KARANFİL SANA KOKAR

ŞAİR : Hayrettin DURMUŞ hayrettin_durmus@mynet.com Göçebe bulutlardan gülümserken ay yüzün, Erir kar, gider efkâr, biter gönülde hüzün. Bedir gözünde parlar, Sen’de en büyük kāmet, Sen âlemlere rahmet, cihana istikamet. Istırap yükümüzün şaşmaz paratoneri, Ne işe yarar Sen’siz insanlığın hüneri? Taşa tuttular Sen’i, benim başım yarıldı, Al kanların Uhud’un toprağına karıldı. Ne zaman bulutları görsem Sen’i sorarım, Yüreği paramparça ayda Sen’i […]

Continue reading »

İLÂHÎ RAHMETE KOŞUN!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Her yerde ve her şeyde bir koşturmaca. Trafik yoğun. Çünkü hayat, ihtiyaçlar ve hedefler ekseninde devamlı bir koşmaya bağlı. Kâinatta mola yok. Bir saniye bile… Ne varsa, hareket ve gayret hâlinde. Bilâ-istisnâ, yürür değil, koşar vaziyette. Koşan, çünkü hedeften kopmaz; gayeden ayrılmaz; maksada paralel bir gidişâtın bereketli neticesine mazhar olur. Koşmayan ise; durgunlaşır, […]

Continue reading »

Ömrün Dört Mevsiminde de İSTİKAMET ÜZERE BİR HAYAT

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi GAFLET EN BÜYÜK DERT Rivâyete göre İsa -aleyhisselâm-; teni alacalı ve iki şakağı da çökük, hasta bir adama rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklardan âdetâ habersiz bir hâlde kendi kendine şöyle şükrediyordu: “–Yâ Rabbî! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, insanların pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten beni halâs eyledin!..” İsa -aleyhisselâm-, muhatabının idrak seviyesini […]

Continue reading »

Rahmânî ve Nebevî Beyanlarla; ALLAH TEÂLÂ HANGİ KULLARINI SEVMEZ? -3-

YAZAR Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi BÂTININDAN DA… İÇ ÂLEMİMİZDEKİ DİKENLERDEN DE… Cenâb-ı Hak buyurur: وَذَرُوا ظَاهِرَ الْاِثْمِ وَبَاطِنَهُ اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْسِبُونَ الْاِثْمَ سَيُجْزَوْنَ بِمَا كَانُوا يَقْتَرِفُونَ “Günahın açığını da gizlisini de bırakın! …” (el-En‘âm, 120) وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ “(Zinâ ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.” (el-En‘âm, 151) Günahın açığı ve gizlisi; insanların […]

Continue reading »

YÜZ AĞARTAN BİR NÎMET YÜZAKI

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Oku bülbül! «Oku!» emrindeki hikmet Yüzakı, Gülün uğrunda fedâ aşk ile himmet Yüzakı! Kalbe nur merhemi, ay şebnemi, Hakk’ın keremi, Yüz ağartan güneşin mahremi, nîmet Yüzakı! Elde en usta kalemler, nice baş tâcı eser, Serde Kur’ân’a erenlerdeki hürmet Yüzakı! Bir bir öz ruhlu adımlar, yücelerden yüceye, Yüceden bahşedilen sözdeki kıymet Yüzakı! Her lütuf şartı […]

Continue reading »

Hakk’ın Rızâsına ve Cennete Doğru; MÜSTAKÎM BİR YOLCULUK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SIRAT KÖPRÜSÜ İnsan bir yolcu… Elestten ebede bir yolcu… Cennetten dünyaya, dünyadan ukbâya, doğumhâneden gasilhâneye, kabirden de mahşere bir yolcu… Bu uzun yolun sonunda müthiş bir yol ayrımı var: Sırat Köprüsü… İnsan ya Sırat Köprüsü’nden geçip, ebedî huzur ve saâdete, yani Allâh’ın rızâsına, cennetlere kavuşacak yahut -Rabbimiz muhafaza buyursun- cehennem üstüne kurulmuş bu köprüden […]

Continue reading »

Güzel Bir İstikamet İnsanı HACI ALİ KAPLAN AĞABEY

YAZAR : Sami GÖKSÜN 2012 yılının son günü, Kayseri’den dâr-ı bekāya doğru bir yıldız kaydı. O yıldız, ömrünü gönül hizmetine adamış Hacı Ali KAPLAN Ağabeydi. 1933 yılında Kayseri’nin Erkilet Nâhiyesi’nin Emmiler Köyü’nde dünyaya gelen Hacı Ali KAPLAN Ağabey, 79 yıllık ömrünün son birkaç senesini çeşitli hastalıklarla geçirdi. Son bir haftadır da yoğun bakımdaydı. 31 Aralık 2012 Pazartesi günü sabah saat […]

Continue reading »

İSTİKAMETİN DİREKSİYONU

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İstikamet; yalpalamadan dümdüz gitmek… Savrulmamak, sapmamak, sapıtmamak, yamulmamak, eğrilmemek… İstikamet tek başına yetmiyor. İstikamete bir de isabet gerek… Dümdüz giden bir ok veya yol, istikametlidir. Eğer ok hedefe isabet ediyor; yol, istenen adrese çıkıyorsa o zaman istikamet ile birlikte isabet yani hidâyet de var demektir. Bu sebeple her şeye başlangıcımızdaki / Fâtiha’mızdaki istikametli yol […]

Continue reading »

Sırât-ı Müstakîm ve İSTİKAMET SAHİBİ OLAN KİMSELER

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İstikamet; «kalkmak, dikilip ayakta durmak» mânâsındaki «kāme» kökünden gelmektedir. «Boy-bos, endam» demek olan «kāmet» kelimesi de aynı kökten gelir. Çünkü boy-bos, ancak kişinin ayağa kalkıp boyunun uzunluğunu görenlere arz ettiğinde müşâhede edilebilir. İstikamet, lügatte; «dosdoğru olmak, sağa-sola eğrilmemek» mânâsını ifade eder. İslâm’ın ilke ve prensiplerini sıkı bir şekilde takip etme anlamında kullanılması; […]

Continue reading »

Ebedî Saâdetin Yolu:İSTİKAMET

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Doğru istikameti takip etme hususunda; «nefis» denilen fevkalâde kuvvetli bir engelle karşı karşıya olan insana onu aşabilmesi için, Allah Teâlâ’nın sonsuz rahmeti gereği, yaratılışından itibaren bütün devirler boyunca, «kendi arasından» rehberler lutfedilmiştir. Bu mukaddes vazife; kıyâmete kadar da, onların mübârek takipçileri tarafından teselsülen devam ettirilmektedir. İlâhî ikaz doğrultusunda; «nereden ve niçin geldiğini; nereye gittiğini» […]

Continue reading »
1 2 3 4