HARESE

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr   Senai Bey ile sohbetimizden;   “–Hocam, ne diyorsunuz bu İsrail’in zulmüne?”   “–Ne diyeyim Senai Bey, yüreğimiz kan ağlıyor. Necip Fazıl’a nisbet edilen meşhur bir beyit var:   Yıkılasın İsrail! Enkazını göreyim. Sana ülke diyenin, Yüzüne tüküreyim!”   “–Hocam, bizim zaman zaman görüştüğümüz, İtalyan kökenli ama, sonradan müslüman olup Türkiye’yi yurt tutmuş bir ağabeyimiz var. Kendisi […]

Continue reading »

206. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, İnsanı yaratan Allah; onun hâlet-i rûhiyesini, psikolojisini, kuvve-i mâneviyyesini en iyi bilendir elbette. Birçok âyet-i kerîme; “İnsana bir sıkıntı dokunduğunda…” girdiği vaziyeti ifade eder. Bazı hâllerde; “Duâya sarılır, yalvarıp yakarır.” buyuruluyor. (Bkz. Yûnus, 12; ez-Zümer, 8, 49; Fussilet, 51; el-Meâric, 20) Başımız dara düşünce, O’nun kapısına sığınmamızdan şikâyetçi değil Rabbimiz. Bunu her zaman yapmayışımızdan bilhassa da bunu devam […]

Continue reading »

UYANDIRICI ÜÇ AYLAR NEFESİ

H. Kübra ERGİN hkubraergin571@gmail.com Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e de nisbet edilse de, Hazret-i Ali’ye ait olduğunu bildirilen hikmetli bir söz vardır: “İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.” (bkz. Aclunî, Keşfu’l-hafâ, 2/312) İnsan; bu dünyada kendisine emâneten verilmiş şeyleri birer oyuncakmış gibi görüp, oyun ve oyalanma içinde vakit harcar gider. Hâlbuki asıl hayata uyandığı vakit; o fânî ömrün ne kadar kısa […]

Continue reading »

RIZIK DEĞİŞMEZ!

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halîfesidir. Çocukluğunda hiç puta tapmadığı için kendisine «kerramallâhu vechehû» yani Allah yüzünü mükerrem kılsın, şereflendirsin duâsıyla anıldı. 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflendi. Ali -radıyallâhu anh-, hicretin ikinci senesinin son ayında Hazret-i Fâtıma -radıyallâhu anhâ- ile evlendi. […]

Continue reading »

YERİN ve GÖĞÜN AĞLADIĞI YİĞİTLERDEN OLMAK

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com İnsan; ister müslim isterse gayr-ı müslim olsun, yaşadığı hayat boyunca da öldükten sonra da hayırla yâd edilmek ister. Bunu sağlamak, sanıldığı gibi kolay değildir. Zira bu, öncelikle yaşanan hayatın «güzel» denilecek bir hayat olmasını gerektirmektedir. Bir hayatın «güzel» olması da ancak «kim için yaşandığı» ile alâkalıdır. Eğer bir hayat Allah için yaşanıyorsa, O’nun emirleri ve nehiyleri istikametinde […]

Continue reading »

RASÛLULLAH -SALLÂLLÂHU ALEYHİ VE SELLEM-’İN HİCRETİ -4-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-; müşrik canavarlarca kuşatılmış olan evinden çıkıp gittiği hâlde, O’nu hiç kimse görememişti. Îmân edip yanında yer almak gibi bir şeref varken; karşı koydukları yetmiyormuş gibi, sonunda gelip O’nu öldürmek için evini de kuşatmışlardı! Ne büyük bir hata yaptıklarının farkında bile değillerdi! Allah Rasûlü’nün, yüce Allâh’ın, kâinâtı yüzü suyu hürmetine yarattığı Habîbi’nin, evinden dışarı çıkmasını bekliyorlardı. […]

Continue reading »

İKİ ZİRVE

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Hazret-i Ebûbekir Efendimiz ve Hazret-i Ali Efendimiz… İki büyük zirve… İkisi de Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in iki can dostu. En kıymetli sahâbîleri… Biri en yakın arkadaşı ve kayınpederi, diğeri evlâdı gibi yetiştirdiği amcaoğlu ve damadı… Hazret-i Ebûbekir, Peygamber Efendimiz’in hicret arkadaşı, Sevr Mağarası’nda yâr-i gāri… Sırların mâkesi… Hazret-i Ali; Rasûlullâh’ın yatağına yatarak, O’nun […]

Continue reading »

ZULÜM PÂYİDÂR OLMAZ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Yaratılışın hikmeti ile ilgili olarak, Kur’ân-ı Kerim’de; “…Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabîlelere ayırdık. Muhakkak ki; Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır…” (el-Hucurât, 13) buyurulur. «Ezel Bezmi»nde kul olmaya söz veren insanın vazifesi de; kendisine emânet olarak tevdî buyurulan, idrak ötesi mükemmellikte ve ilâhî bir sanatla tezyin edilmiş yeryüzünü, […]

Continue reading »

TARİHTE İSTİSMAR ÖRNEKLERİ

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Ebû Ubeyd Muhtâr es-Sekafî (ö. 67); Kerbelâ fâciasından sonra doğan boşlukta Mekke’ye ve İslâm dünyasının birçok yerine hâkim olan Abdullah bin Zübeyr’in (ö. 73) yanında hizmet ederken, onun tarafından Kûfe’ye vali olarak gönderilmişti. Ancak o, vazifesini başka maksatlar için kullanılmaya elverişli gördü. Kûfe’ye varır varmaz insanlara Hazret-i Hüseyin’in (ö. 61) öcünü almak için […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – EFENDİMİZ’İN CİĞERPÂRESİ

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hazret-i Hüseyin -radıyallâhu anh-, 10 Ocak 626’da Medine’de doğdu. Ağabeyi Hasan ile birlikte tâbiînden Ebû Abdurrahman es-Sülemî’den kıraat öğrendi. Hazret-i Osman ve babası Hazret-i Ali -radıyallâhu anhümâ- zamanında yapılan seferlere ağabeyi ile birlikte iştirak etti. Muâviye’nin vefatından sonra Şamlılar Muâviye’nin oğlu Yezid’e bey‘at ettiler. Yezid’in iktidarı ele almasından sonra Kûfeliler Hazret-i Hüseyin -radıyallahu anh-’a […]

Continue reading »
1 2