KARA TRENİN ARKASINDAKİ KÖMÜR VAGONU

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com İnsanoğlu her zaman bir öğrenci gibidir, istese de istemese de hayat ona hep bir şeyler öğretir. Okulda öğrenci iken imtihan oluruz, imtihan sonucunu merak ederiz; «Nasıldı?» diye sorarız. Üniversite okuruz; «Acaba okulu bitirebilecek miyiz?» diye beklentiler, meraklar, sorular birbirini takip eder… Mânevî eğitimde de böyledir. Hangi mânevî okul olursa olsun o mektebin talebeleri de merak içindedir; «Acaba […]

Continue reading »

TARLAYA GİREN KOYUN SÜRÜSÜ

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com İnsanoğlu Hazret-i Âdem’den beri devamlı bir tekâmül içerisindedir. Maddî olarak da gelişiyor, fizikî olarak da gelişiyor. Teknoloji alanında inanılmaz yenilikler yapılıyor. Fakat insanın kendisine baktığımız zaman; rûhî problemlerin azalmasını beklerken, rûhî buhranların daha da arttığını görüyoruz. Hırs, haset, çekememezlik, öfke, cimrilik gibi; insanın insan olma özelliğine uymayan kötü hasletler, günümüzde de var. Efendim; seneler önce Aksaray’da babamızın […]

Continue reading »

TÜRBE ZİYARETİ Mİ BAYRAM ZİYARETİ Mİ?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Çocukluğumun geçtiği Aksaray’da büyükbabamın arkadaşlarından çok şey öğrendim. Eskiden dedeler, büyükbabalar torunlarını alır, gittikleri yerlere beraberlerinde götürürlerdi. Şimdiki gibi cep telefonu, internet, televizyon olmadığı için; bizler çocuk hoşgörüsü ile ama büyük bakışı ile yetiştirildik. Hata yaptığımızda; «çocuk» derler, hoş görürler ama çocuk olarak değil büyük olarak muhatap alırlardı. İşte şimdi size büyükbabamın arkadaşı İbiş Ağa veya İbiş […]

Continue reading »

BİLGİYİ SATIYOR AMA KENDİ KULLANAMIYOR

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Yıllar önceydi. 1979 yılı… Aksaray Kılıçarslan Ortaokulu 3. sınıfta okuyorum. Dönemin ilk dersi İngilizceydi. Derse girecek hocamızla ilk defa tanışıyoruz. Kapı açıldı ve içeriye uzun boylu biri girdi. Boyu iki metreye yakındı. Evet; o kadar uzun boyluydu ki, sınıfın giriş kapısından girerken bile boynunu eğerek girmişti. Biz çok şaşırmıştık. Hafif bir kıkırdama, tek tük gülme sesleri geldi. […]

Continue reading »

SAHİP OLMAYA MI GELDİK ŞÂHİT OLMAYA MI?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Necla Hanım’ın aslında pek âdeti değildi; öyle geline pek sık gelip gitmez, ama gelinini de severdi. Sorduklarında da; “Efendim, tatlı gitmek lâzım. Gençler rahat olsunlar…” derdi. Oğlu ve gelini; İstanbul’da, Kadıköy’de lüks bir semtte, yine lüks bir sitede, daha doğrusu şimdiki adıyla «rezidans»ta oturuyorlardı. Girişi, çıkışı, her şeyi akıllı, diye konuşulan sitelerde… Necla Hanım’ın evi ise Fatih’te […]

Continue reading »

BAKIR, ALTIN OLUR MU?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Bu satırların yazarının baba mesleği, kuyumculuk ve sarraflıktır. Yani hem imalât hem de satış işi vardı. Efendim; kuyumcu dükkânımıza gelen takıları babamla önce güzelce ateşte yakar, sonra asitli suyun içine atar, ardından özel sabunlu suda yıkar nihayet talaş dolu kaba atıp kuruturduk. Böylece kir ve yağ ile altın rengini kaybetmiş olan takılar; yeniden pırıl pırıl olur, sanki […]

Continue reading »

KARGALAR KURBAĞALARI NEDEN PATLATIYORLAR?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Almanya’nın Hamburg kentinde korku filmlerini aratmayan enteresan bir hâdise yaşandı. Küçük bir gölde yaşayan kurbağaların şişkin bedenleri balon gibi patladı. Kurbağaların esrarengiz ölümünden sonra bazı Alman bulvar gazeteleri; «Ölüm Gölü»nden söz etmeye başladılar. Hamburg yakınlarındaki bir parkta gezinti yapan insanlar, gölün kenarındaki ölü kurbağaları görünce hayretler içinde kalmışlardı. Yüzlerce kurbağa sırt üstü yatıyordu. Hattâ bazıları, gölden çıktıktan […]

Continue reading »

Kalbe Kartvizit Bırakmak mı? O DA NE?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Bir insana gidip de; “–Seni Allah için seviyorum!” demeniz yeterli değildir. Hemen şunu soracaktır; “–Niye? Neden ben? Benden ne çıkarın var?” Yani, önce karşınızdaki kişiye dokunmanız, tanımanız, onun gönlünü kazanmanız gerekiyor. İnsan gönlünün nasıl kazanılacağı ile ilgili onlarca değil yüzlerce sunum var… Yüzlerce konferans var… Binlerce kitap var… Hepsi de değerli emekler… Fakat benim eğitim vermek için […]

Continue reading »

ÂHİRET POTASINDA

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Türkiye’de altın ithalâtı şimdiki gibi serbest değildi bir zamanlar… 1979 ile 1983 yılları arasında altın ithalât yasağı vardı. Kuyumcuların da yeni ürün yapmak için, hurda altına ihtiyacı oluyordu. Müşteriden gelen hurda altınlar; küpe, yüzük, bilezik, kolye vb… ne varsa bir pota içerisinde eritilip külçe hâline getiriliyor ve İstanbul’a Kapalıçarşı’ya yeni imalât için götürülüyordu. Babamızın kuyumculuk ve sarraflık […]

Continue reading »

ELİM, NİYE TAVUK ETİ KOKUYOR?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Mükremin Bey; düzenli olarak, sabah kalktığında, İstanbul Vatan Caddesi’nde yürürdü. Ramazan dolayısıyla, yürüyüşlerini sabah namazı sonrası yapmaya başlamıştı. Sulukule surlarına doğru geldiğinde; surların iç kısmında, kenarda, daha üç-dört günlük olan yavru köpekleri gördü. Aç oldukları belliydi. Anneleri de biraz ileride âdeta yalvaran gözlerle bakıyordu. Hiç vakit kaybetmedi, yürüyerek geri döndü ve Malta Çarşısı’na çıktı. Vakit erken olduğu […]

Continue reading »
1 2 3