Adları Gibi Hasletler de Unutuluyor mu? MÜRÜVVETSİZ KULLUK OLMAZ

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Vefası, sadâkati, tevazuu, cesareti ve kanaatiyle tam bir İstanbul beyefendisi olan Mehmed Âkif; Şehâmet dîni, gayret dîni ancak Müslümanlıktır diyor. Şehâmet nedir? Yine Âkif, Seyfi Baba adlı şiirini: Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi! diye bitirir. Hamiyet ne demektir? Bazı hasletler çekiliyor dünyamızdan. Son temsilcileriyle beraber incelikler, güzellikler kaybolmaya yüz tutuyor. Kayboluşlarının işareti, kendilerine delâlet […]

Continue reading »

«Evsâf-ı İstanbul» LATIFI’NİN İSTANBUL’U

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr “Eğer İsa peygamber gökyüzünden yere inmeğe kalksa kalabalıktan iğne bırakacak yer bulamaz. Bitpazarında insanlar pire gibi kaynar. Bir insan seli hâlinde her taraftan o kadar çok istek ve murat sahibi insan gelir ki ne dille, ne kalemle anlatılabilir. Yabancıyla tanıdık birbirinden ayrılamaz, oğul babasını seçemez. Kalabalıktan insan tıknefes olabilir. Özetle mahşer gibi yerdir.” diye bir […]

Continue reading »

Manzum Tarihî Tiyatro DEVE Mİ, DOMUZ MU? 12

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] Kuzeydeki Katolik krallıkları tehdit oluşturmaya başlamış, bunun üzerine Kuzey Afrika’daki Murâbıt İmparatorluğu’nun kurucusu Yusuf bin Taşfîn’den yardım istenmiştir.] ONUNCU SAHNE (Yıl: 481 / 1088) Sahnedekiler: Yusuf, kumandanı Dâvud bin Âişe, Mûtemid. Şahıslar: YUSUF BİN TAŞFÎN: Kuzey Afrika’da Murâbıt […]

Continue reading »

Ben de İstanbulluyum İMBİKTEN SÜZÜLEN NEZAKET

Ayla AĞABEGÜM Bir devirde billboardlara popüler şarkıcıların ve artistlerin resimleri asıldı. «Ben de İstanbulluyum.» diyorlardı. Tavırlarıyla, hareketleriyle, Türkçeyi kullanmalarıyla yanlışlar içinde olan bu insanlara «İstanbulluluk» şuurunu yerleştirmek için belediyenin yaptığı bir çalışmaydı. Büyükşehir Belediyesinin kültür müşaviri nasıl; «Evet!» demişti, hayret etmiş ve o yıllarda bu konuyu yazmıştım. “Ben de İstanbulluyum.” demek için bir devirde yaşayan İstanbul beyefendilerini ve hanımefendilerini tanımak […]

Continue reading »

ÇÖLDE NİSAN OLDU AŞK!

SEYR M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com İnciler Yağdırdı Gökten İnsanlık zaman zaman çok acı kış mevsimleri yaşamıştır. O demlerde akıllarda, gönüllerde, fikirlerde ve duygularda büyük tahribatlar meydana gelmiştir. Koca dünya daralmaya başlamıştır. Üstelik bu insanlık zemherîsinin tahribatında öyle devirler olmuştur ki, adalet çölleşmiş, merhamet çölleşmiş, şefkat çölleşmiş, inançlar çölleşmiş, ezcümle insanı insan yapan her şey çölleşmiştir… İnsanlık da çölleşen hâlleri neticesinde […]

Continue reading »

Şairin Âb-ı Hayâtıdır Na‘t Yazmak HIZIR’IN MÜŞTAK OLDUĞU

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Şol Hızır’la şol İlyas âb-ı hayat içtiler, Bu birkaç gün içinde bunlar ölesi değil… Yunus Emre’nin dile getirdiği gibi, İlyas -aleyhisselâm- ile peygamber mi yoksa velî bir zat mı olduğu hususunda ihtilâf bulunan Hazret-i Hızır’ın âb-ı hayâta muttalî olup ondan içtikleri, böylece ölümden kurtuldukları inancı halk kültürümüzde ve edebiyatımızda yer bulmuştur. Dünya üzerinde çeşitli efsanelerde de […]

Continue reading »

DEVE Mİ, DOMUZ MU? 11 Manzum Tarihî Tiyatro

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir. Kuzeydeki Katolik krallıkları tehdit oluşturmaya başlamış, bunun üzerine Kuzey Afrika’daki Murâbıt İmparatorluğu’nun kurucusu Yusuf bin Taşfîn’den yardım istenmiştir.] ON BİRİNCİ SAHNE Sahnedekiler: Üç İşbîliyeli, sonra Mûtemid ve İbn-i Zeydun. Şahıslar: ÜÇ İŞBÎLİYELİ: Halkın görüşlerini yansıtırlar. MÛTEMİD: Âlim ve […]

Continue reading »

Olmaya Devlet Cihanda! DEVLET VE SAADET

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr Sözlüklere baktığımızda «devlet» kelimesinin; bağımsız siyasî topluluk, zenginlik, ihtişam, sıhhat, saadet gibi farklı anlamlara geldiğini görürüz. Hâdiselere kültür penceresinden bakmaya çalıştığımıza göre konunun bizi ilgilendiren yönü elbette devlet-saadet ilişkisi olacaktır… «Devlet»le «saadet» bir araya gelir de Kanunî Sultan Süleyman’ın meşhur beyti hatırlanmaz olur mu? Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda […]

Continue reading »

Her Nefes Yeniden Tutuşan TOMURCUK DERDİ

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Hazret-i Mevlânâ, bir bahar mevsiminde Meram Bağları’nda dolaşmaktadır. Baharın feyzi ile ağaçlardaki tomurcuklar, yapraklar hâlinde henüz açılmaya başlamıştır. İbret ve hikmet gözüyle bunu seyreden o Sadr-ı Cihan, yaprakların çıkışını ten zindanından kurtuluşa benzeterek sesleniyor: “Ey yaprak! Elbette bir kuvvet buldun da, dalı yarıp çıktın. Ne yaptın da zindandan kurtuldun? Söyle, söyle de bu dünya hapishanesinden kurtulmak […]

Continue reading »

Estirdiği Duygularla, MART MELTEMİ

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Mart, tohumun çatladığı, havanın kış ile bahar arasında ip atladığı bir aydır. Çoğu zaman kapıdan baktırsa da, ara-sıra ılık meltemleriyle umutları kabuğunda kımıldatır. Nedense bahara kanatlanır duygular. İnsanın içi bir hoş olur… Mart meltemi alır götürür düşünceleri. Kimi zaman geçmiş günlerin yâdıyla yaşartır gözleri, kimi zaman gelecek umuduyla çarpar yürekler… Kabına sığmayan umutlar, toprağa atılmış tohumlar gibi […]

Continue reading »
1 45 46 47 48 49 61