NEFS EJDERHÂSINI TERBİYE

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DAĞDAN GETİRİLEN YILAN Hazret-i Mevlânâ anlatır: Vaktiyle yılan avlayıp, insanlara sergileyerek üç-beş kuruş kazanan bir yılan avcısı vardı. Yine büyükçe bir yılan bulabilmek için dağlarda dolaşıp duruyordu. Gayet soğuk olan dağlarda dolaşırken, bir gün kocaman bir yılan buldu. Hareketsiz yatan bu yılanın ölü olduğunu düşündü. Sevine sevine yılanı tuttu, başına ip bağladı, sürükleyerek Bağdat’a götürdü. […]

Continue reading »

ÎTİKĀDÎ DELİL…

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com İmâmü’l Harameyn el-Cüveynî, 17 Şubat 1028’de Nişâbur’da doğdu. İlk tahsilini müderris olan babasından ve Nişâbur’un hocalarından aldı. Babası vefât edince bir yandan babasının müderrislik vazifesini üstlendi. Diğer yandan ilim talebeliğine devam etti. Her mecliste ehl-i sünnet îtikādını savundu. Bulunduğu coğrafyada ehl-i sünnet inancını mü’min dimağlarda perçinledi. Cüveynî, ilmî faaliyetlerinin engellenmesinden ötürü Bağdat’a sonra da Hicaz’a gitti. […]

Continue reading »

BU NEYİN BAYRAMI ANNE?

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Komşuda aç sefil varken, Bu neyin bayramı anne? Gazze, Bağdat, Şam yanarken, Bu neyin bayramı anne? Gül Muhammed’den bu yana, Mü’minleri koy yan yana, Bir güler yüz göster bana; Bu neyin bayramı anne? Zâlimin hükmüyle mazlum, Müslümanlar cümle, umum, Eriyorken sanki bir mum; Bu neyin bayramı anne? Filistin mezar eşiyor, Feryâdı göğü aşıyor. Türkistan can […]

Continue reading »

HER ÂŞIĞIN DERDİ DÂVÂSI KADAR

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Yedi iklim dört mevsimin birinde, Duman çöker, dağ başları sarar kar. Atla küheylâna sabah serinde, Menzil uzun, ömür kısa, vakit dar. Rahmet olup semâvattan zemine, Sevgi damlar, gönüllerin demine, Ecel gelir güzellerden kimine; Gurbet düşer, boynu bükük kalır yâr. Hak adına elde tutan ölçeği, Çıkar için ters yüz etmez gerçeği, En son açar yaylaların çiçeği; […]

Continue reading »

BEN BİLİRİM BAĞDAT’IN KUDÜS’ÜN ve İSTANBUL’UN NASIL BİRBİRİNE BAĞLANDIĞINI

YAZAR : Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com İmâmesi kopmuş tesbih tanelerine benziyoruz. Ümmet olarak her birimiz ayrı yerlerde… Kâh Bosna oluyoruz; binlercemiz Avrupa’nın gözleri önünde doğranıyor, soykırıma tâbî tutuluyoruz. Kâh Afganistan oluyoruz; dağlarda, taşlarda ibtidâî silâhlarla koca ordularla savaşıyoruz. Kâh Filistin oluyoruz; BM kararı ile başımıza bir devlet belâ edilip, topraklarımızdan göç etmeye zorlanıyor, göç etmeyenlerimiz ise modern silâhlara karşı, sapanlarla savaşmak […]

Continue reading »

«YARA»DAN «YÂR»E

YAZAR : Ali Rıza KAŞIKCI ali_rz_@hotmail.com Yâren! Yok mu senin de bir yâren? Şayet yoksa bir yaran, nasıl tanıyacaksın beni? Ben nasıl seçeceğim seni binlerce sûret içinden? Sağ omzunda bir karanfil büyüklüğünde yaran yoksa ben nasıl tanıyacağım seni? Ben yarasından tanırım dostlarımı yâren. Onun için çıktım ben bu yola. Yaran yoksa merhem olamam sana. Ya da sendeki yaradan merhem yapamam […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – BİN BİR KULAĞIM OLSA!..

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Şâfiî Mezhebi’nin kurucusu, büyük âlim ve müctehid İmam Şâfiî; 767 yılında Gazze’de doğdu. Baba tarafından soyu Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in büyük dedesi Abdimenâf ile birleşir. Yetim büyüdü. İlk tahsilini; ibtidâî imkânlarla, etraftan topladığı kemikleri kalem yaparak ve bir devlet dairesinin atık kâğıtlarını kullanarak tamamladı. Dokuz yaşında hâfız oldu. On üç yaşında Mescid-i […]

Continue reading »

MUŞTULUKLARDAN AĞITLARA…

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Yer Bağdat… Tarih 1064… Abbâsî hilâfet merkezinde, devlet merasimiyle bir mektup okunuyor. Mektup, Selçuklu emîri Alparslan’dan. «Harp ile alınamaz kale» diye şöhret bulmuş olan Kars civarındaki Ani’nin Alparslan tarafından Bizans’tan fethedildiğini müjdeleyen bir mektuptur bu. Artık sadece mânevî bir otorite hâlindeki halîfeden iâde-i hediye olarak bir unvân: «Ebu’l-Feth» Alparslan… Tarihimizde bir gelenekti. Zaferler ve […]

Continue reading »

ANADOLU

ŞAİR : FECRÎ (İbrahim BAZ) ibrahim.baz@hotmail.com Hangi taşı kaldırsam, sanki fışkıracak kan, Söyle cennet vatanım, yetmez mi bu kadar can? Evet nazlı gelinsin, sevgimizi sınarsın, Biz ezelden âşığız, söyle neyle kanarsın? Kanımız kına olsun, kaşlarımız kemerin, Kefenimiz gelinlik, bedenimiz semerin. Lâkin bugün dardayız, âlem-i İslâm’a bak, Sırtımıza yükledi bu zor imtihanı Hak! Muhâcir oldu ümmet, vatanından uzakta, Demokrasi denilen güler […]

Continue reading »

Şanlı Mâzimizden Seçme Nükteler – KALPLERE AZIK VEREN

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Ebû Tâlib el-Mekkî aslen İran’ın batısındaki Cebel bölgesinden olup Mekke’de uzun süre kaldığı ve burada yetiştiği için «Mekkî» nisbesini aldı. Tahsiline Mekke’de başlayan ve burada hadis okuyan Ebû Tâlib, çeşitli beldeleri dolaştı, gittiği yerlerde tanınmış âlimlerden faydalandı, vaazlar verdi ve ders okuttu. Çok perhizkâr ve çileli bir hayat yaşayan Ebû Tâlib’in uzun bir süre […]

Continue reading »
1 2