İZİ BULDUM, İZDEN OLDUM!..

Rıfat ARAZ A yakından yakın olan; Özü buldum özden oldum!.. A ömrüme aşkı salan; Közü buldum közden oldum!.. Ne güç kaldı, ne tahammül; Nefsi aldı erkân, usûl!.. Bir uzlette doldu gönül; Çoktan oldum, azdan oldum!.. Âhla tüter aşk ocağı; Ne ucu var ne bucağı!.. Sen’i bekler can durağı; Sözü buldum sözden oldum!. İşte amel, işte îman; Olan varım oldu talan!.. […]

Continue reading »

KURTARIN BENİ BENDEN

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Vehimler mücrimin dinmez sancısı Ne şimdi ne sonra terk eder onu! Her iki âlemin mutlak hancısı İdrak et ezeli, anla der sonu! Canlar tenlerinde muallâk durur, Nasıl duruyorsa eşya yerinde İnançsız yürekler şüpheyle vurur, Azaplar günahın eş değerinde… Bilmem hangi vakit, hangi mahalde? Arayıp dururum varlığı yoktan, Uyur uyanığım mahmur bir hâlde, Korkarım azığım tükenmiş çoktan. Hâlim […]

Continue reading »

ECEL

Mürid (Mustafa TAHRALI) Gelmişti ecel… İşte melekler, yüce ruhlar, Bir rûh ile son ufka berâber uçacaklar!.. Düşsün diye dünyâ elinin vurduğu renkler, Çırpındı kanatlar gibi ruh, tenle berâber. Gözler mi görür, kalp mi duyar? Üfleniyor sûr!.. «Yâsin»de huzur, «Mülk»te temâşâ ile mesrur… «Feth»in sesi gönlünde fütûhât ile çınlar; Elden ele, dilden dile «mîsâk»ı hatırlar. Rûh istemez artık teni mâmur ve […]

Continue reading »

HİCRAN DEMLERİ

“Musa TOPBAŞ Hazretlerinin vefatının üçüncü sene-i devriyesi münasebetiyle (16.07.1999)” Mustafa Necati BURSALI Söyle ey can bülbülü; gam, keder kime düştü? Ben nice yanayım ki, hicran içime düştü! Bitmek nedir bilmiyor arkası hiç hicranın, Bu âlemde nasibi, inlemek artık, cânın! Sen var iken ey Pîrim! Gün hoştu, gece hoştu, Tatmayan hiç bilmez ki, bu sevda nice hoştu! Zaman geçtikçe kadrin daha […]

Continue reading »

FERYAT GAZELİ

Memduh CUMHUR Gönderir mest eyleyip tâ haşre, dünyâ bâdedir Hüsne âşık her gönül teklîften âzâdedir. Gözlerinden yol bulup gittim bütün yıldızlara, Gördüğüm her şey cihanda, gözlerinden sâdedir. Vuslat ümmîdiyle sarf ettim hayâtın nakdini, İltifat âlemde ancak, dağ delen Ferhâd’edir. Söz biterken nağme başlar, hâlimin izhârına; Tiz nevâ feryâdım olsa, her makām âmâdedir. Söyleyin Cumhûr’a, dalmış gitmişim enginlere; Aşkım artık lâfza […]

Continue reading »

MÜMKÜN MÜ ANA?

Mehmet Ali VAR Rüzgârlı bir sonbahar, yapraklar dökülüyor, Bu ahvalde ayakta kalmak mümkün mü ana? Dertlerin pençesinde damarım sökülüyor, Son derde senden sabır almak mümkün mü ana? Bin bir deprem yaşıyor gönlümde kurduğun kent, Nefesimi kesiyor, yolumu kesen derbent, Darağacını kurmuş, zaman boynumda kement, Hiç solmayan bir çiçek olmak mümkün mü ana? Sönmeyen bir ateş var, her an beynimde tüten, […]

Continue reading »

SON NEFES SON ÂNA KADAR

İhsan KARİP Müsterih olmalı daim Müslüman, Ümit kesmek, ye’se düşmek yok gardaş!.. Böyle emrediyor Hazret-i Kur’ân; Ümit kesmek, ye’se düşmek yok gardaş!.. Bizde ne hiddet ne kibir olmalı, Mü’minde tevazu, sabır olmalı, Daim dayanağı O Bir olmalı, Ümit kesmek, ye’se düşmek yok gardaş!.. Nemrut karşısında İbrahim bile, Kesmedi ümidi çekse de çile, Tevekkül, ateşi çevirir güle Ümit kesmek, ye’se düşmek […]

Continue reading »

UHUD’DA HÜZÜN

Hakkı ŞENER Söyle Uhud, söyle bildiklerini, Zor gününde O Sultan’ı gördün mü? Bir taş değip inci dişin kırmıştı, Gül yüzünden akan kanı gördün mü? Dünyayı sırtından soymuş yürümüş, Hak yola başını koymuş yürümüş, Cennet kokusunu duymuş yürümüş, Yiğit dolu şu meydanı gördün mü? Bir çiçek açmış da boynunu büker, Maziyi düşünür durur, «ah» çeker, Kahramanlar kılıç vurur, ter döker, Şu […]

Continue reading »

DOST DEDİĞİN

Hadi ÖNAL Dost dediğin; dost yüreğin sesini, Uzaklardan hissederek, gelmeli. Dost dediğin; dost kokan nefesini, Canda açan gül kokusu bilmeli. Dost dediğin; dağ olmalı anında, Duruşuyla sana güven vermeli. Dost dediğin; dar gününde yanında, Seni kendi bilip kendi görmeli. Dost dediğin; kederini, yaşını, Mendil olup sildirmeli, silmeli. Dost dediğin; sıkışınca başını Okşamalı, güldürmeli, gülmeli. Dost dediğin; hem sırdaştır hem yoldaş, […]

Continue reading »

KIRK BİR KERE MAŞALLAH!

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Huzurlu mâzînin aşk bestesini, Mâhur makamlarla açan YÜZAKI! İstikbâle gülen gül destesini, Gülşenden derleyip saçan YÜZAKI. Harladı inceden yanan ocağı, Yükseldi zirveye şiir sancağı, «Kucakla mâzîyi, değiştir çağı!» Diyerek göklere uçan YÜZAKI. Âlimin teriyle şehidin kanı, Beraberce vatan yapar, vatanı. İrfan bahçesinde arar cânânı, Yarına mirası seçen YÜZAKI. Emin Hoca, Mürid Hoca yıldızım, Leylî’yle Cumhur’la küllenir sızım, […]

Continue reading »
1 400 401 402 403 404 458