ân daim yürür ilimden önde, Ondadır ne varsa yarında dünde, Kıyâmete kadar […]

Continue reading »

İSLÂM’DA HELÂL ve HARAM

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Sözlükte helâl «serbest olmak», haram ise «yasak olmak» anlamında mastardır. Ancak helâl serbest kılınan, haram ise yasaklanan nesne ve fiiller için kullanılır. Haram, saygı duyulan ve dokunulmaz olan değerlere de denilir. Meselâ; Mescid-i Haram, Kâbe’yi çevreleyen mescid; harem, otunun koparılması ve kendisinde suç işleyenin cezalandırılması dahî yasak olan Mescid-i Haram ve çevresindeki Müzdelife, […]

Continue reading »

HARAMIN AZABI, HELÂLİN DE HESABI…

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Azap veya rahmete doğru sırat köprüsü bu dünya. Tecellîler ona göre. Fakat her zaman rahmet, gazaba üstün. Her tarafı alevler kuşatacağı sıralarda bile bir rahmet bulutu geliyor, hususî bir gölgelik oluşturuyor. Gönülleri; Azaba karşı rahmet kalkanları koruyor. İnsanlık nefes alıyor. O rahmet; Cehennem kapılarını kapattırıyor. Cennet kapılarını ise ardına kadar açtırıyor. Şeytanları ve […]

Continue reading »

RAMAZÂN’IN ÜSTÜNLÜĞÜ ve ORUCUN FAZÎLETİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri; “Ey îmân edenler! Sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Tâ ki Rabbinizden korkup emri îfâ edesiniz, oruç sebebiyle günahlardan sakınasınız.” (el-Bakara, 183) buyuruyor. Ey kardeş! Allâh’ın en büyük ikramlarından biri olan Ramazân-ı şerif, yine bizlere bir ay misafir olmak üzere geldi. Ne mutlu bize… Geçen Ramazan’dan […]

Continue reading »

İLÂHÎ HAKİKATLER

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-; ne kadar güzel davransa da nasipsiz müşrikler, daha çok saldırıyorlardı. O kadar ileri gittiler ki, onlara bizzat Allah Teâlâ Hazretleri cevap verdi. Biz de bu yazımızda hiç yoruma girmeden sadece ilâhî hakikatleri sunacağız: “Rablerinin âyetlerinden onlara (kâfirlere) bir âyet gelmeyedursun, o âyetlerden ille de yüz çevirirler. Gerçekten onlar, kendilerine hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. […]

Continue reading »

ÇÖL ÇİÇEKLERİ -2-

ŞAİR : M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com Gönüller tutuşturan köz bırakıp gittiler. Asırlara yetecek söz bırakıp gittiler. Sûret-i Rasûl gibi bakana huzur veren, Gül-i rânâdan misal yüz bırakıp gittiler. Peşinden gelenlere hakla, hakikat üzre, Kurtuluşa götüren iz bırakıp gittiler. Soluklanıp bir nefes geçerken bu duraktan, Âleme ışık tutan öz bırakıp gittiler. Rahmeti kuşandılar, görünmezlere hâkim, Rüyâlara müsâvî göz bırakıp gittiler. Gaye-i […]

Continue reading »

İçtimâî Muhasebe, NİYE BU HÂLE GELDİK?

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com Müslüman toplumlar, büyük bir savrulma yaşıyor. Muazzam bir seküler kuşatma altında, âdeta Müslümanlıklarıyla hesaplaşma içerisindeler. Bu hesaplaşmada kaybeden tarafın müslümanlar olduğunu gözlemek, yürek yaralıyor. Oysaki müslümanlar, kaybeden taraf olmamalıydı. Niye kaybetti müslümanlar? Bu sorunun cevabı şudur: Temsil kıvamının eksikliği… Müslümanlar; temsil kıvamından uzaklaştıkları zaman, Müslümanlıklarını kaybeder hâle geldiler. Zira, müslüman olarak bilinen toplumlarda; Eğer; Sosyal […]

Continue reading »

CİNNETTEN CENNETE DOĞRU

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Birisi, tutup da kamyon altına atlasa, ne denir: –Cinnet! Birisi de, kendini uçuruma atıp kayalarda parçalansa, ne denir: –Berbat bir cinnet! Bir diğeri, tüm aile fertlerine kıyarak kendini de öldürse, ne denir: –Cinnetten beter bir cinnet! Bir diğeri de, beş bin voltluk bir elektriğe aldırmayıp kömür olsa, ne denir: –Delirmiş bir cinnet! Bir […]

Continue reading »

Bize ve Nesillerimize En Güzel Örnek
YEGÂNE REHBER

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ÖRNEĞE MUHTAÇ İNSAN İnsan; etrafı esfel-i sâfilîn uçurumlarıyla dolu «sırât-ı müstakîm»den yürüyerek, ahsen-i takvîm cennetine gitmeye çalışan bir yolcu… Bu yolda irşad edici levhalara muhtaç… İnsan; fıtrî temâyülün dışında bomboş bir sayfa hâlinde dünyaya gelen bir ebediyet seyyahı… Rehbere, öğrenmeye, örnek almaya muhtaç… Anne-babalar, öğretmenler, ustalar, hocalar, rehberler ve sergiledikleriyle herkes, bilerek veya bilmeyerek […]

Continue reading »

O’NUN YANINDA OLMAK

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Nûrun kaynağından nur devşirip, nurla nurlanacakları yerde, aydınlıktan kaçarak, karanlık dehlizlere doluşan hâin müşrikler; Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ın karşısına her gün bir başka konu ve bir başka yüz ile çıkıyorlardı. Her seferinde de mağlûp oluyorlardı. Yine öyle olmuştu. Kureyş müşrikleri; ileri-geri konuşup, hakaretlerinin yanında, bunca sataşmalarına rağmen, Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ın yanından yine kızarak ayrılıp gittiler. Bu büyük tartışmanın […]

Continue reading »
1 73 74 75 76 77 93