HAYAT VE ÖLÜM

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com Hayat, kâfire göre; servet, şehvet sahnesi, Hayat, mü’mine göre; âhiret dershânesi. Hayat, kâfire göre; sınırsız bir özgürlük, Hayat, mü’mine göre; istikbâle hazırlık. Hayat, kâfire göre; oyun ve meşguliyet, Hayat, mü’mine göre; bir başka diyar, gurbet. Hayat, kâfire göre; ihânet, yalan, hile, Hayat, mü’mine göre; şeytanla mücadele. Hayat, kâfire göre; yemek, içmek, tüketmek, Hayat, mü’mine göre; […]

Continue reading »

101. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Tanımak, inanmak, sevmek, sevilmek… Bunlardan maksat, yaklaşmak ve vâsıl olmak… Mârifet, muhabbet, îman, tevbe, istiğfar… Bunlar kalbî fiiller. Lisanda kalabilen beyanlar… Bunlar; fedâkârlıkla, sâlih ameller ile ispatlanmak, tescil edilmek ister. Çünkü; Kalp îmân eder, dil ikrar eder, bununla iş bitmez… Bütün vücudu, bütün âzâsıyla insan; kulluğa başlar. Kalbin, dilin ve fiillerin aynı istikamette olması; tutarlı bir insan, takvâlı […]

Continue reading »

Rahmânî ve Nebevî Beyanlarla; ALLAH TEÂLÂ HANGİ KULLARINI SEVER? -2-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Cenâb-ı Hak, bizleri yaratmasının sebeb-i hikmetini âyet-i kerîmede şöyle beyan buyurur: وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana ibâdet (kulluk) etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56) Varlığımızın gayesi olan kulluk vazifelerini edâ edişte kullar, derece derecedir. Mü’min ve müslüman olarak İslâm dairesine girdikten sonra kullukta derinleştikçe dereceler hâsıl olur. Cenâb-ı […]

Continue reading »

ORUÇ, AÇLIK VE KAZANDIRDIKLARI…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi MELEKÛT ÂLEMİNİN ANAHTARI Hazret-i Âişe -radiyallâhu anha- Vâlidemiz; “–Melekût kapısını açmak için gayret edin!” demişti. Sordular: “–Ne ile?” Mü’minlerin Annesi şöyle cevap verdi: “–Açlık ve susuzlukla!” Çünkü insan; beden ve ruh terkîbi… Bir başka ifadeyle; o, beden kafesinde mahpus bir ruh… Her ne kadar bir arada iseler de; arzuları, gayeleri, istikametleri taban tabana zıt […]

Continue reading »

ORUÇ VE HİKMETLERİ

YAZAR : Sami GÖKSÜN Cenâb-ı Hak, Hakîm’dir, yüce hikmet sahibidir. Dolayısıyla, O’nun bütün emir ve yasaklarında bin bir sır ve hikmet gizlidir. Geçmiş ümmetlere farz kıldığı gibi bizlere de farz kıldığı oruç ibâdetinde de kim bilir, ne sırlar ve hikmetler vardır. Bu sayısız hikmetlerden birkaçını sünnet-i seniyyenin lisanından ve Hak dostlarının, irfan ehli âlimlerin kalemlerinden tespit edebiliyoruz. Hikmetlere âşinâ olmak, […]

Continue reading »

GELECEĞİN İNŞASI İÇİN

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com Her toplumun veya şahsın arzuladıkları arasında geleceği inşa etmek vardır. Tarihte kalıp gitmek, geleceğe ait hiçbir hazırlık içerisinde bulunmamak, yok olmayı başından kabul etmiş sistemlerde bulunabilir. «Kökü mâzîde olan âtîyiz.» düsturunu benimsemiş toplum ve şahıslara baktığınız zaman; onlar kendilerini ileriye götürecek çabalarla, geleceği hayır ve donanımlarla şekillendirme hassasiyetine sahip olmuşlardır. Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-; gelecek kaygısı […]

Continue reading »

Cömertliğin Böylesi! HANGİSİ DAHA CÖMERT?

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Kâbe’nin avlusunda hurma satan üç kişi aralarında konuşuyorlardı. Söz, döndü dolaştı; ihsana, iyiliğe, mertliğe ve cömertliğe geldi. Bunlardan birisi; “–Devrimizde insanların ihsan ve iyilik bakımından en üstünü, en cömerdi Arabetü’l-Evsî’dir.” dedi. Diğeri buna itiraz etti: “–Hayır, en cömert kişi Kays bin Sa‘d bin Ubâde’dir.” dedi. Üçüncü şahıs, kestirip attı: “–Hayır; ne o, ne öteki… Bugünün en […]

Continue reading »

KUR’ÂN DİNLERKEN YAKALANDILAR!

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm- başta olmak üzere, İslâm ile şereflenen sahâbîlerin hepsi büyük bir fedâkârlık ile çalışıyorlardı. Câhiliyye bataklığına saplanmış olan zavallı insanların hâllerine acıyan her müslüman, gecesini gündüzüne katmıştı. Bir yanda bataklıklardan boy boy ve rengârenk güller filizlenirken; diğer yanda hırsından ne yapacağını bilmez bir güruh, öfkesinden kuduruyordu. Herkes nasibinin peşinden koşuyordu! Allah ve Rasûlü’ne davet; […]

Continue reading »

TOHUMUN İRADESİ

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Tohum, toprağın sînesinde çatlamış ve filiz vermiştir. Çok geçmeden bitkinin filizleri toprağın üzerinde görülür. Fide yükseldikçe işi zorlaşır. Çünkü onu yukarılara, güneşe, semâya çeken bir iradenin yanında, onu yere çeken bir yer çekimi de vardır. Ona boyun eğdirmeye çalışan rüzgârlar vardır. Hele bir de başak gibi taşıdığı kıymetli nesil emâneti sebebiyle dolgun bir başı […]

Continue reading »

İRADE EĞİTİMİ

YAZAR : Mehmet Ali VAR varoglu5@gmail.com «İrade»; dilemek, istemek mânâsında bir kelime. Bir şeyi yapmak veya yapmamak konusunda karar verebilme yeteneğidir. Akıl ve ruh gibi insana has özelliklerdendir. İnsan bu gücü sayesinde iyi ile kötüyü, sevap yahut günahı seçip yapabilme gücünü hâizdir. İrade, aynı zamanda Allâh’ın sübûtî sıfatlarından biridir. Allah Teâlâ; dilediğini, dilediği zaman, istediği şekilde yapar. O, bir şeyin […]

Continue reading »
1 608 609 610 611 612 1.011