BEDENİMİZ PANO DEĞİLDİR! 

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Vücudumuz, bedenimiz bize mi aittir? Yoksa o da bize bir emânet midir? Dînimiz; fıtratı, yani Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı aslî hâli muhafaza prensibine sahiptir. Meselâ; •İntihar haramdır. •Kezâ ötenazi yani ölümcül bir hastanın kendisini doktora öldürtmesi câiz değildir. •Kürtaj haramdır. •Kezâ estetik ameliyat yaptırmak, yani Allâh’ın yarattığı sîmâya müdahale etmek câiz değildir. (Ancak doğum, hastalık veya bir […]

Continue reading »

KÂİNÂTIN ÖZÜ AŞKTIR

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Mevlâna Hazretleri; “Hayatın özü ilâhî aşktan geçer.” buyurur. Kâinâtın yaratılış sebebini ilâhî aşka bağlar. Hazret-i Mevlânâ, bir gönül eğitimcisidir. Bütün gönül eğitimcilerinin asıl gayesi; insanların güzel ahlâk sahibi, kâmil mü’minler olmalarını sağlamaktır. Toplum olarak da, sosyal sahada iyiliğin ve güzelliğin, merhamet ve şefkatin, sevgi ve dostluğun hâkim olmasını temin etmek; kötülüğü, nefreti, kini, zulmü, ahlâksızlığı, azgınlığı, […]

Continue reading »

HESAP VAKTİ

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com   Beşikten mezara bir seyahat var, Kırk yılda bir gelir fırsat durağı!.. Verdiklerin senin, verdiklerin kâr, Ne güzel istasyon hayrat durağı!.. Şeytanlar pusuda nöbet bekliyor, Ölüm, kapımızı her an yokluyor, Her güne en az beş davet ekliyor; İmtihanla dolu hayat durağı!.. Şâheser kubbede, ecdâdın sesi, Kur’ân muhabbeti, hadis hevesi! Ganîmet bilelim bir tek nefesi; Rabbimiz’in lutfu […]

Continue reading »

RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -16-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-’ı takip edenler genel olarak iki gruptu: •Bunların biri O’na tâbî olup, yolunu yol edinen müslümanlar; •Diğeri de O’na karşı gelip düşmanlık yaparak, kötü niyetle peşine takılanlar! İşte bu kötü takipçilerden biri olan Sürâka, arkalarından yetişmişti. Onun böyle dörtnala at sürüp yalınkılıç yetişmesi karşısında, Hazret-i Ebûbekir büyük bir endişeye kapıldı. Rasûlullah -aleyhisselâm-’a bir şey olacak diye, […]

Continue reading »

SAATÇİ

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir… (Hazret-i Mevlânâ) Küçük bir Anadolu kasabasının tek saat tamircisiydi. Bu meslek ona dedesinden, babasından yâdigâr kalmıştı. Tıpkı dedesi gibi, babası gibi kasabalının getirdiği her türlü saati tamir eder, aynı zamanda dükkânına çok yakın olan tahminen 170 […]

Continue reading »

NEMÎME BELÂSI

Mehmet MENCET Ne güzel söylemiş asırlar öncesinde Yûnus Emre Hazretleri: Söz ola kese savaşı… Söz ola kestire başı… Söz ola ağulu aşı; Yağ ile bal ede bir söz. “İnsan kulaktan beslenir.” demiş büyükler. Söz, insan hayatında ne kadar önemlidir. “Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır.” “Yiğidi; kılıç kesmez, bir acı söz öldürür.” Sözle, tatlı dille ilgili o kadar çok atasözü ve […]

Continue reading »

En Değerli Hazine; ŞİMDİKİ ZAMAN

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsan dünya hayatının med ve cezirleri karşısında boş yere üzülür veya sevinir. Hâlbuki, hiçbirisi de kalıcı olmayıp insanın zihnini oyalayan, dünya imtihanının neticesini tayin eden geçici tezâhürlerdir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de; “İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde (sevinir, bunun bir imtihan olduğunu düşünmeden); «–Rabbim bana ikrâm etti.» der. Onu […]

Continue reading »

MUHABBET BAĞI RÂBITA

Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com   Muhabbettir yolda esas sermaye, Kalpler buluşturan usûl râbıta. Âdâba riâyet nihâî gaye, Kararında sevgi makbul râbıta. Ashab candan fazla sevip cânânı, Öyle elde etmiş kâmil îmânı, Her şey fedâ imiş Habîb’e hani; Gönüllere sultan, o gül râbıta. Hani kavak yeli başlarda eser, Süflî bir meşhura meftûn olur ser, Taklit ile olur ondan bir eser; Süfliyse […]

Continue reading »

RUBÂÎ

Ârif Nihad ASYA   Yer yoktur kayda, şarta, istisnâya… Gönlüyle gelen, Hazret-i Mevlânâ’ya, Geçtiğini duyar yavaş yavaş varlığının, Bir tatlı akışıyla maddeden mânâya.

Continue reading »

BİZİ DE YAŞLANDIRIR MI BU ÂYET!?.

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com Dosdoğru olmak, ilk olarak doğrunun ne olduğunu bilmek ile olur. Doğrunun ne olduğunu bilmek için ise doğru bir niyet ve değerlendirme gereklidir. Doğru yolu bulduktan sonra dosdoğru olmak/kalmak ise yolu doğru yürümekle mümkün olur. Dosdoğru olmak hayatımızın her alanında kendisini göstermelidir. Rabbimiz, Peygamberimiz ve insanlarla olan münasebetlerimizde böyle olduğumuz gibi, ticaretimizde ve toplum hayatımızda da dosdoğru olmakla […]

Continue reading »
1 181 182 183 184 185 1.015