Şeyhülislâm YAHYA VE NÜKTELERİ 3

ŞAİR VE NÜKTE Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr IV. Murad, Şeyhülislâm Yahya’yı çok seviyordu. Onun sohbetinden zevk alıyor, fikirlerinden istifade ediyordu. Bu yüzden onu yanından ayırmıyordu. Kendisine «baba» diye hitap ediyordu. 1644’te Revan Seferi’nde de beraberinde götürmüştü. Bu seferde Tebriz’deki Gürcü Hükümdarı Sultan Hasan’ı idam ettiren padişah Sultan Hasan Camii’ni de yıktırmak istemişti. Yahya Efendi’nin gönlü bir ibadethanenin yıkılmasına râzı […]

Continue reading »

DEVE Mİ, DOMUZ MU? 10 Manzum Tarihî Tiyatro

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] ONUNCU SAHNE (Tarih 11 Recep 479/ 22 Eylül 1086 Perşembe) Sahnedekiler: Yusuf bin Taşfîn, Kumandanı Dâvud bin Âişe, Mûtemid, Yusuf’un emir subayı, ulak ve askerler. Şahıslar: YUSUF BİN TAŞFÎN: Kuzey Afrika’da Murâbıt İmparatorluğu’nun kurucusu dindar bir hükümdar. DÂVUD […]

Continue reading »

Yaklaşan Kasırgadan Kurtuluş, KENDİNE DÖNÜŞ NEREDEDİR?

Ayla AĞABEGÜM Hayatımızın her ânı yavaş yavaş bize yabancılaşıyor. Ben, kendimi tanıyamıyorum. Komşumu, akrabamı, basınımı, ilim adamlarımı, siyasetçilerimi hattâ din adamlarımı tanıyamıyorum. Mecliste anayasanın değişmesi ve türbanın serbest olarak üniversitelerde takılması için anayasa maddesi değişirken, siyasîler sertleşiyor, bağırıyor; televizyonlarda yapılan oturumlarda ise konuşmacılar sertleşiyor; sokaklarda insanlar bağırıyor. Aklı başında bir grup da çıkıp; «Neden bu sertlik, düşmanca tavır?» demiyor. Başka […]

Continue reading »

Bilerek veya Bilmeyerek NELER ERİYOR!

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com SEYR Her tarafın zifirî karanlık olduğu bir geceydi. Elektrikler kesildi. Elinde sadece bir tek, o da incecik bir mum vardı. Zar zor kibriti bulup mumu yaktı. Evin içi biraz ışıdı. Fakat cılız mum ve cılız ışık, çok geçmeden bitiverdi. Tekrar zifirî karanlık başladı. Keşke birkaç mum daha olsaydı, diye düşündü. Yerinden kalktı, diğer odaya geçecekti. Tam […]

Continue reading »

ŞAİR VE NÜKTE Şeyhülislâm YAHYA VE NÜKTELERİ 2

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr Şeyhülislâm Yahya’yı (1561-1644) şairliğinden dolayı öven şairlerin başında Nef’î gelir. Nef’î gibi kendini çok beğenen, kendini sözün en büyük üstadı olarak gören bir şairin Şeyhülislâm Yahya’yı övmesi mânidardır. Nef’î «ma’nâ» redifli kıt’asında bilgi tahtının padişahı, mânâ makamının Hüsrev’i, söz sultanı, mânâ padişahı, mânâ meydanının saflar yaran yiğidi gibi sözlerle onu övmektedir; Ey pâdişeh-i serîr-i dâniş […]

Continue reading »

DEVE Mİ, DOMUZ MU? 9 Manzum Tarihî Tiyatro

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] DOKUZUNCU SAHNE (Yıl 478/1085) Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Zeydun, Kumandan Halef bin Necah, Kumandan Muhammed bin Martin, Şehzade Reşid. Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye emiri İBN-İ ZEYDUN: Ebûbekir İbn-i Zeydun. Meşhur Endülüs […]

Continue reading »

BEYİTLERİN GÖLGESİNDE GÖZYAŞI ÜZERİNE…

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr İnsan; ağlayan, gözyaşı döken tek canlıdır. Daha dünyaya gözünü açar açmaz yüklendiği sorumluluğun ağırlığını hissederek ağlamaya başlar. Ve bu ağlayış ömür boyu sürer. Şair çok güzel ifade etmiş: Ağlayarak ayak bastım bu fânî dünyâya Sırtımdaki yükün ağırlığını sezerek. Bin yıl sürse de yolculuğum dâr-ı ukbâya Gözyaşım akacak hep dervişâne gezerek. [Li-müellifihî] İlk insan Hazret-i Âdem […]

Continue reading »

Kültür Erozyonunda BU ÜLKENİN ÇOCUKLARI

Ayla AĞABEGÜM Öğretmen edebiyat dersindedir. Konu, edebiyat kitabında olan «Sessiz Gemi»nin açıklanmasıdır. Konu bittikten sonra öğretmen Yahya Kemal’in «Ezansız Semtler» yazısının fotokopilerini dağıtır, gelecek derse kadar düşünmelerini ister: Ezansız Semtler Kendi kendime diyordum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam derecede nasip alıyorlar mı? O semtlerde minare görülmez, ezan işitilmez, Ramazan ve kandil günleri […]

Continue reading »

«Kırık Nesir» ve Felsefî Mırıltılar…

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: –Hocam, göle maya çalınır mı? Demiş ki: –Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun? Demişler: –Hocam bindiğin dalı kesiyorsun! Demiş ki: –Eşeğe mi inanıyorsun bana mı? Demişler: –Hocam eşeğe ters binmişsin! Demiş ki: –Dünyanın merkezi burası… Bu cümleler, bazen lâk-lâk ederken kullanılan gır¬gır bir karma. Hepsi birbirinden kopuk ayrı ayrı fıkrala¬rın belli vurgularının […]

Continue reading »

Kıla Yüzüm Ak Çalab’ım!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Yüz, bütün bedeni temsil eden baş uzvumuzun ön kısmı… Yüz, insanın en şerefli yeri. Göz onda, dil onda, söz onda… Tecellîler, akisler onda. Bu se¬beple insanın varlığı, kaderi, şerefi, nasibi… hep yüzde aranmış, yüzle ifade edilmiş. Bu ifadeler arasında yüzün rengi çok yer tutar. Yüz, hakikî olarak tene lutfedilmiş rengi taşır elbette. Fakat dalga dalga yansımaların […]

Continue reading »
1 46 47 48 49 50 61