ANADOLU İKİ CİHAN DÂVÂSI

Yusuf DURSUN

I

Mor dağların doruğunu süsleyen,
Çayır benim, çimen benim, çiy benim…
Dost içende cemrelerce yücelen,
Ocak benim, demlik benim, çay benim…

Rûhumdan beslenir aşkın gözesi,
Bu sevdalar bana gönül rızâsı,
Yüzyıllar boyunca tarih yazası,
Düğün benim, dernek benim, toy benim…

Yel olmuşum al yanağa değmişim,
Gonca olmuş bal dudağa sığmışım,
Gül şafakla yarınlara doğmuşum,
Güneş benim, yıldız benim, ay benim…

Yaylasında koyun kuzu meleşen,
Ovasında doru taylar dolaşan,
Çeşmesinde yavuklular buluşan,
Oba benim, oymak benim, köy benim…

Elif Kız’ım; hem işveyim, hem nazım;
Mevlânâ’da Arş’a çıkar niyazım.
Köroğlu’yum, dağı deler avazım;
«Aman!» benim; «Hayda!» benim; «Hey!» benim…

II

Yozgat’ta çamlı bir yola benzerim,
Bursa’da al ipek şala benzerim,
İstanbul’da cânım dile benzerim,
Boğaz benim, körfez benim, koy benim…

Gül Isparta bülbüllerin yuvası,
Antalya’dır canı candan edesi.
Anadolu: İki cihan dâvâsı,
Bütün benim, parça benim, pay benim…

Erzurum’un kar beyazlı kürküyüm,
Erzincan’da buram buram türküyüm,
Ankara’da bayraklaşan ülküyüm,
Kopuz benim, cura benim, ney benim…

Çadırdan, otağdan süzüldüm geldim,
On altı yıldıza dizildim geldim,
Ezelden ebede yazıldım geldim,
«Ana» benim; «Ata» benim; «Soy» benim…