Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – GÖĞE DEĞECEKTİM

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Peygamber Efendimiz -sâllâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halîfesidir. Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için «Kerremallâhu vechehû» yani «Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin.» duâsıyla anıldı. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflenen Ali -radıyallâhu anh-, hicrî 2. senenin son ayında Hazret-i Fâtıma ile evlendi. Hazret-i […]

Continue reading »

İSLÂM’DA HELÂL ve HARAM

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Sözlükte helâl «serbest olmak», haram ise «yasak olmak» anlamında mastardır. Ancak helâl serbest kılınan, haram ise yasaklanan nesne ve fiiller için kullanılır. Haram, saygı duyulan ve dokunulmaz olan değerlere de denilir. Meselâ; Mescid-i Haram, Kâbe’yi çevreleyen mescid; harem, otunun koparılması ve kendisinde suç işleyenin cezalandırılması dahî yasak olan Mescid-i Haram ve çevresindeki Müzdelife, […]

Continue reading »

MÎRÂC-I NEBÎ’DEN GELEN HEDİYE ve MÜJDELER

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Namazlarımızda otururken tahiyyat duâsı okuyoruz. Tahiyyat; hicretten bir yıl önce, Receb ayının 27’nci gecesi vukû bulan Mîrac hâdisesinde meydana geldi: Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- «Kābe-kavseyn»e erişince kendisine işaret edildi: (Rabbine selâm ver!) -Aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz; “–Ettehiyyâtü lillâhi ve’s-salevâtü ve’t-tayyibât.” dedi. Cenâb-ı Rabbi’l-Âlemîn; “–Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtüh.” buyurdu. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- hemen; […]

Continue reading »

HACCIN MEBRÛR OLMASI İÇİN…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HACCA HAZIR MISIN? Hazret-i Mevlânâ, hac mevzuunda hikmetli bir kıssa anlatır: “Ümmetin büyüklerinden Bâyezîd-i Bistâmî, hac ve umre için Mekke’ye doğru süratle gidiyordu. Her gittiği şehirde oranın sâlihlerini araştırıyor; «–Bu beldede basîret sahibi, gönül gözü açık kim var?» diye o şehrin ileri gelenlerine soruyordu. Çünkü nereye sefer yaparsa yapsın, evvelâ Hak dostlarını arayıp bulmanın […]

Continue reading »

ARAFAT BERÂTI

YAZAR : Sami GÖKSÜN Hac; ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem’le; Allâh’a îman, ubûdiyet ve O’na karşı teslîmiyetin en güzel örneğini göstermiş Hazret-i İbrahim ve oğlu Hazret-i İsmail’in hâtıralarını yaşamanın adıdır. Hac; îman ve ibâdet şuurunun kuvvet kazandığı, din kardeşliğinin duygu ve davranışlara yansıdığı, mahşer tablosunun anbean yaşandığı, müstesnâ bir zaman dilimidir. Hac; insanın aynı gaye adına ırk, dil, […]

Continue reading »

YANIK DUÂMIZ!

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Dün, gök gibi âdil dedemin yendiği girdâb, Çıldırdı bugün, öyle köpürmekte ki yâ Rab; Binlerce ölüm çığlığı, üç kıt’ada sancı, Zâlimdeki tıynet, yine insâfa yabancı, Şer, gizleniyor suçlayıp en doğru inancı; Çıldırdı küfür, çiğnedi tüm hakları kezzâb, Devrân anılır oldu felâket ile yâ Rab! Vah, çöktü Mısır üstüne hâin sisi zulmün, Vah, Sûriye bağrında […]

Continue reading »

EY AYASOFYA’M!..

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Semâya yelken açan hür limânısın fethin, Yegâne müjdeye mazhar, lisânısın fethin! Bu şehri aldığı gün Fâtih’in sadâsı dedi: Vatanda ey Ayasofya’m, ezânısın fethin! Görüp de Kâbe’yi tekbîr alan o dil, dedi ki: Namaz namaz, ebediyyen nişânısın fethin! Bu can misâli bizimsin, o denli ey mâbed, Bizimle haşre kadar hak beyânısın fethin! Mübin zaferle yürekten […]

Continue reading »

KUR’ÂN’IN MUHATABI KİM?

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Kur’ân-ı Kerîm’in muhatabı kimdir? Muhatap; hitap edilen kişi demek. Kur’ân; kime sesleniyor, kime hitap ediyor? Mekke müşriklerine mi? Ashâb-ı kirâma mı? Medine’deki münafıklara mı? Kureyza, Kaynuka veya Hayber yahudilerine mi? Necran, Yemen veya Şam hıristiyanlarına mı? Kur’ân’ın mesajı kime? Bu, cevabı gayet basit görünen soruyu; aklıma, bir dizi hâdise düşürdü: Bir mecliste bir tavır […]

Continue reading »

GÖNÜL DENEN BİR KÂBE’DE…

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Gönül, hoş bak «Gül» hâline; Usûl, erkân, yol ne güzel!.. Ömrü, vuslât sahiline, Alıp giden sal ne güzel!.. Musa gibi yar deryayı; Tevhîd ile çal mayayı!.. Harun gibi bir sevdayı, Tebliğ eden dil ne güzel!.. Nur Dağı’na sor esrârı; Gül hüznüne sar efkârı!.. Hak’tan gelen her bir vârı, Halka veren el ne güzel!.. Gel ölmeden […]

Continue reading »

GAZEL

ŞAİR : Harun ÖĞMÜŞ Gönlüm kuşu durmaz iniler bir «ney»e döndü. Dinmez gözümün yaşları bir an, meye döndü. Ol gün ki gözüm aldı cemâlindeki bir ben, Çeşmimde cihan bir küçücük dâneye döndü. Saldıkça ziyâ meclise ay yüzlü güzeller, Devretti gönül şevk ile pervâneye döndü. Nakşetti gözüm gönlüme her gördüğü şûhu, Gittikçe gönül kâbesi puthâneye döndü. Kurtarmak için putlar elinden beni […]

Continue reading »
1 2 3 4 5