KUDÜS

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Ey mîrac yolcusuna gönlünü açan şehir, Nebevî kokusunu ümmete saçan şehir. Gündüzün aydınlığı daha ne kadar bekler? Hangi zamanda güler kundakdaki bebekler? Ey yüce Peygamber’i ağırlayan nazlı yâr, Var mı küre-i arzda senin kadar bahtiyar? Sıyrılsın dikeninden nâdanlar güle dönsün, Sönsün küfrün ateşi, alevler küle dönsün! Ey kutlu belde Kudüs, İslâm seni can sayar, Çünkü […]

Continue reading »

FÂNÎYİ BÂKÎ YAPAN SIR: SADAKA

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Sadaka, her müslüman üzerine bir vecîbedir. Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu hususa şöyle işaret buyurmuşlardır: “Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.” (Müslim, Zekât, 55) Her müslüman zengin olamayacağına göre, burada bahsedilen sadaka; sadece mal ile verilen sadaka değildir. Bunun dışında da sadakaların olduğu açıktır. Güzel dînimiz İslâm’da sadakanın yelpazesi öyle geniş […]

Continue reading »

NE MUTLU MUHAMMEDÎ OLANLARA!

YAZAR : Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Yeni başladığımız şu güzel «Kutlu Doğum Ayı»nda bir muhasebe yapalım isterseniz… Bugün O; insanların şâhı, peygamberlerin sultanından uzak yaşamanın hicranıyla yanıyoruz. Hayat bütün safhalarıyla tamamen peygamberî düsturların dışında işliyor. Davranışlarda sahtelik ve bencillik maalesef üst seviyede! Seviyesiz, düzensiz, karmakarışık hayat tarzları insanları altüst etmiş vaziyette. İnsan iletişiminde genelde şahsî çıkarlar, maddî hesaplar hâkim. Münasebetler […]

Continue reading »

İnsan Yetiştirmede Nebevî Metot: SICAK ALÂKA

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- halîfeyken, sohbet esnasında yanındakilerle arasında şöyle bir konuşma geçer: “–Allâh’ın dînine hizmet etmek için en çok neye sahip olmak isterdiniz? Eğer Allah katında makbul bir dilek hakkınız olsa Allah’tan ne isterdiniz?” Cevaplar; “–Şu oda dolusu altınım olsa da Allah yolunda infak edeyim isterdim.” gibi temennilerdir. Hazret-i Ömer ise; “–Ben bir […]

Continue reading »

NEBEVÎ SİYASET ve FİRÂSET

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Siyaset, genellikle devleti idare etme sanatı olarak tarif edilir. Hâlbuki asıl mânâsı çok daha geniştir. Siyaset firâsetli olma sanatıdır ki, herkese lâzımdır. Siyasetin kök olarak seyislik yapmaktan türemiş olmasıyla firâsetin at ve iyi binici olmak kökünden türemiş olması da bunun ispatı yerindedir. Bir ata seyislik yapmak; onu iyi yetiştirmek ve yetiştiriliş maksadına uygun olarak […]

Continue reading »

İnsanlığın Saâdeti İçin; NEBEVÎ HASLETLERLE DONANMAK

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Mevlânâ -kuddise sirruhû- Hazretleri; “Sen ne kadar konuşursan konuş; anlattığın, karşındakinin anladığı kadardır.” buyurur. Çünkü zihin, dinlediğinden ziyade, gördüğünü daha iyi idrak eder; ondan daha fazla etkilenir. Güdülen bir dâvâ, sadece anlatılmakla değil; esas olarak, insanlar nezdinde, onu temsil eden örnek şahsiyetlerle itibar kazanır; kabul görür. Bu cümleden olarak, irfan ehli; “Lisân-ı hâl, lisân-ı […]

Continue reading »

SEN KİM HALÎFE OLMAK KİM, DON KİŞOT!

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Don Kişot’u bilirsiniz. XVI. asır İspanyol yazarı Cervantes’in, kendisini gerçekte olduğundan daha yüksek konumlarda gören, ağırlığını kaldıramayacağı lakap ve unvanlar alan, meselelerin özüyle ilgilenmeyip bir kısım şeklî benzerliklerle her şeyin olup biteceğini zanneden sığ kimselerle alay ettiği romanı. Adını, kendisini şövalye olarak gören ve hayalî düşmanlarla, yel değirmenleriyle savaşan maskara kahraman Don Kişot’tan […]

Continue reading »

Nebevî Bir Haslet: FEDÂKÂRLIK

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Raymond ARON; «Sosyalizmin, aydınların afyonu» olduğunu söylüyor. Meseleye umûmî çerçeveden bakılırsa; dünyevî (seküler) cereyanları, «asrımızın afyonu» olarak tavsif etmek mümkün. Çağımızın ruhları yozlaştıran bir vâkıası olan bu marazî hâl; insanlığı, yüce mertebelere kanatlandıran fazîletlerden mahrum bırakıp, cemiyetleri içinden çıkılamaz buhranlara dûçâr kıldı. İçtimâî nizam; mukaddesleri tanımayan, âhiret hesabı olmayan, hikmeti bilmeyen, tefekkür etmeyen «serseri […]

Continue reading »