SAVAŞLAR BİTER Mİ?

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Daha varlık plânına girmesi bir proje hâlindeyken, insanı; «kan dökücü» diye tarif etmişti melekler. Bunu nereden bildikleri bahs-i diğer; lâkin, insan o gün bu gündür kan dökme huyundan vazgeçemiyor. Asırlar ilerledikçe insanın savaşmaktan vazgeçeceği, problemlerini diplomasiyle, görüşerek, konuşarak halledeceği yönünde bir umut vardı. Belki de sadece bir algı. Çünkü içinde bulunduğumuz asırda savaş hemen hiç durmadı. […]

Continue reading »

EY ALLÂH’IN KULLARI! KARDEŞ OLUN!

Doç. Dr. Mustafa CANLI BİR HADİS: : عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَب۪يهِ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : « اَلْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ وَمَنْ كَانَ ف۪ى حَاجَةِ أَخ۪يهِ كَانَ اللّٰهُ ف۪ى حَاجَتِه۪ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّٰهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » Sâlim’in babasından […]

Continue reading »

MÂNEVÎ HASTALIKLARIMIZ -3-

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com RİYÂ Sözlükte daha çok ikiyüzlülük, gösteriş olarak ifade edilen riyâ kelimesi; kişinin dünyevî maksatlarla kendisinde üstün özellikler bulunduğuna başkalarını inandıracak tarzda davranması olarak ifade edilir. Aslında riyâyı «-mış gibi yapmak» şeklinde de özetleyebiliriz. Meselâ; bir başkasına gösteriş veya dünyevî bir çıkar için namaz kıldığımızda aslında namaz kılmış olmuyoruz, namaz kılıyormuş gibi yapıyoruz. Bundan dolayıdır ki Efendimiz -aleyhisselâm- […]

Continue reading »

İBRETLE BAK!

Kemal AKGÜL kemalakgul1903@gmail.com İmrenme, kimsenin bakıp hâline! Belki senden dertli başları vardır. Kelâma dökemez, gelse diline, Düşüncede kalan düşleri vardır. Nemi kurumaz, bir avuç tuzunun, Arkası kıyâmet, gülen yüzünün, Kuru olduğuna bakma, gözünün; İçe doğru akan yaşları vardır. O sana gelmesin, sen onu ara, Yoksulun gözyaşı, topluma yara, Yakacak bulamaz, fakir-fukara; Baharı gelmeyen kışları vardır. Yaradan kuluna, bir garaz etmez, […]

Continue reading »

YILBAŞI GAFLETİ

Sami GÖKSÜN Yüce dînimiz İslâm; Allâhu Azîmüşşân tarafından, insanlığa hayat nizamı olarak gönderilmiştir. Dînimiz İslâm; itikādî, amelî, ahlâkî, içtimâî, iktisâdî ve hukûkî hükümleriyle kıyâmete kadar her asırda ve her cemiyette tatbik edilmesi gereken tek dindir. İslâm, bütün sistemlerin üstündedir. O; hâkimler hâkimi olan Rabbimiz’in, başka düzenlere hâkim kılmak ve insanlığı kurtarmak için seçtiği, sevdiği tek nizamdır. Bu sebeple, bu şanlı […]

Continue reading »

HESAP VAKTİ

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com   Beşikten mezara bir seyahat var, Kırk yılda bir gelir fırsat durağı!.. Verdiklerin senin, verdiklerin kâr, Ne güzel istasyon hayrat durağı!.. Şeytanlar pusuda nöbet bekliyor, Ölüm, kapımızı her an yokluyor, Her güne en az beş davet ekliyor; İmtihanla dolu hayat durağı!.. Şâheser kubbede, ecdâdın sesi, Kur’ân muhabbeti, hadis hevesi! Ganîmet bilelim bir tek nefesi; Rabbimiz’in lutfu […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -34- RASÛLULLAH (S.A.S.) EFENDİMİZ’İN İNŞÂ ETTİĞİ FAZÎLETLER MEDENİYETİ

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KISAS VAR! Hazret-i Âişe’nin haber verdiğine göre bir adam Rasûl i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna gelip oturdu ve; “–Yâ Rasûlâllah! Benim iki kölem var; bana yalan söylüyor, ihânet ediyor, emirlerime karşı geliyorlar; ben de onlara ağzıma geleni söylüyorum ve ceza veriyorum; onlarla benim durumum nedir?” diye sordu. Rasûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurdu: “–Kıyâmet […]

Continue reading »

GAYRET VARSA ENDİŞEYE MAHAL YOK!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Gidişat ne yöne? Nesillerin, toplumların, İslâm ümmetinin hâli? «Allah!» diyen kalmayacak derecede bir çöküşe doğru mu gidiyoruz? Yoksa küllerinden doğup bir yükselişe geçiş içinde miyiz? Zihnimiz tekçi bir yapıda düşünebilir. “Kıyâmet arifesindeyiz ve her şey çok kötüye gidiyor.” “İslâm düşmanlarının korktuğu gibi aslında müslümanlar yükselişte…” Hâlbuki; Bir taraf âbâd olurken, bir taraf berbat olabilir. Bunu bir […]

Continue reading »

YÂ RABBÎ; SELÂMET VER, SELÂMET VER!

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنِ الْمُغ۪يرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ « شِعَارُ الْمُؤْمِنِ عَلَى الصِّرَاطِ رَبِّ سَلِّمْ سَلِّمْ » Muğîre bin Şu‘be -radıyallâhu anh-’tan nakledildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Sırat Köprüsü’nde mü’minlerin şiârı (parolası);«Yâ Rabbî; selâmet ver, selâmet ver!» duâsıdır.”(Tirmizî, Kıyâmet, 9) BİR MESAJ: “Akıllı […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -4- İHSAN GERÇEĞİ

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk (v. 899/1494) Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) İNKÂRI MÜMKÜN DEĞİL Beşinci kaidede Ahmed Zerrûk Hazretleri, tasavvufu inkâr edenlerin bu tutumunun temelsizliğini ortaya koyuyor. Tasavvufu inkâra bir imkânın olmadığını ifade ediyor: Beşinci Kaide: “Bir şeyi aslına bağlamak (köküne, temeline dayandırmak) ve […]

Continue reading »
1 2 3