BİLİRİM BEN

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com   Karlı dorukları aşan, Yol olmayı bilirim ben… Leylâ diyen Mecnun için, Çöl olmayı bilirim ben. Gönül evi olmuş talan, Kaç yangından arda kalan, Nârındaki hârı alan; Kül olmayı bilirim ben. Lâhzada saklıdır asır, Çözüldükçe taşar bu sır, Dilimden sazıma yansır; Tel olmayı bilirim ben. Güneş dünyayı dolansa, Coğrafyamda canım yansa, Ağıtlar suya bulansa; Sel olmayı […]

Continue reading »

HAYÂ

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com   Bu nasıl bir gidiş böyle? Yollarda hayâ kalmamış… Allâh’ım Sen ıslah eyle! Kollarda hayâ kalmamış… Kimler paraya tapıyor? Kimler saraya tapıyor? Makineler bal yapıyor; Ballarda hayâ kalmamış… Mini etek, açılmış sırt, Yüksek tahsil ardında kurt! Kabuğu kır, kozanı yırt! Ellerde hayâ kalmamış… Bu nasıl çağ, nasıl demdi? Bunlar nasıl bir süt emdi? Çıplaklık sıradan şimdi; […]

Continue reading »

BAYRAM HASRETİ

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com   Yollar böyle kıvrım kıvrım değildi, İnişler yokuşlar düze gelirdi!.. Ben her sabah kalkar BAYRAMA gider, Bayramlar her akşam bize gelirdi!.. Büyüdüm genç oldum, meğer bu gençlik, Avuç içindeki kızıl kor imiş… Ay ile Güneş’in tutulmasından, Akıl tutulması daha zor imiş!.. Her akşam geç oldu, her sabah erken… Her güne ayrı bir bahane buldum. Yükledim sırtıma suçu, […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -9- İSLÂM’DA TEVÂZU ve HİÇLİK

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İKİ TÜRLÜ «ENE / أنا» Ârif gönüllerden Hallâc-ı Mansur, mânevî sekr ve cezbe hâlinde; «Ene’l-Hak» demiş ve bu sebeple idam edilmişti. Kendisini mânâ âleminde seyredenlerden nakledildiğine göre; onu darağacında astıkları vakit İblis yanına gelmiş ve sormuş: “–Sen de; «Ene» dedin, ben de; «Ene» dedim. Nasıl oluyor da bu sözden dolayı, senin üzerine rahmet, benim üzerime […]

Continue reading »

HAZRET-İ HABBÂB’IN ÎMÂNI

Sami GÖKSÜN İslâmiyet’in ilk yıllarında müslüman olanlar genellikle yoksul, zayıf ve kimsesiz insanlardı. Mekke’deki müşrikler; bu müslümanlara zulmederler, akla hayale gelmedik işkencelerde bulunurlardı. Öyle ki artık müşriklerin işkenceleri çekilmez hâle gelmiş, müslümanlar dayanamaz olmuşlar ve Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek bu sıkıntılardan kurtulmak için Allâh’a duâ etmesini istemişlerdir. Peygamber Efendimiz de sabretmelerini tavsiye etmiş ve onları tesellî etmek için […]

Continue reading »

ÖZENTİYİ BIRAK, ASLINA DÖN!

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اَللّٰهُ عَنْهُمَا قَالَ : قَالَ رَسُولُ اَللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : « مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ ، فَهُوَ مِنْهُمْ » İbn-i Ömer -radıyallâhu anhümâ-’dan nakledildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4) BİR MESAJ: […]

Continue reading »

BABASINI ÎKAZ EDEN MÜCÂHİDE KIZ

İrfan ÖZTÜRK Sa’d el-Esved adındaki bir sahâbî, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e geldi ve şöyle sordu: –Yâ Rasûlâllah! Siyahlığım ve yüzümün çirkinliği, cennete girmeme mâni olur mu? Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdu: –Hayır, mâni değildir. Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, sen Rabbin -azze ve celle-’den sakındıkça ve Rasûlü’nün Allah’tan getirdiği şeylere îmân ettikçe, renginin […]

Continue reading »

İnsanın Yeniden Başlangıç Noktası; HAC İBÂDETİ

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com İlâhî hikmet îcâbı; yeryüzündeki bazı canlılar hayatlarının belli bir bölümünde düzenli olarak, doğdukları topraklara doğru bir yolculuk yapıyorlar. Doğdukları yerden ayrılıyor, kendilerine verilen melekelerle hayatlarını idâme ettiriyor, kendilerinden sonra gelecek nesillerinin temellerini atabilmek için, meşakkatli yolculuklara katlanarak geriye geliyorlar ve birçoğu bu yolculuktan hemen sonra vazifelerini yapmış olarak ölüp gidiyorlar. İlmî noktada, canlıların sergilediği bu davranışın geniş […]

Continue reading »

«ÂH KEŞKE!» DEMEDEN

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Hazret-i İbrahim, Cenâb-ı Hakk’ın kurban emrine teslim oldu. Sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hanımı Hazret-i Hacer Annemiz de aynı emre boyun büktü. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Oğlu Hazret-i İsmail de aynı emr-i ilâhîye teslim ve râzı oldu. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hazret-i Cebrâil, koçla geldi ve: «Allâhu ekber!» dedi. Hep birlikte; «Allâhu ekber!» dediler. «Elhamdülillâh!» […]

Continue reading »

ASLANI UYSALLAŞTIRDI!?.

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Suffe ashâbından Sefîne -radıyallâhu anh- aslen İranlıdır. Asıl adının Kays olduğu rivâyet edilir. Lakâbının hikâyesi şöyledir: Bir seferde yorulan bazı sahâbîler Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in emri üzerine birtakım eşyalarını ona yüklemişti. Onun çok miktarda eşyayı rahatlıkla taşıyabildiğini gören Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisine latîfe olarak «sefine» yani gemi diye hitap etmişti. O günden […]

Continue reading »
1 63 64 65 66 67 305