Hatır İçin Secde

İRFAN ÖZTÜRK Ulü’l-azm peygamberlerden olan Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-, teslimiyeti ve tevhid mücadelesi yanında cömertliğiyle de mâruftur. Anlatılır ki, İbrahim -aleyhisselâm-’ın evine bir dilenci gelir ve Allah için bir şeyler ister. Hakk’ın Halîl’i, derhâl isteğini yerine getirir. Bununla da kalmaz, dilenci evinin ikinci köşesine doğru yürüyünce, bir çadır sûretindeki evinin o köşesinden de bir kapı açar ve o kapıdan da dilenciye […]

Continue reading »

O’nu Dinlemek

ADEM SARAÇ Peygamber Efendimiz’i dinlemek ve O’na itaat etmek… Dünya ve âhiret hayatımızı kurtarmanın tek yolu bu… Sahâbe-i kiram efendilerimiz böyle kurtulmuşlardı. Bunlardan biri de Hazret-i Habbâb bin Eret -radıyallâhu anh- idi… Demirci ustası olan Hazret-i Habbâb -radıyallâhu anh-, İslâm ile şereflenmiş, başkalarının da şereflenmesi için elinden geleni yapıyordu. Bir yandan da işini en iyi bir şekilde yapmaya çalışıyor, müşterilerini […]

Continue reading »

Ramazan, Takvâ Mektebi; Bayram da Rûhânî Diploma…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Ramazân-ı şerif ibadetlerle zengin bir ay. Bütün ibadetlerin en yoğun mevsimi. Çünkü o, ecrini bizzat Cenâb-ı Hakk’ın vereceği bir; ORUÇ MEVSİMİ… Âyet-i kerîmede buyurulur: “Ey îman edenler! Sizden evvelkilere oruç farz olduğu gibi, oruç tutmak size de farz kılındı.” (Bakara, 128) Oruç demek ki, bütün ehl-i îman için mecburî bir ibadettir. İnsan açlığı tadacak, […]

Continue reading »

Takvânın Alâmeti

Dr. Âdem AKIN – Muhammed YETİM VASİYET 18-B “Kim Allah’tan korkar, sakınırsa, Allah da ona bir çıkış yolu ihsan eder ve hiç hesap etmediği bir taraftan rızıklandırır.” (Talak Sûresi, 2-3) Takvânın nefiste gerçekleşmesinin alâmeti, takvâ sahibine rızkının hiç ummadığı yerden gelmesidir. Rızık, hesap edilen yerden geliyorsa takvâ ve Allâh’a itimat tam olarak gerçekleşmemiş demektir. Takvânın anlamlarından biri, kalben sebeplerin tesiri […]

Continue reading »

Biri Bin Yapabilme Gayreti!..

Doç. Dr. Ömer ÇELİK Allâh’ın yaratmasında sonsuz kudret tezâhürleri ve sınırsız kuvvet izleri bulunmaktadır. Yaratılışa baktığımızda yoktan var etme, sonra var ettiğini bölüp nihayetsiz katlara katlayarak büyütme, geliştirme ve kemale erdirme faaliyeti görürüz. Müthiş bir îcad bedîası ve sanat harikası. İnsan nutfe ile yumurta; bir tek hücredir başlangıçta. Sonra bir, bin olur; bin, yüz bin olur; yüz bin, milyon olur; […]

Continue reading »

Gönüllerin Bayramı

Naci ÖZTÜRK Cemiyet hayatının, beşerî münasebetlerin en büyük illetlerinden biri hased hastalığıdır. İlâhî takdire rızâsızlık, başkasının saadetini çekememe olarak tarif edebileceğimiz hased, şerrinden Allâh’a sığınmamızın emredildiği bir felâkettir. Hased, cemiyet hayatı içinde, hizmet faaliyetleri içinde de ortaya çıkar. Hayır yolunun yolcularının ayağına dolanır. Fakat toplumlara rahmet taşıyanlar, bu ulvî hizmetin vecdi içinde kaybolurlar. Nâmertlerin ve hased edenlerin kendilerine verdiği acıları […]

Continue reading »

Eşkıyalıktan Evliyalığa…

İrfan ÖZTÜRK Allah dostlarından Şiblî Hazretleri hacca gitmeye karar verdi. Yanına aldığı sâdık müridleriyle beraber yola çıktılar. Epeyce yol almışlardı ki kuytu bir yerden geçmekte iken ansızın eşkıyaların saldırısına uğradılar. Eşkıyalar, ellerinde avuçlarında neleri varsa aldılar. Herkes korku ve dehşete kapılmış neye uğradıklarını bilememişlerdi ki; eşkıya başının sert ve kesin ifadeler taşıyan şu sözleri ortalığı çınlattı: “Arkadaşlar, dikkat edin kimseye […]

Continue reading »

Vefa

Bünyamin ÇİL buncilson@hotmail.com Dost vefalı olduktan sonra düşman ne yapabilir ki… Çin Atasözü Fert olarak nasıl kendimize yapılan iyilikleri unutmamak, şartlar tersine döndüğünde, geçmişte bize yardım edenlere aynı fedakârlıklarla mukabelede bulunmak bir insan hasleti olan vefanın gereği ise; birbirleriyle güçlü tarihî bağlar bulunan, millet ve cemiyetler için de durum aynıdır. Tarihimize baktığımızda, birçok kardeş ülkenin zor zamanlarımızda elinde avucunda ne […]

Continue reading »

Aklımızı Kullanalım

Adem SARAÇ Mekke ve bütün her taraf, zifirî karanlık içinde, korkunç bir felâkete doğru gidiyordu. Allah yolunu terk eden bunca insanlık, putlara taparak, kendi düşünce ve düzenlerini ilâh hâline getirmişlerdi. Bunun için her şey çığırından çıkmıştı… Biri çıkıp da bu şaşkın gidişe «Dur!» diyemiyordu. «Dur!» denmeliydi artık bu korkunç gidişe. Üstelik dur demekle yetinmeyerek, iyiyi, güzeli ve doğruyu göstermek gerekiyordu. […]

Continue reading »

Tefekkür Ufkunda İnsan CENNET YOLUNDA…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Âdem -aleyhisselâm-, cennette yaratıldığı için orada daimî kalmak istedi. Çünkü nice güzellikler ve sayısız nimetler vardı. Fakat Allâh’ın emrini unuttu; yasak meyveden yedi ve cennetten çıkarıldı. Cenâb-ı Hak, dilese hemen tevbeye sarılan Âdem -aleyhisselâm-’ı cennetten çıkarmazdı, onu affederdi. Ancak insanoğlu için takdir edilen bir murad-ı ilâhî vardı. Buna göre; İnsanoğlu dünyaya indirilecek, bin bir nefsaniyet […]

Continue reading »
1 153 154 155 156 157 168