BiR DAMLACIK GÜZEL SÖZ

Melda ÖZATA Gönlüm çiçeklenirken dünyâ bahârâ benzer Rüzgârların eserken bir hoş diyârâ benzer. Tanrım nasıl verir öz, gönlüm olurdu bir köz Bir damlacık güzel söz, kalbimde nârâ benzer. Her an şiir elinden, gönlüm kopar telinden Titrer durur yelinden, bir inkisâra benzer. Sandım ki bir melâldir, sandım elemli hâldir Bildim acım helâldir, efkârı yâra benzer Gönlüm için zevâldir, mâşuk içinse lâldir […]

Continue reading »

YEŞİL GÜVERCİN

Şükran IŞIK Kâbe siyah, Ravza yeşil güvercin. Sevdâsı gönlümde ateşten perçin, Cennetten bir yıldız Haceru’l-Esved, İki öz kaynağı sonsuz sevincin, Kâbe siyah, Ravza yeşil güvercin. Nur ipek örtüsü tevhid dokusu, Ona bürünenin olmaz korkusu, Ey mahzun gönlümün yüce mâbedi. Muhammed elinin sende kokusu. Nur ipek örtüsü, tevhid dokusu. Kâbe’de öksüzüm, Ravza’da yetim. Yürek alev alev, köz köz hasretim. Avuç avuç […]

Continue reading »

GÜNBATIMI

Sadettin KAPLAN Dizginsiz bir at gibi koşuyor içimde güz… Boz cepkenli sepkenler bağrıma diz vuruyor, Şıngırdıyor gönlümde dış kapının mandalı, Nicedir dilimdeki suskunluk ses veriyor; Kimdir o diyen halay, aç diyen harmandalı. Cam güzeli puslanmış o camsız pencereye Ilık bir meltem gibi yeniden ürperiyor. Eğilmiş salkımsöğüt delikanlı dereye, Sarışın saçlarını sürüyor sinesine. Sevdâsı, bakır tasa sabahla sağılan süt. Deliriyor derecik […]

Continue reading »

GAZEL

M. Nejat SEFERCİOĞLU Tâ ezelden aşka düşmüş âşinâ bekler gönül, Çâresiz bir derde düşmüş bir devâ bekler gönül. Bî-vefâ dünyâda; mansıb, şân u şöhret gözlemez, Sevdiğinden bir kez olsun merhabâ bekler gönül. Anlamaz zevk u safâdan, dâimâ ağlar gezer, Böyle öğretmiş güzeller, hep cefâ bekler gönül. Ömrü her dem sonbahar, kış; tatmamış hiç ilkbahar, Gül dudaktan bir tebessüm hâtırâ bekler […]

Continue reading »

GÖNLÜMÜN DERDİ

Mahmut TOPBAŞLI Hırçın dalgaların pembe şafakta, Islak kayalara vurmasıdır aşk. Mutluluğun gonca gülde, zambakta, Boy verip gönlümü sarmasıdır aşk… Hasreti dağlara sürmeli elbet, Ki olsun cânanla her dem muhabbet, «Bezm-i elest»teki bir kutlu senet, Verenin sözünde durmasıdır aşk… Nice yıllar hasretiyle yanarak, Vuslatıyla avunarak, kanarak, Her lâhza cânanı candan anarak, Gül pembe hayaller kurmasıdır aşk… Aşk yoksa yüreğe bin hicran […]

Continue reading »

ÖZLEYİŞ

Memduh CUMHUR Ayrıldığımızda sonbahardı. Gönlüm gecesinde, gündüzünde; Her lâhza bıraktığın hüzünde Rü’yâda yüzün göründüğünde Vuslat gününün ümidi vardı. Bir gün güzelim, günün birinde Senden kalan eski gölgelerde Gönlümce biraz açılsa perde Hülyalı yüzünden akseder de Aşkım görünür güzelliğinde.

Continue reading »

EZAN-I MUHAMMEDÎ

Mustafa Necati BURSALI Ebû Hureyre’den -radıyâllâhu anh-: Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile beraberdik. Bilâl kalkarak ezan okudu. Bitirince Nebîler Sultanı şöyle buyurdular: «–Kim inanarak onun gibi söylerse cennete girer!» Âfâkı inletiyor, İlâhî, ismin, nâmın: Bu ezanlar ki elbet temelidir İslâm’ın! Nice bin minareden revân olur göklere, Kalb-i zemîn titreşir, nur iner her bir yere! Vecde gelir bu sesle: Dağlar, […]

Continue reading »

O SENİN HAKKIN DEĞİL

Memmed ASLAN “Vatan kılıcımızın bize kazandırdığı çörektir.” Vatandaşın en büyük güvenci millî ordusudur! Millî talihimiz onu da bize çok gördü… (Azerbaycan’da elinde tespih, damağında «Marlboro» olan asker oğlumuza.) Tespihi oynatmak gâlibin hakkı, Oynatsan, üstelik hakaret senin! Yağı kabağında sen diz çökmüşsün, Fehâret onundur, hacâlet senin! Sanki habersizsin olup bitenden, Dağılan yurtlardan, ölüp yitenden, Esârette kalan cennet vatandan, Çevrende ne keder […]

Continue reading »

MERHABA HÜZÜN

M. Ali SARI Seni nasıl tanıtayım ben hüzün? Solan yapraklara benzersin, güzün. Sen olunca dünya görünmez olur, Kişi kendini bir kuyuda bulur. Koparırsın ümitleri, temelden, Senin uğradığın, geçer emelden. Soldurursun o, güzelim yüzleri, Sarp edersin çiçek çiçek düzleri. Seninle hep karanlıktır bu âlem, Rastlamıştır sana bir gün her âdem. Havayı; kapalı, puslu seversin, İçten içe kemirirsin ve yersin. Esirin olmayan […]

Continue reading »

PEŞİNDE…

Lâtif YILDIZ Zıtlar «zıt» eşin arıyor, Damarlar «al»ın peşinde. Sinekler leşin arıyor, Arılar «bal»ın peşinde… Âşık, aşkla arzdan taşar, «Aşk ışını» Arş’ı aşar, Âşıklar «öz»ünde yaşar, El âlem «el»in peşinde… Çark-ı çile, canın sıkan, Cevr-i cihan candan bıkan, Çıplak girip çıplak çıkan, Yolcular «yol»un peşinde… Çile=çiçek, açan Leylâ, Aşk kokusun saçan Leylâ, Gece-gündüz kaçan Leylâ, Mecnun’lar «çöl»ün peşinde… Kul İhvâni, […]

Continue reading »
1 986 987 988 989 990 1.015