İNSAFSIZ YÜREĞİ HOŞ ETME YÂ RAB!

Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com   Acımasız ruhlar, sefâya dalmış, İnsafsız yüreği, hoş etme yâ Rab! Garip kullarına, acılar kalmış, Yokluğu sofraya, aş etme yâ Rab! Issız köşelerde, akan yaşlara, Boynu bükük kalan, mahzun kuşlara, Derinlere dalan, o bakışlara; Birazcık gülmeyi, düş etme yâ Rab! Aldırmaz feryâda zâlim, duygusuz, Bırakır kalplerde acılardan iz, Bizi ateşlere atar insafsız; Yetimin gözünü, yaş etme yâ […]

Continue reading »

ALLÂHU EKBER!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com   Gönül bahçesinde kibir dikeni, Zikirle yakılır; «Allâhu ekber!» Cihan gurbetinde aşk merdiveni, Gayretle çıkılır; «Allâhu ekber!» İhtiyar zamanın o çehresinden, Süzülürken sızı her zerresinden, Çilehânesinin penceresinden, Sabırla bakılır; «Allâhu ekber!» Bitmeyen telâşı koy avucuna, Arzuları savur dağ yamacına, Îmânın sancağı yürek burcuna, İhlâsla çekilir; «Allâhu ekber!» İnancım gereği hep sınandıkça, Hicran ateşinde gün gün yandıkça, Şer […]

Continue reading »

168. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Bir zamanlar kapağımızdaki gibiydi iki medeniyetin farkı: Bizim Medeniyetimiz; HİDÂYET esaslıydı. Bizim medeniyetimiz; Kur’ân, Sünnet ve insanlık medeniyetidir. ŞEFKAT temeli üzerine kuruluydu. Bizim medeniyetimiz, rahmet medeniyetidir. ZARÂFET telkin ederdi. Mimarî zarâfetimiz her şeyiyle ayakta… Gönül fethiyle kurulmuş, vakıf medeniyetiyle tezyin edilmiş muazzam bir medeniyet… Bunun karşısında; Vahşetin çirkin yüzünü seyrettiren batı âlemi vardı. Adına medeniyet denemeyecek derecede canavarlık. […]

Continue reading »

BU «SÖZ» KİMİN?

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu: “Ey îmân edenler! •Allâh’a itaat edin! •Peygamber’e ve sizden olan ülû’l-emre (idarecilere) de itaat edin! Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allâh’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- o meseleyi; ➢Allâh’a ve; ➢Rasûl’e götürün (onların tâlimâtına göre hâlledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.” (en-Nisâ, 59) Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in vefatından […]

Continue reading »

İNSAN İÇTİMÂÎ BİR VARLIKTIR

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsan fıtrat olarak, toplu yaşama temâyülündedir. Bir elin parmaklarının her biri farklıdır; ancak bir araya geldiklerinde, iş kolayca yapılabilir. Hususiyetleri ve kabiliyetleri farklı olan insanların; kendilerinden beklenen faaliyetlerin üstesinden gelebilmeleri, ancak topluluk hâlinde olmalarıyla mümkündür ki, bu beraberliğe cemiyet deniliyor. Benzer hususiyetleri taşımak, daha kolay anlaşabilmenin bir unsuru olduğundan, bu çerçevede meydana gelen büyük topluluklar da […]

Continue reading »

MAHALLENİN NAMUSU, METROPOLÜN NESİ OLUR?

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Geçtiğimiz günlerde genç bir hanımla tanıştık. Beyi Almanya’da çalıştığı için orada yaşıyorlarmış. Ailesini görmek için İstanbul’a gelmiş. Küçük çocukları vardı. Onların hangi okula devam ettiklerini sordum. Alman okullarına gidiyorlarmış. “Dinlerini nasıl öğreniyorlar?” diye sorunca dernekleri olduğunu, orada hafta sonu kursa gittiklerini söyledi. Medyadan Alman hükûmetinin müslüman ailelerden şiddet bahanesiyle çocukları aldıklarını duymuştum. Bu konuyu sorunca; “–Evet, […]

Continue reading »

ESKİ MAHALLELER ve ŞİMDİKİ MAHALLELER

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com İçinde yaşadığımız ülke, bilindiği üzere bir Osmanlı bakiyyesidir. Bu sebeple Osmanlı’da hâkim olan kültür birikimleri öteden beri mahallelerde, dolayısıyla mahalleyi oluşturan ailelerde yaşıyordu. Bu durum 19’uncu asırdan sonra çeşitli aksaklıklara rağmen uzun süre mevcut hâlini muhafaza etmiştir. Ancak son senelerde maalesef, her şey gibi pek çok birikimimiz bozulmuştur, yıkılmıştır. Neredeyse değer tanımazlık, umursamazlık; yaşayan değerler hâline […]

Continue reading »

İSLÂM’IN ŞEKİLLENDİRDİĞİ ŞEHİRLERDEN, ŞEHİRLERİN ŞEKİLLENDİRDİĞİ İNSANLARA

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Kâinatta var olan her nizam, Allah Teâlâ tarafından belirlenmiş bir değişim ve dönüşüm sistemi içerisinde devam edip durmakta. Üzerinde yaşadığımız dünyada; geceler gündüzleri, kışlar yazları takip etmekte ve bu ilâhî hikmet îcâbı, hiçbir şey aynı kalmayıp sürekli bir tebeddülât ile muazzam sistemin devam etmesi sağlanmakta. İnsanlık tarihi boyunca hak ve bâtıl arasında sürekli bir mücadele ve mücâhede […]

Continue reading »

İKİ KUTUPLU DÜNYA

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com İnsan durmadan arıyor. Her şeyi arıyor. Çünkü aramaya mecbur ve muhtaç. Bir hastalık çıkıyor, hemen onun şifâsını araması lâzım. Bulması da lâzım. Aksi hâlde dayanılmaz sancılar içinde mahvoluyor. Yani; Dert var, çare de var. Önce aramak şart. Sonra bulmak şart. Mesele; Bulmayı gerçekleştirecek mahiyette arayabilmek. Çünkü kuru kuruya arayışlar, insanı hiçbir şeye nâil etmiyor. […]

Continue reading »

ARUZ KUSURLARI -2-

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Zihaf, uzun olan heceyi vezin gereği kısa seslendirmektir. Bir telâffuz bozukluğu olduğu için büyük kusur sayılır. Belki de bu sebeple Türk aruzunda çok örneği yoktur. Zaten Türkçede uzun heceler az olduğu için buna çok da ihtiyaç duyulmaz. Aslen uzun olmakla birlikte Türkçeye girerken kısa olarak giren veya girdikten sonra zaman içinde kısalan hecelerin Türkçeye yerleştiği […]

Continue reading »
1 328 329 330 331 332 1.015