O’nun Muhteşem Ahlakı -18

Ebedî Fecre YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (Kanaat, Tevekkül ve İstiğnâsı) YALNIZ ALLAH’TAN İSTE! İnsanoğlunu yaratan, rızıklandıran, ona ihtiyaç duyduğu maddî-mânevî türlü nimetleri bahşeden; Cenâb-ı Hak’tır. Rabbi; bütün yarattıkları gibi, insanın da rızkını tekeffül etmiştir. Âyet-i kerîmede buyurulur: “Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. (Rızkını kendisi temin edemiyor.) Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi […]

Continue reading »

KUR’ÂN ve HAZRET-İ ÖMER

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr İslâm güneşi her geçen gün daha fazla aydınlatıyor, karanlık kuytulara varıncaya kadar uzanıyordu. Aydınlığı sevmeyen karanlık düşünceli insanlar; İslâm nûruna sırtlarını çevirmişler, karanlıklar içinde bocalayıp duruyorlardı. Diğer yandan da, İslâm nûrunu söndürmek için sürekli yeni yöntemler geliştiriyorlardı. Peygamberimiz -aleyhisselâm- başta olmak üzere bütün sahâbîler; yolunu kaybeden insanlığın kurtuluşu için, canla başla çalışıyorlardı. Buna rağmen, nasipsiz […]

Continue reading »

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın TAKVÂ HASSÂSİYETİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-; Irak’a İslâm ordusunu gönderip, kısa zamanda Allah Teâlâ’nın yardımıyla zafer kazandılar. Sağ sâlim ve ganîmetlerle döndüler. Hazret-i Ömer’in huzûruna vardıklarında halîfe, İslâm ordusuna hiç bakmadı. «Ne yaptınız?» diye sual bile sormadı. Halîfe’nin bu muamelesi, ashâb-ı güzîne çok ağır geldi. Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullâh’ı mescidde görüp Halîfe’nin onlara karşı alâkasızlığından şikâyet ettiler. Hazret-i […]

Continue reading »

HAZRET-İ ÖMER -radıyallâhu anh-

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com Gül Nebî’den duâ almış bir mertti, Cesaret güneşi Hazret-i Ömer. Heybetli, sözünün eri, cömertti, Asâlet güneşi Hazret-i Ömer. Çıktığı o yolda müşrik neferdi, Peygamber’i öldürmekti tek derdi, Kur’ân ikliminde kalbi yeşerdi, Hidâyet güneşi Hazret-i Ömer. Gönülden tekbirler… Safâ’da bayram, Bu bir fetihti, bu Hak’tan bir ikram, Îmân edince güç kazandı İslâm, Kerâmet güneşi Hazret-i Ömer. […]

Continue reading »

Maldan, Candan, Her İmkândan CÖMERTLİK

YAZAR : Sami GÖKSÜN Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün, Medine-i Münevvere’de Uhud Dağı’na dönerek; “Yanımda şu Uhud Dağı kadar altın olsa, bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığımdan başka da yanımda bir dinar bulunarak üç gün geçmesini istemem. -Rasûlullah; önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle verme işareti yaparak- yanımda bulunanı Allâh’ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim.” buyurmuştur. […]

Continue reading »

Mes’ûliyette Taayyün Meselesi
ATANMAK ve ADANMAK

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com4 Koca şehirde kimselerin duymadığı bir inilti. Açlıktan beli bükülmüş bir yaşlı kadın. Kim koşmalı imdadına? “Sizden emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker vazifesini yapacak, hayra çağıracak bir topluluk bulunsun.” (Âl-i İmrân, 104) emri var. Kimler bu vazifeyi yerine getirecek? Ölenlerin cenazesini kim kaldıracak? Mahalle çocuklarına kim camiyi sevdirecek? Kim imamlık yapacak? Kim ilim adamı olacak? […]

Continue reading »

Cemiyet Hayatının Teminâtı; MES’ÛLİYET ŞUURU

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes’ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsü mü’minlerden mes’uldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır; o da sürüsünden mes’uldür. Hizmetçi, efendisinin malında çobandır; sürüsünden mes’uldür. Kişi, babasının malında çobandır; o da sürüsünden mes’uldür.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî) buyuruyor. Hadîs-i şerifte belirtildiği üzere, […]

Continue reading »

İki Cihan Saâdeti İçin;
HELÂL-HARAM HASSÂSİYETİ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Kur’ân-ı Kerim’de; “… O Peygamber, onlara uygun olanı emreder ve fenalıktan men eder; temiz şeyleri helâl, murdar şeyleri haram kılar; onların yüklerini indirir, ağır teklifleri hafifletir. Bu Peygamber’e inanan, hürmet eden, yardım eden, O’nunla gönderilen nûra uyanlar var ya; işte asıl murâda eren kurtulmuşlar onlardır.” (el-A‘râf, 157) buyurulur. “Helâl, yasak olmayan serbest sahayı ifade […]

Continue reading »

GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Fetihlerdeki Ulvî Gaye; GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH Hicretin sekizinci senesiydi. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Mekke’yi maddeten ve mânen fethediyordu. Muhâcir bir fert olarak çıktığı şehre, muzaffer bir kumandan olarak giriyordu. Yâr-i gārı Ebûbekir -radıyallâhu anh- ile gizli-saklı çıktığı mübârek şehre, 8 senelik bir ayrılıktan sonra on bin kişilik mü’min ordusuyla […]

Continue reading »

ZORLUKLARI KOLAYLAŞTIRAN GÖNÜL MUALLİMİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Üniversitede öğretim üyesi olan bir tanıdığım, sohbet esnasında şöyle bir söz sarf etmişti: “Talebelik yıllarımda öğretmen olmayı istiyordum. Üniversiteden hocam dedi ki: «Eğer illâ öğretmen olacaksan biraz dişini sık, üniversitede ol. Çünkü üniversitedeki öğrencilerin; buraya seçilerek kabul edilmiş, zekâ seviyesi elverişli, eğitim basamaklarından başarıyla geçmiş, temel becerileri kazanmış, az çok senin ne dediğini anlayabilecek […]

Continue reading »
1 2 3 4