NEDEN BURADAYIZ?

H. Kübra ERGİN hkubraergin571@gmail.com Uzay-fezâ araştırmalarından bahseden bir programda bu alanda ne kadar büyük masraflarla devâsâ bir çaba sarf edildiğini anlattıktan sonra sunucu şöyle bir cümle kuruyor: “Bütün bu çabaların altında yatan bir sebep de; «Biz neden buradayız?» bunu öğrenmek…” diyor. Yani uzayı keşfe çıkıp; «Dünya gezegenine benzer hayata elverişli başka gezegen var mı? Başka şuur sahibi varlıklar yaşıyor mu?» […]

Continue reading »

ARZ’IN DA HOŞ; ARŞ’IN DA HOŞ!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com   Yâ Rab, bir aşk verdin bana; Kurun da hoş, yaşın da hoş!.. Canda daldım, bir ummâna; Dolun da hoş, boşun da hoş!.. Yanmış tenim, aşka bedel; Bir cânım var, bekler ecel!.. Yedi göğe attın temel; Dağın da hoş, taşın da hoş!.. Benden yakın, Sen’sin bana; Bu can seyrim, ayân Sana!.. Kulak verdim, bu cihana; Kurdun da […]

Continue reading »

ÖMÜR TAKVİMİNİN SON YAPRAĞI DÜŞMEDEN

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Zaman, su misali hızla akıp gidiyor. Farkına bile varmadan; saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar geçiyor. Yeni yılın takvimini duvara astığımız gün, daha dün gibi hatırımızda. Ama baktığımızda koca bir yılı tüketmiş ve yeni yılın kapısına dayanmış vaziyetteyiz. Geriye dönüp, geçen bu zamanın muhasebesini yaptığımız zaman, yâdımıza çok fazla müsbet amelin gelmeyişi, yüreğimizi burkuyor. İnsanoğlu; yeryüzünde bulunan […]

Continue reading »

SÖZ KULLANDIK TAŞ YERİNE!

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Uykuya hasret gözlerden, Kan akıttık yaş yerine. Edep dışı ham sözlerden, Gönül kırdık taş yerine. Girdiğinde nefs araya, Tuz basıldı her yaraya, Günde üç öğün sofraya; Zehir sunduk aş yerine. Dönmeden petek sarıya, Isınmaz kovan arıya, Akla hükmedince riyâ; Göz boyadık kaş yerine. Doğru dediğimiz bildik, Yanlış çıkınca yıkıldık, Obamıza vâris kıldık; Düşmanı kardeş yerine. […]

Continue reading »

Göğün Rahmeti ve Toprağın Bereketi CÖMERTLİK İLE!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Göklerin rahmetine ve toprağın bereketine muhtaç olmayan var mı? Rahmet ne ile, bereket ne ile? Bunun tefekkürü için ibretler de çok hikmetler de. Allah açıklıyor: “Sizden biriniz arzu eder mi ki, •Hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, •İçinden sular akan ve •Kendisi için orada •Her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan •Bir bahçesi olsun da, ◆ Bakıma […]

Continue reading »

O (S.A.S.) EĞİTTİ…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Yüce ahlâkını Kur’an’da Hudâ methediyor, Ahmed ismiyle müsemmâ, o fazîlet güneşi… Beşerin nefsi kudurmuştu, ümitsizdi gönül, Eğitip etti ümitvâr, o beşâret güneşi… vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün (fâilâtün)

Continue reading »

BÖYLE DÜŞTÜM, «KUL» YERİNE!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com   Girdim aşkın diyârına; Yandım cânın esrârına!.. Kaderin, her karârına; Boyun eğdim, dal yerine!.. Bu garip can, ister «Sen’i»; Sen’sin veren, gül bedeni!.. Kalbe kurdun, değirmeni; Akıp durdum, sel yerine!.. Yâ Rab; Sen’sin, tek İlâh’ım; «Sen’i» söyler her îzâhım!.. Rahmet eyle, dinsin âhım; Oda yandım, çöl yerine!.. Her âyette, dolar yürek; Sen’siz değil, çark-ı felek!.. Aşkım arı, […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -32- İSLÂM’DA BENLİKTEN KURTULUŞ ve KESRETTE VAHDETE ERİŞ

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SEN KİMSİN? BEN KİMİM? Anlatılır ki bir derviş, şiddetli riyâzatlardan sonra nefsine; “–Sen kimsin, ben kimim?” diye sorar. Nefsi bu suâle; “–Sen sensin, ben de ben!” diye cevap verir. Bunun üzerine derviş ikinci defa nefsini tezkiyeye koyulur. Öyle gayret eder ki, bu uğurda yaya olarak defalarca hacca gider. Bütün bunlardan sonra nefsine aynı suâli yine […]

Continue reading »

GÜREŞ TUTTUM NEFS PUTUYLA!

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)   Gönlü muhabbet oduyla, Yakamadım yakamadım… Güreş tuttum nefs putuyla; Yıkamadım, yıkamadım… Kulak tuttum hitâbına, Gönül verdim serâbına, Kör şeytanın îcâbına; Bakamadım bakamadım!.. Yedikçe yer, doymaz beden, Uyanamaz israf eden, Ben bu fâsit daireden; Çıkamadım çıkamadım… Dünyevî hayat tarzına, Aldandım fânî hazzına, Perhizi nefsin ağzına; Tıkamadım tıkamadım!.. Gezdim «ene» sahasını, Besledim ejderhâsını, Benliğe «hiç» levhasını; Çakamadım […]

Continue reading »

Müstakîm Bir Müslümanlık İçin; BEŞ NEBEVÎ İŞARET

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Allah Teâlâ; insanoğlunu üstün vasıflarda yarattı, ona akıl ve idrak vererek diğer canlılardan farklı kıldı. Kendi koyduğu ölçülere riâyet etmesi hâlinde, yaratılmışların en şereflisi olma unvânı verdi. Nefsine ve şeytana uyması neticesinde çıkarıldığı cenneti, imtihan için gönderildiği dünya hayatında yeniden kazanma hakkı verdi. Bir imtihan mekânı olan dünyada sayısız nimetlere kavuştu, lâkin ömrüne de belli bir sınır […]

Continue reading »