O’nun Muhteşem Ahlâkı-28-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (Fetânet, Firâset ve Basîreti) NEBEVÎ İDRAK ve ZEKÂ Cenâb-ı Hak; insanlığa merhametinden dolayı, sırât-ı müstakîme irşâd edecek peygamberler göndermiştir. Bu nurlu elçilerin müşterek husûsiyetlerinden biri de fetânettir. Fetânet; akıl, zekâ ve firâset hususlarında en üst derecede olmaktır. Kuvvetli bir hâfıza, yüksek bir idrak, güçlü bir mantık ve iknâ kabiliyetine sahip olmak demektir. Fetânet; kuru […]

Continue reading »

Yetişmiş İnsan Olmak

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Medine müslümanları, Birinci Akabe Biatı ile beraber Allah ve Rasûlü’nü ve O’nun yüce Allah’tan getirdiği mesajı akıllarına ve gönüllerine alarak ciddî bir şekilde harmanlamışlardı. Peygamberimiz -aleyhisselâm- ile görüşüp, O’ndan almaları ve öğrenmeleri gereken şeyleri alıp öğrendiler. Bu arada Mekke’deki işlerini de halletmeye çalıştılar. Mekke’de işleri bitince, gönüllerini Rasûlullah -aleyhisselâm-’da bırakarak, diğer yandan da Rasûlullâh’ı gönüllerine […]

Continue reading »

O’nun Muhteşem Ahlâkı -27-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi (İslâm Dünya Görüşü) ASLÎ KİMLİĞİ MUHAFAZA Allah katında hak din İslâm’dır. Peygamber Efendimiz; son hak din olan İslâm’ı, yeryüzünde bütün insanlığa son çağrı ve son ilâhî davet olarak tâlim ve îlân buyurmuştur. Müslüman fert ve toplum; bu aslî kültür içinde yaşamalı, İslâm şahsiyetinde neşv ü nemâ bulmalıdır. Kültürün esası, üç unsurdan müteşekkildir: Din, Dil […]

Continue reading »

HAK TERAZİSİ -1

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com DOSDOĞRU TART! Âhirzaman bu; Her türlü rüzgâr her yerden şiddetli kasırgalar hâlinde esiyor. Ortada; Cılız ve zayıf duran ne varsa önüne katıp toz gibi oradan oraya fırlatıyor. Bir yanda; Dünyayı kasıp kavuran savaşlar ve katliâmlara karşı korumasız vaziyette nice yetimler, öksüzler, sahipsiz cenazeler, vîrâne şehirler ve kimsesiz yıkık haneler… Kan ağlayan harabeler… Diğer […]

Continue reading »

GELİN CANLAR BİR OLALIM!

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Rabbim birliğine zeval vermesin! Ne dil kalır, ne din kalır bölende… Düşmanların hiç gün yüzü görmesin! Fırsat verme bağrımızı delende… Bizi sevmiş, kul eylemiş Yaradan, Habîbi’ne teslim etmiş sıradan. Hikmet ile ayır akı, karadan! Tefekkürle deryâlara dalanda… Kur’ân ve Sünnet’in hâdimi ceddin, Alperenleriydi nice serhaddin. Aş nice surları, aşmadan haddin! Bir gün sana cenkte […]

Continue reading »

Mes’ûliyette Taayyün Meselesi
ATANMAK ve ADANMAK

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com4 Koca şehirde kimselerin duymadığı bir inilti. Açlıktan beli bükülmüş bir yaşlı kadın. Kim koşmalı imdadına? “Sizden emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker vazifesini yapacak, hayra çağıracak bir topluluk bulunsun.” (Âl-i İmrân, 104) emri var. Kimler bu vazifeyi yerine getirecek? Ölenlerin cenazesini kim kaldıracak? Mahalle çocuklarına kim camiyi sevdirecek? Kim imamlık yapacak? Kim ilim adamı olacak? […]

Continue reading »

SEN KİM HALÎFE OLMAK KİM, DON KİŞOT!

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Don Kişot’u bilirsiniz. XVI. asır İspanyol yazarı Cervantes’in, kendisini gerçekte olduğundan daha yüksek konumlarda gören, ağırlığını kaldıramayacağı lakap ve unvanlar alan, meselelerin özüyle ilgilenmeyip bir kısım şeklî benzerliklerle her şeyin olup biteceğini zanneden sığ kimselerle alay ettiği romanı. Adını, kendisini şövalye olarak gören ve hayalî düşmanlarla, yel değirmenleriyle savaşan maskara kahraman Don Kişot’tan […]

Continue reading »

İSLÂM’DA HELÂL ve HARAM

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Sözlükte helâl «serbest olmak», haram ise «yasak olmak» anlamında mastardır. Ancak helâl serbest kılınan, haram ise yasaklanan nesne ve fiiller için kullanılır. Haram, saygı duyulan ve dokunulmaz olan değerlere de denilir. Meselâ; Mescid-i Haram, Kâbe’yi çevreleyen mescid; harem, otunun koparılması ve kendisinde suç işleyenin cezalandırılması dahî yasak olan Mescid-i Haram ve çevresindeki Müzdelife, […]

Continue reading »

BİR ZİRVEDEN BİR BAŞKA ZİRVEYE

YAZAR : Sami GÖKSÜN Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir hadîs-i şeriflerinde din kardeşliği dairesi içinde mesut bir hâlde yaşamamızı bizlere ferman etmektedir. Biz müslümanlar olarak bu nebevî fermanın kıymetini ve kadrini iyi bilmeliyiz. Hakikî kardeşlik duyguları ile yoğurulmalı ve bu noktada birbirimize elimizden geldiği kadar samimî yaklaşmalıyız. Birbirimize îsar duyguları içinde iyilik ve yardımda bulunmalıyız. Şayet bu güzelliği […]

Continue reading »

BİR AÇIDAN DEĞİL HER AÇIDAN

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İki âyet-i kerîme: “İnsanlardan kimi Allâh’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). (Böyle yapan kişi) dünyasını da, âhiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.” (el-Hacc, 11) “İnsanlar kendi aralarındaki (din) işlerini parça parça böldüler. […]

Continue reading »
1 2