HIZIR (A.S.)’DAN ÖĞRENDİ

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com İslâm âlimi ve mutasavvıf Abdülkerim Kuşeyrî, 986 yılında Horasan’da doğdu. İlme kabiliyetliydi. Doğduğu yer olan Üstüvâ’da Arapça ve edebiyat öğrendi. İlerleyen yıllarda Nişâbur’a giderek ilim tahsiline devam etti. Fıkıh, kelâm ve hadis okudu. Ebû Ali Dekkāk’a intisâb etti. Tasavvuf yolunda ilerledi. En meşhur eseri «er-Risâle»dir. İmam Kuşeyrî, 30 Aralık 1072’de Nîşâbur’da vefat etti. Kabri, mürşidi ve […]

Continue reading »

GEÇMİŞ ve GELECEKTEKİ EĞİTİM SİSTEMİMİZ

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com 2021-2022 eğitim öğretim yılı başında; eğitimin yüz yüze verilmesi kararı münasebetiyle, ülkemizin eğitim hayatındaki problem ve sıkıntılarını, yeniden gündeme taşımak arzusundayız efendim. Önce şu soruları sorarak başlamak isteriz: Millî Eğitim nesli «millî»leştiriyor mu? Yerlileştiriyor mu? Memleketimizin mânevî ve kültürel değerleri neslimizin ruhlarına siniyor mu? Bizim eğitimimizde biz ne kadar varız? Bizde bütün bir insanlığa yön veren, […]

Continue reading »

BÜYÜK AYASOFYA CÂMİİ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) -Bu mübârek câmî, bir müjde-i Peygamber olan feth-i mübinle muammer olduğu için ebced değeri Muhammed lâfzına tekabül eden 92 beyit- Mehmed, o asil şanlı yiğit, yirmi birinde, İstanbul’a şahlandı, yürek feth-i mübinde. Her hâli dehâ, müjde-i Peygamber’e kurban, İmkânsızı destâna dönüştürdü o sultan! Surlar deviren böyle yiğit görmedi târih, «–Gördük» dediler: «İşte fetih, işte bu Fâtih!» […]

Continue reading »

AZMEDECEĞİM!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Nakşibendiyye tarîkatının kurucusu Bahâüddîn Muhammed Buhârî -rahmetullâhi aleyh-, 1318’de Buhara’nın Kasr-ı Hinduvân köyünde doğdu. Türkiye’de Şâh-ı Nakşibend unvânıyla tanınır. Maddî olarak Emîr Külâl’den, mânevî olarak ise Muhammed Baba Semmasî’den feyz aldı. Müridlik devresini tamamladıktan sonra; Kasr-ı Hinduvân’a dönerek halkı irşâd etmeye, mürid yetiştirmeye başladı. Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend, 1 Mart 1389’da vefat etti. Kabri, Kasr-ı […]

Continue reading »

NE KADAR LÂZIMSA GÖNDERELİM

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Nakşibendî şeyhi Ubeydullah Ahrâr -kuddîse sirruhû-, 1404’te Taşkent’te doğdu. Nakşibendî geleneğinde «Hâce-i Ahrâr» diye tanınır. Çocukluğunda hem mektebe devam etti hem de ziraatla uğraşan babasına yardım etti. Yirmi iki yaşında ilim tahsil etmek için Semerkant’a gitti. 1431’de Nakşibendî şeyhi Yâkûb-i Çerhî -kuddîse sirruhû-’ya intisâb etti ve şeyhinden hilâfet alarak Herat’a döndü. “Tasavvuf, herkesin yükünü […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – MÜFTERÎNİN SONU

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Nakşibendiyye tarîkatının Hâlidiyye kolunun kurucusu Mevlânâ Halid-i Bağdâdî -rahmetullâhi aleyh-, h. 1193’te Irak’ta doğdu. Nesebinin baba tarafından Hazret-i Osman’a ulaştığı rivâyet edilir. Çeşitli hocalardan ders alıp öğrenimini tamamladı. Mantık ve kelâm ilmi üzerine yoğunlaştı. Bölgedeki diğer ilim merkezlerini dolaştıktan sonra Bağdat’a gitti. İcâzet aldıktan sonra Süleymaniye Medresesinde müderrislik yaptı. 1805’te hac yolculuğunda tasavvufa alâka […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – O GÜNAHTA DİNLEYEN DE AYNI!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin şeyhi Abdullah Dehlevî -rahmetullâhi aleyh-, 1743’te Pencap’ta doğdu. Asıl adı Gulâmu Ali olan bu zâtın nesebi Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’a dayanır. Bu zât delikanlılık çağına geldiğinde, Delhi’ye giderek orada sâlihlerin sohbetlerinde bulundu. Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzedip; tefsir, hadis ve fıkıh okudu. Hadîs-i şerif rivâyeti için icâzet aldı. Bir müddet sonra Mazhar Cân-ı […]

Continue reading »

OSMAN NÛRİ TOPBAŞ HOCAEFENDİ İLE İSTANBUL’UN SIRLARI ÖZEL MÜLÂKĀTI -3-

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Fahri SARRAFOĞLU: Efendim Osmanlı’da kurulan vakıflar arasında hanımların hatırı sayılır bir mevkiini görüyoruz. Bunlardan biraz bahseder misiniz? Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi: Vakıf medeniyetimizde, hanımların vakıfları mühim bir yer tutar. Normalde kadınlar ziynet eşyalarını, takılarını ve mücevherlerini çok severler. Fakat bizim medeniyetimizdeki hanım sultanları görüyoruz ki, hayır-hasenâtı ziynetlerinden daha çok seviyorlar. Gelen ziynetlerini de bozdurup hayır-hasenâta sevk ediyorlar. […]

Continue reading »

VATAN ve BAYRAK AŞKI
Milleti, millet yapan…

YAZAR : Sami GÖKSÜN Milleti, millet yapan ve fertleri aynı gaye etrafında birleştirerek toplumu yekvücut hâle getiren öyle değerler vardır ki; onları toplumdan çekip alacak olursak, o toplum şahsiyetini kaybeder ve ruhsuz bir ceset hâline gelir. Tarihimize baktığımız zaman, şunu çok net olarak görürüz ki; millî ve dînî değerlerimizi yoğurup şekillendirerek bizi «biz» yapan bu değerler, millet olarak bu günlere […]

Continue reading »

Adâletin Kuvvetli Mührü HIZIR BEY

YAZAR : Mücahit BULUT “Fatih Sultan Mehmed Han’ın padişahlığının ilk senelerinde, bir Arap âlimi Edirne’ye gelir. İlminin derinliğini göstermek için Sultan’ın huzûrunda zamâne Osmanlı âlimlerine sualler yöneltir. Lâkin âlimler tatmin edici cevaplar veremezler. Vaziyetten memnun kalmayan Fâtih vezirlerine; «Ülkemde bu adama cevap verecek bir ilim adamımız yok mudur? Çabuk olun, araştırın ve bana derhâl müsbet bir cevap getirin!» diye emir […]

Continue reading »
1 2