Ecdadın Eskiyi ve Yeniyi MEZCEDİCİ RÛH VE ANLAYIŞI

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Hiç dikkat ettiniz mi? Özellikle son çeyrek asırdır çok menfî bir uygulama var. Bir evlât babasının kurduğu işletmenin başına geçtiği veya yüksek idarî makamlara yeni biri tayin edildiği zaman her şey sil baştan edilir. Mobilyadan halıya, odanın boyasından tarihî hâtıralara kadar her şey değiştirilir ve bundan çalışanlar da nasibini alır. İster sivil, ister askerî kesimde bu fakir […]

Continue reading »

TÜRKLERİN İSLÂMİYET’E GİRİŞİ

Ahmet MERAL ahmetmeral@yuzaki.com Araştırmalar Türklerin İs-lâmiyet’ten önceki dinlerinde kalan grupların tarih sahnesinden silindiklerini veya asimile olduklarını göstermektedir. Türklerin İslâmiyet ile tanışmaları Emevî ordularının Mâverâünnehir’e girmesinden sonra olmuştur. Kısacası VIII. ve X. yüzyıllar arasında kalan zaman dilimi, Türklerin İslâmiyet’e giriş yıllarıdır. Halîfe Ömer bin Abdülaziz, Emevî kumandanı Kuteybe bin Müslim’in askerî hâkimiyet kurduğu Türk yurtlarında İslâm fidanının yetişmesi için çok büyük […]

Continue reading »

MAHCÛBUM YÂ RASÛLÂLLAH!

Evvelden mübarek topraklara gidiş aylarca sürerdi. Aşk kervanları yolda yana yana pişer ve huzûr-i Rasûlullâh’a öyle çıkarlardı. Bizler ise, uçakla çok kısa bir zamanda kendimizi O’nun eşiğinde buluyoruz. Hasretiyle bütün bütün yanamadan, pişemeden… O’nun bizden beklediklerini hazırlayamadan… Bu seneki Ramazân-ı şerifte bu gerçeği derinden hissederek O’nun mübarek eşiğinde ancak itiraf-ı acz edebildim. SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Görenle görüştüğün mübârek eşiğine, […]

Continue reading »

GELİR…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn için Allâh’adır tevekkülümüz, îtimâdımız. (Bâkî) Haç saplanan şu toprağa gökten hilâl gelir… Dâvûd’u susturanlara bin bir Bilâl gelir… Bambaşka bir geliş ki bu, simyâyı andırır, Toprak vatan olur, göğe bir başka hâl gelir. Hakkāniyet ki şöyle dedirtir Bizanslıya; «Türk gelsin aksi hâlde haşin kardinal gelir!» Efsâne sanma ey çocuk! Ah sen […]

Continue reading »

ANADOLU İKİ CİHAN DÂVÂSI

Yusuf DURSUN I Mor dağların doruğunu süsleyen, Çayır benim, çimen benim, çiy benim… Dost içende cemrelerce yücelen, Ocak benim, demlik benim, çay benim… Rûhumdan beslenir aşkın gözesi, Bu sevdalar bana gönül rızâsı, Yüzyıllar boyunca tarih yazası, Düğün benim, dernek benim, toy benim… Yel olmuşum al yanağa değmişim, Gonca olmuş bal dudağa sığmışım, Gül şafakla yarınlara doğmuşum, Güneş benim, yıldız benim, […]

Continue reading »

OLMAK GEREK

VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) Hayatta her olaydan; bir, ibret almak gerek, Meyveli ağaç gibi, «baş önde» olmak gerek. Sakınıp kem tamahtan, malına şükrederek, Fakirin yardımına, rikkatle dalmak gerek. Maske olur yüzlerde, içte durur alaca, İnsanın içi-dışı, hep aynı kalmak gerek. Kavil edince bir kez, kesin uymalı vâde, Buluşma mekânına, sevgiyle gelmek gerek. Hata ederse kişi, şayet bir kez yanılıp, Gözyaşıyla […]

Continue reading »

GAZEL

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Dağınık saçları gördükçe gönül parçalanır… Yanağın rengine baktıkça o gül parçalanır… Çıkıversen salınıp bahçeye bin nâz ile sen; Hasedinden o güzel yüzdeki tül parçalanır!.. Dudağın rengi kızıl korda da yok kanda da yok; Onu bir görse kadehlerdeki mül parçalanır… Seni arzû edenin yolları dağlardan aşar; Bu sebepten yine sırtındaki çul parçalanır… Seferî’nin sana gönderdiği mektuplara bak: […]

Continue reading »

BU SEVDA

Servet YÜKSEL Her cefaya hazır mısın ey âşık? Eline düşeni üzer bu sevda. «Leylâ!» diye yalın ayak, baş açık, Dağlarda, çöllerde gezer bu sevda… Figanını gök kubbeye salsan da, Sevdiğini bazı bazı bulsan da, Taştan taşa çalar, katre olsan da, Dipsiz ummanlarda yüzer bu sevda… Bir cilve ki, zindanlara atarlar, Dîvâneler kervanına katarlar, Köle diye o kapıya satarlar, Cevheri olana […]

Continue reading »

YARATAN, BİLEN O’DUR

Mustafa Necati BURSALI “Gaybın anahtarları, Allâh’ın katındadır. Onları ancak O bilir. Karada, denizde ne varsa hepsini yine O bilir. Bir yaprak düşmez ve yerin karanlıkları içine bir tane girmez ki, O bilmesin. Yaş ve kuru her ne varsa hepsi açık bir kitaptadır.” (En’am, 59) Gizlenemez ne bir sır, ne de bir tuzak Hak’tan, Ancak kalbi mühürlü kimseler uzak Hak’tan!.. Karanlıkları […]

Continue reading »

HASRETİN

Sadettin KAPLAN Tutuştu bu akşam içimde yine, Yıllardır kavuran kordu hasretin… Ne zaman erecek elim eline, Tükendim beni çok yordu hasretin… Sermiştim gönlümü bastığın yere, Yıkıldım yaslandım, yorgun dünlere, Vuslat saatini gelmez günlere, Senin ellerinle kurdu hasretin… Arzular, emeller, hülyalar geçti, Gönlümden Şirinler, Leylâlar geçti, Başımdan bin türlü sevdalar geçti, İçimde dağ gibi durdu hasretin… Aşkın lisanıyla anlattım sana, Gönlümün […]

Continue reading »
1 866 867 868 869 870 1.015