84. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Azâzil, küçümseyerek baktı Âdem’e… Çamurdan, tozdan-topraktan, kesâfet âleminden bir varlıktı işte… Ne özelliği olabilirdi! Benzeri şekilde yaratılan hayvanâtın hâli ortadaydı. Melekler de Hakk’ın halîfesi olma liyâkatini görememişlerdi… Ne melekler gibi nurdu o, ne cinler gibi ateş… Ayaklar altındaki topraktı… Hikmet-i İlâhî, Âdem’e Rûh’undan üfürdü. Ona bütün esmâyı öğretti. Muhabbet ve mârifet güneşleriyle ısıttı. Vahiy yağmurlarıyla suladı. Peygamberler ve […]

Continue reading »

Hakkı Teblİğ İçİn… -2-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi MES’ÛLİYET, NİMETE GÖRE… Cenâb-ı Hak, yarattığı nâmütenâhî varlıklar içinde, insanı bambaşka husûsî vasıflarla donatmıştır. İlâhî hikmet, nimet ile külfetin birbiriyle dengeli olmasını îcâb ettirir. Yani, ne kadar çok ve çeşitli nimet varsa, bununla mütenasip şekilde, mükellefiyetler, mes’ûliyetler ve vazifeler de çoğalır ve çeşitlenir. Bu sebeple akıl, zekâ, ruh, nefs, irade, nutk gibi birçok husûsiyete […]

Continue reading »

SORUMLULUK DUYGUSU

YAZAR : Sami GÖKSÜN İnsan, rastgele yaratılmış bir varlık değildir. İmtihan gereği, iyi ve kötü işler yapmaya müsait olarak yaratılmış ve cüz’î iradeyle donatılmış olan insan; varacağı mahşer yerinde her türlü fiilinden sorumlu tutulacaktır. İşte insana bu hakikati hatırlanan Kur’ânî mesajlar: “Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.” (en-Nahl, 93) “Sizi boş yere yarattığımızı ve gerçekten huzûrumuza geri getirmeyeceğimizi mi sandınız? (el-Mü’minûn, 115) […]

Continue reading »

Hazret-i Mevlânâ’ya Göre AKIL VE BİLGİ

YAZAR : Dr. Yakup ŞAFAK yakupsafak@hotmail.com İnsanlara ilk hitâbı; “Oku!” olan; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diyen İslâmiyet’in akla ve bilgiye verdiği önem, izah gerektirmeyecek kadar açık ve bilinen bir konudur. Bir hadîs-i kudsîye göre Cenâb-ı Hak akla hitâben; “Senden daha sevgili, daha yüce bir mahlûk yaratmadım. Seninle tanınırım, seninle alır, seninle veririm.” buyurmuştur. (A. Gölpınarlı, Mesnevî ve Şerhi, […]

Continue reading »

BUGÜN NİÇİN YETİŞMİYOR?

YAZAR : Mehmet Ali VAR varoglu5@gmail.com Muhteşem mâzîmizde müthiş özelliklere sahip şahsiyetler yetiştirmiş bir milletiz… Bugün niçin üstün vasıflara sahip, yüksek vasıflı insan yetiştiremiyoruz? Hep devri, dönemi suçluyoruz. Hakikaten her türlü imkânın olduğu zamanımızda, aklı çelen pek çok tuzak var. Televizyon, telefon, internet… Oysa bunlar aynı zamanda eğitim ve öğretimin de istifade edebileceği malzemelerden ibaret… Onları engel değil, yardımcı yapabildiğimizde […]

Continue reading »

BİR ŞAHÂDET BİN SAÂDET

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Hazret-i Musa -aleyhisselâm-, Tûr yolundaydı. Yolda içini burkan bir manzarayla karşılaştı. Beline mecûsî kuşağı kuşanmış bir ihtiyar, ateşe tapınmaktaydı. Koca bir ömür yaşamış, saç-sakal ağartmış, âdeta beli bükülmüş bir ihtiyarın, hâlâ dalâletten kurtulamamış olmasına ve ateşe tapmasına, Musa -aleyhisselâm- çok acıdı ve o bîçareye rahmet nazarı ile nazar etti ve sordu: “–Ey ihtiyar! Kaç yıldır bu […]

Continue reading »

İKİ MÜHİM İHMAL…

YAZAR : Hüdâyî ÜSKÜDARLI Bu yazı dizisi, hayalî bir roman tekniğiyle değil, cemiyetin içinde yaşadığı hâdiseler ve ulvî hakikatler etrafında oluşan gerçekleri ve meseleleri canlandırma, tasvir, konuşma ve sohbet üslûbu ile kaleme alınmıştır. Bir yanda zulmet ve onun hüsran dolu ahvâli, diğer yanda ezelî ve ebedî nûrun nimet ve bereketli ahvâli. Bu ikisinin arasında zulmetten nûra açılan bir hidâyet penceresi… […]

Continue reading »

HÜRMETSİZLİĞİN FETVÂSI OLMAZ…

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Kur’ân’ın nüzûlünden bu yana 14 asır geçti. 15’inci asra girildi. Nâzil olduğu ilk andan itibaren Kur’ân-ı Kerim okunuyor. Kıyâmete kadar okunacak. Hazret-i Peygamber nasıl okudu ve okuttu ise öyle okundu, öyle okunacak. Bu hakikati de; şahsî, keyfî ve kasıtlı felsefe rüzgârlarına vermek isteyenler çıksa da Efendimiz’in okuttuğu gibi okunacak. Kur’ân’ı; Âyet âyet vahiyle […]

Continue reading »

Gönül Âlemine Huzur İçin TAKDİRE RIZÂ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Hazret-i Eyyûb -aleyhisselâm- ağır hastalık ve mahrûmiyetler gibi fevkalâde büyük sıkıntılara dûçâr kalmış, bu sebeple memleketinden de ayrılmak zorunda kalmıştı. Kendisine «Bu dertlerden kurtulmak için Allâh’a duâ etmesini» söyleyen hanımına şu hassas cevabı verdi: “Ey Rahîme! Şiddet ve belâ zamanı sıhhat ve safâ süresi kadar olmadan Cenâb-ı Mevlâ’ya şikâyet etmekten hayâ ederim. Allah Teâlâ, […]

Continue reading »

AÇIK DAVET -1-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hemşehrileri başta olmak üzere, bütün insanlığa maddî-mânevî saâdet yolunu göstermek için gönderilmişti. Üç yıllık bir altyapının ardından, şimdi yeni bir dönem başlıyordu. Önce evine davet etmişti onları. Mekke halkının hepsini bir yere toplayamayacağına göre, kabîle başkanlarını davet etmişti evine; hem de iki defa üst üste. Mekke’yi her yönüyle ellerinde […]

Continue reading »
1 2 3 5