HER AN O’NUN HUZURUNDA

Handenur YÜKSEL Hattat Aziz Efendi, 1872 yılında Trabzon’un Maçka Kasabası’nda doğdu. Babası, ailesiyle birlikte 93 Harbi esnasında İstanbul’a yerleşti. Daha sıbyan mektebinde iken güzel yazıya olan istidâdı sebebiyle sülüs ve nesih yazılarını öğrenmeye başladı. Hat sanatında, kısa zamanda «serîü’l-kalem» nâmıyla şöhret buldu. 1896’da Meşihat’taki görevine başladı. Ahlâkı ve yazısının güzelliğine mükâfat olarak gümüş madalya ile taltif edildi. 1901’de asıl vazifesine […]

Continue reading »

Gülbaba’nın Sarı-kırmızı Gülleri

Dursun GÜRLEK İstanbul’da her semtin ayrı ve ilgi çekici bir hikâyesi var. Ama bunların büyük bir bölümünü hiçbirimiz bilmiyoruz. Diğer bir ifadeyle yaşadığımız şehri tanımıyoruz. İşin daha da garibi, tarihî ve kültürel eserlerimize turistler kadar bile ilgi duymuyoruz. Şair: O mâhîler ki deryâ içredir, deryâyı bilmezler diyor. Yani balık suda yüzer, fakat suyun kıymetini bilmez. Bu şehrin sâkinleri olarak bizim […]

Continue reading »

Yalnız masallarda görülebilecek güzellikte bir peri sarayı: Abdülmecid Efendi Köşkü

Can ALPGÜVENÇ İstiklâl Savaşı sonrası 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı, sadece halîfe unvanı kalan Sultan Vahideddin, 17 gün sonra İstanbul’u terk etti. 18 Kasım 1922’de toplanan TBMM, Bakanlar Kurulu kararıyla Sultan Abdülaziz’in oğlu Abdülmecid Efendi’yi halîfe seçti. Aynı meclis, cumhuriyetin îlanından birkaç ay sonra, 3 Mart 1924’te hilâfeti kaldırarak, Osmanlı Hanedanı’nın ülke dışına çıkarılmasına karar verdi. Hanedan erkeklerine ülkeyi terk […]

Continue reading »

İslâmiyet’in Doğuşu BÖLÜMIII

Ahmet MERAL “Eğer onlar barışa yanaşırlarsa Sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Enfal, 61) HUDEYBİYE BARIŞI Hazret-i Peygamber hicretin altıncı yılında Mekke’yi ziyaret etmek amacıyla 1500 kişilik bir kâfileyle yola çıktı. İnançları uğruna doğdukları toprakları terk ederek Rasûlullah ile beraber Medine’ye yerleşen muhacirlerin bu yolculuğa iltifatları Medineli ensardan daha fazlaydı. Çünkü yıllardır […]

Continue reading »

-İnsan Hakları Beyannâmesi- Vedâ Hutbesi*

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Dinle; hâlâ çınlıyor can Muhammed’in sesi, Dinlersek duyulacak işte vedâ hutbesi: Ey insanlar! Dinleyin sözlerimi dikkatle, Bilemiyorum, belki, bu yıldan sonra, böyle, Sonsuza dek bir daha sizinle ben burada, Bulunamayacağım -zâhiren- bir arada… Ey nâs! Bu günleriniz nasıl mukaddes günse, Bu aylarınız nasıl mübârekse, bin hisse, Ve nasıl mukaddesse bu değerli şehriniz, Canlarınız da […]

Continue reading »

Kıyâmet Olmasa!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Zulme sabretmek ne mümkün bir nihâyet olmasa! Zorba dünyâ hiç çekilmezmiş kıyâmet olmasa! Bir hesâbın varlığından kor yürek teskîn olur, Yerde kalmış kan deniz olmuştu, ahret olmasa! Bir terâzî tartacak her zerre insan fi’lini, Kahrolur mazlum gönüller tam adâlet olmasa! Kâfirin zulmüyle ölmek, bin hakaret, bin ezâ, Çekmez insan ar gelir, Hak’tan şehâdet olmasa. Burda mazlûmun cehennem […]

Continue reading »

Bir Bebeğin Dramı

Seyrî ( M. Ali EŞMELİ ) Yeni doğmuştu bebek, yattığı yer vîrandı, Emzirirken çilekeş annesi kurşunlandı… Oldu kalkan, sarılıp yavruya hicranlı baba, Onu kurtarmak için cân ile gösterdi çaba. İki bombayla fakat yan duvarın koptu taşı, O sipersiz babanın oldu paramparça başı. Kanlı etlerle bebek, düştü, kapaklandı yere, Vah yazık, her yanı dönmüştü kızarmış ciğere… Çöktü tâ bağrına bin bir […]

Continue reading »

Başka Bir Şey İstemem

Yusuf DURSUN Bir gülün olabilsem, Başka bir şey istemem. Ah, kulun olabilsem, Başka bir şey istemem. Varsın, birsin ve Hak’sın, Sen Hâlık-ı Mutlak’sın. Aşkın kalbimi yaksın Başka bir şey istemem. «Ol!» deyip olduransın, «Gül!» deyip güldürensin. Bana da kölen densin, Başka bir şey istemem. Yorulmadan söylesem, Durulmadan söylesem, Her nefeste «Hû!» desem, Başka bir şey istemem. Ne yarınım, ne dünüm, […]

Continue reading »

Ebâbil Kuşları

Şükran IŞIK Yakışmıyor yâ Ali, sana derin uykular, Allah için kalk artık, kanla doldu her diyar. Bir Ulubatlı gönder, dik zafer bayrağını, Çiğnetme kâtillere mukaddes toprağını, Galip gelsin yâ Rabbi ezanlar çan sesine, Doğunun katranları dökülsün tepesine, Kıyâmet mi kopuyor, oynuyor yer yerinden? Dil bilmeyen bebeler delinmiş ciğerinden, Allâh’ım, nerde kaldı o ebâbil kuşları, Ne zaman yağdıracak gökyüzünden taşları? Bir […]

Continue reading »

Hayal Şehir

Recep YILDIZ İstanbul’u gördüm, gece bir düş gibi saftı. İstanbul’u gördüm gece, bir düş gibi saftı. Sessizdi, nefessizdi, hayal çığlığı vardı. Evlerde, sokaklarda ölüm saflığı vardı. İstanbul o gün başka bir âlem dokuyordu, Gün değmemiş akşamda kızıllık kokuyordu. Cennet gibi bir gündü, ışık bayramı vardı; Yıldızlar akar şehre tebessümle kayardı. Coşmuştu Boğaz, bir gerilip bir taşıyordu; Sonsuzluğun ufkunda zaman buzlaşıyordu. […]

Continue reading »
1 986 987 988 989 990 1.002