BU SEVDA

Servet YÜKSEL

Her cefaya hazır mısın ey âşık?
Eline düşeni üzer bu sevda.
«Leylâ!» diye yalın ayak, baş açık,
Dağlarda, çöllerde gezer bu sevda…

Figanını gök kubbeye salsan da,
Sevdiğini bazı bazı bulsan da,
Taştan taşa çalar, katre olsan da,
Dipsiz ummanlarda yüzer bu sevda…

Bir cilve ki, zindanlara atarlar,
Dîvâneler kervanına katarlar,
Köle diye o kapıya satarlar,
Cevheri olana pazar bu sevda…

Can, esrarlı çilelerle sınanır,
Hamlar meclisinde sözü kınanır,
Yolundaki dikenleri gül sanır,
Kan olur gölünden sızar bu sevda…

Bu sevda adamı toprak, toz eder,
Bir an gelir, kar içinde köz eder,
Ebedin peşinde ağlar, naz eder,
Hayat düğümünü çözer bu sevda…

Güzelliği solan Leylâ’dan kaçıp,
Tacı-tahtı, malı savurup, saçıp,
Bir seher vaktinde kendinden geçip,
Mîm okutur, elif yazar bu sevda…
Mevlâ’ya, Mevlâ’ya uzar bu sevda…