KAYIP İLÂNI…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Kaybedenler, kazananlar, soruyorlar: Ne kayıp? Daha dünyâya gelirken giden efsâne kayıp!.. Geceden gündüze hem peş peşedir hem ayrı, Yanıyor ay ve güneş, nûruna pervâne kayıp! Yapı cân attı şehirden köye, köyden şehire, Kapıdan pencerenin umduğu mestâne kayıp… Şu kızıl çöl ne kadar boş, şu gülistân ıssız; Ağla Leylâ, sana Mecnun gibi dîvâne kayıp… Çağda sahrâlara sabrettirecek […]

Continue reading »

GÖZ NÛRU NAMAZ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Dinle mü’min, namaz îmânın ikiz kardeşidir, Namazın şanlı makāmıysa şahâdet peşidir. «Onsuz olmaz!» diye Hak Elçisi ferman buyurur, Direk olmazsa binâ, söyle gönül, neyle durur? Mü’minin gönlüne derman, gözünün nûru namaz… Onu bir kerre «kılan» bir daha onsuz kalamaz! İstikāmet için insanlığa Hak’tan pusula… Döndürür kıbleye, Rahmân’a giden nurlu yola… Bir müfettiş […]

Continue reading »

ÜMİT

Zahit GENÇ Yelken açmış gidiyor duygularım gönlümde, Vuslatına az kaldı, yıldıramaz engeller, Korkulacak ne var ki, îman ile ölümde, Bin yıl yaşasan bile tükenir mi emeller? Rahmet müjdesi taşır küme küme bulutlar, Damla damla düşecek elbet bir gün toprağa, Zincire vurulur mu gönüldeki umutlar? Kara günler de geçer kavuşuruz şafağa. Kaybolan değerlere için için ağlarım, Böyle mi olmalıydı, ne hazindir […]

Continue reading »

HER MEVSİM GÜLMÜŞÜM BEN

Yusuf DURSUN Duyduğum ilk ezanla, Babam koymuş adımı. Sütüyle vermiş annem, Bal tatlısı tadımı. Gururla saymış babam, Attığım her adımı. Bakışlarımdan annem, Anlamış muradımı. İyi-güzel ne varsa, Onlardan almışım ben. Gönül bahçelerinde Her mevsim gülmüşüm ben. Babamın omuzundan, İnmediğim çok olmuş. Ben uçtukça kuş gibi, Annemin yüzü gülmüş. Sevincinden babamın, İçine huzur dolmuş. Dünyada mutluluğu, Annem benimle bulmuş. Oyun-oynaş çağında, […]

Continue reading »

GAZEL

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Aşkın ile ey sevgili hayran gezeriz biz, Hasret-zede bülbül gibi giryan gezeriz biz. Yoktur gözümüz zerrece dünyâ hevesinde, Dîvâne sanırlar bizi vîran gezeriz biz. Heyhât bu gam-hânede bir tek tanıdık yok, Gurbetteyiz elbette garîban gezeriz biz. Hiç yok yüzümüz Kâbe’ne yüz sürmeye ammâ; Affet bizi, gündüz-gece pişman gezeriz biz. Menzilleri aşmak Sana ermek dileğiyle, Her an […]

Continue reading »

İÇİMDEKİ ÇOCUK

Servet YÜKSEL Sen ey içimdeki yaramaz çocuk, Annemin sesini duyuyor musun? Yine kar yağıyor, hava çok soğuk, Yoksa mışıl mışıl uyuyor musun? Hâlâ yüreğimde sancı çekerler, Yarım kalan masalları ninemin. Ne tatlıydı o naneli şekerler, Ah bir bulsam ceplerini dedemin. Dizüstü sedirde zaman erirdi, Hâfızama işlenirken sûreler. Herkes düşlerini bana verirdi, Beni çağırırdı dağlar, dereler… Azık götürürdüm bağa-bostana. Ne hoş […]

Continue reading »

İZİ BULDUM, İZDEN OLDUM!..

Rıfat ARAZ A yakından yakın olan; Özü buldum özden oldum!.. A ömrüme aşkı salan; Közü buldum közden oldum!.. Ne güç kaldı, ne tahammül; Nefsi aldı erkân, usûl!.. Bir uzlette doldu gönül; Çoktan oldum, azdan oldum!.. Âhla tüter aşk ocağı; Ne ucu var ne bucağı!.. Sen’i bekler can durağı; Sözü buldum sözden oldum!. İşte amel, işte îman; Olan varım oldu talan!.. […]

Continue reading »

KURTARIN BENİ BENDEN

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Vehimler mücrimin dinmez sancısı Ne şimdi ne sonra terk eder onu! Her iki âlemin mutlak hancısı İdrak et ezeli, anla der sonu! Canlar tenlerinde muallâk durur, Nasıl duruyorsa eşya yerinde İnançsız yürekler şüpheyle vurur, Azaplar günahın eş değerinde… Bilmem hangi vakit, hangi mahalde? Arayıp dururum varlığı yoktan, Uyur uyanığım mahmur bir hâlde, Korkarım azığım tükenmiş çoktan. Hâlim […]

Continue reading »

ECEL

Mürid (Mustafa TAHRALI) Gelmişti ecel… İşte melekler, yüce ruhlar, Bir rûh ile son ufka berâber uçacaklar!.. Düşsün diye dünyâ elinin vurduğu renkler, Çırpındı kanatlar gibi ruh, tenle berâber. Gözler mi görür, kalp mi duyar? Üfleniyor sûr!.. «Yâsin»de huzur, «Mülk»te temâşâ ile mesrur… «Feth»in sesi gönlünde fütûhât ile çınlar; Elden ele, dilden dile «mîsâk»ı hatırlar. Rûh istemez artık teni mâmur ve […]

Continue reading »

HİCRAN DEMLERİ

“Musa TOPBAŞ Hazretlerinin vefatının üçüncü sene-i devriyesi münasebetiyle (16.07.1999)” Mustafa Necati BURSALI Söyle ey can bülbülü; gam, keder kime düştü? Ben nice yanayım ki, hicran içime düştü! Bitmek nedir bilmiyor arkası hiç hicranın, Bu âlemde nasibi, inlemek artık, cânın! Sen var iken ey Pîrim! Gün hoştu, gece hoştu, Tatmayan hiç bilmez ki, bu sevda nice hoştu! Zaman geçtikçe kadrin daha […]

Continue reading »
1 894 895 896 897 898 1.023