Tecellî Sırrı…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İslâmiyet’te, onun rakik boyutu olan tasavvufta ve bu iki harç ile yoğrulmuş olan edebiyatımızda Hakk’ın mâsivâ ile alâkasını ifade için çok elverişli bir kavram kullanılır: Tecellî… Tecellî; zuhur etmek, ortaya çıkmak, hafî (gizli) iken, celî (açık) hâle gelmek temel mânâlarına gelir. Allah Teâlâ hem Zâhir’dir hem Bâtın. Nur Sûresi’ne ismini veren âyet-i kerîmede Allah Teâlâ kendini […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 7 (Manzum Tarihî Tiyatro)

Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] YEDİNCİ SAHNE (Yıl 475/1082. Mûtemid nedimleriyle saz ve söz meclisindedir.) Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Zeydun, Kumandan Halef bin Necah, Kumandan İbn-i Martin, teşrifatçı, ulak, Şehzade Yezid. Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye […]

Continue reading »

Söz Üzerine

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr Yuhanna İncili’nin ilk cümlesi şöyle başlar: “Önce söz vardı…” İslâm inancında da söz, diğer yaratılmışlara takaddüm eder. Çünkü kâinat Allâh’ın «Kün!: Ol!» emri ile vücut bulmuştur. Dolayısıyla söz çok önemlidir, hattâ şairler onda diriltici bir güç görmüşlerdir. Sâmî’nin ifadesiyle söz olmasa kâinat ortaya çıkmazdı: Sözdür olan ârâyiş-i mecmû‘a-i cûd Sözden düzülür dü-mısra-ı bûd u nebûd […]

Continue reading »

Yağmur Duası

Ayla AĞABEGÜM Ben geldim geleli açmadı gökler, Ya ben bulutları anlamıyorum, Ya bulutlar benden bir şeyler bekler, Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum, Ben geldim geleli açmadı gökler. Sezai KARAKOÇ’un «Yağmur Duası» şiirini okurken ben de çocukluğumu hatırlamıştım. Çocukluğumda yağmur duası ile ilgili hâtıralar dinlemiştim. Folklor araştırmacısı, Sabri KOZ’un «Yağmur Duası» kitabında, Sezai KARAKOÇ; “Babamın çocukluk hâtıralarından biri de yağmur […]

Continue reading »

Bayraklaşan Duygular…

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Hızla koşuyordu. Bastığı yerde ayağının altında tıkırtılar hissetti. Aldırmayıp geçecekti. Hızını kesmeden göz ucuyla baktı. Gördüğü an durdu. Asırlar öncesine ait bir çini parçasıydı bu. Kim bilir hangi sebilden, hangi caminin mihrabından sökülmüştü. Daha doğrusu çalınmıştı. Kim bilir nasıl maceralar yaşamıştı? En sonunda belki de onu aralarında paylaşamayanların boğuşması esnasında böyle yol ortasına düşüp parçalanmıştı. Üzerinden […]

Continue reading »

Sürûrî’nin Nükteli Tarih Manzûmeleri

Nihat ÖZTOPRAK Gördüğü her olay için tarih manzûmesi yazmakla ünlü bir Türk şairi vardır. Alaylı, nükteli, cinaslı tarih manzûmeleriyle tanınmış bu şair Sürûrî’dir. Onun için derler ki; bir yaprağın düşüşüne, köpeğinin hastalığına, kedisinin ölümüne, birisinin karda kayıp düşmesine velhâsıl gerekli gereksiz, gördüğü her olaya tarih düşürmeye meraklı bir şairdir. 1572’de Adana’da doğan, 27-28 yaşlarında İstanbul’a gelerek edebî mahfillere girme imkânı […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 6

Dr. Harun ÖĞMÜŞ (Manzum Tarihî Tiyatro) [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] ALTINCI SAHNE (İşbîliye’de bir sokak) Sahnedekiler: Üç İşbîliyeli. Şahıslar: ÜÇ İŞBÎLİYELİ: Halkın görüşlerini yansıtırlar. (İki İşbîliye’li aralarında konuşur): 1. ŞAHIS: Elde ettik sonunda Mürsiye’yi 2. ŞAHIS: Bî-vefâ çıktı amma hercâî 1. ŞAHIS: Maksadın neyse doğrudan […]

Continue reading »

Mevlânâ ve Düşünce

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ «Mevlânâ ve Düşünce» konusuna geçmeden önce her hâlde «İnsan nedir?» sorusuna temas etmemiz gerekecek. Zira, düşüncenin temelinde insan vardır. A. Fabre D’OLIVET’in ifadesiyle; “Bir gül fidanının gül, elma ağacının meyve vermesi gibi, insan da düşünce verir.” Yani insanın meyvesi de düşüncedir. Peki; «Nedir insan?»… Belki de dünyanın en zor sorusu bu. İnsanlık tarihi ile yaşıt olduğu […]

Continue reading »

İki Kanatlı Eğitim…

M.Ali EŞMELİ Bu yıl eğitim sezonu Ramazân-ı şerifle birlikte başladı. İki eğitim mevsimi iç içe, ayrı bir güzellik ve bereket oluşturdu. Aynı zamanda ömür kitabımızı nasıl doldurmamız gerektiğine örnek bir yapı tecellî etti. Dünya fakültesi ile âhiret fakültesi aynı üniversitede kendiliğinden el ele verdi. Eğitimde iki kanatlı olmanın zaruretini bir kez daha hatırladık. Çünkü insan hem dünyayı hem de âhireti […]

Continue reading »

Selâmete Çıkmak İçin…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Selâmet, kültür dünyamızın mühim kavramlarından biridir. Selâmet, sağlıklı olma, esenlik; tehlikelerden uzak olma, güvenlik; kurtuluş, düzgünlük, sağlamlık mânâlarını ihtiva eden, hayli şümullü bir kelimedir. Milletimiz vefat eylemiş mü’minlere Allah’tan rahmet dilerken, hayatta olanları andığında; «Allah selâmet versin.» diye dua eder. Yanlarından ayrılanları, «Selâmetle!» diye uğurlar, seferden «sağ-sâlim dönmeyi», bâdireleri «sağ-sâlim atlatmayı», belâ ve musibetlerden, zor durumlardan «sağ-sâlim […]

Continue reading »
1 44 45 46 47 48 58