MERHABA HÜZÜN

M. Ali SARI

Seni nasıl tanıtayım ben hüzün?
Solan yapraklara benzersin, güzün.

Sen olunca dünya görünmez olur,
Kişi kendini bir kuyuda bulur.

Koparırsın ümitleri, temelden,
Senin uğradığın, geçer emelden.

Soldurursun o, güzelim yüzleri,
Sarp edersin çiçek çiçek düzleri.

Seninle hep karanlıktır bu âlem,
Rastlamıştır sana bir gün her âdem.

Havayı; kapalı, puslu seversin,
İçten içe kemirirsin ve yersin.

Esirin olmayan belki de hiç yok,
Yakalayıp yıldırdığın hayli çok.

Bu gönlüm nereye gitse gelirsin,
Geleceğin zamanları bilirsin.

Gelince de artık çok zor gidersin,
Kimi tutsan sen perişan edersin.

Melankoli senin Frenkçe adın,
Hiç kimseye hoş gelmez sert tadın.

Senin kıskacında gönül karamsar,
Senden kurtulmaya herkes can atar.

Çekilir gidersin bazen gün doğar,
O kapkara karanlığı gök boğar.

Bazen sürer günlerce hiç açılmaz,
Bu illetten çoğu zaman kaçılmaz.

Bu ağa tutulur hep bîçareler,
Gönüllerde dâim kanar yâreler.

Geniş dünyamızı ipin dar eder,
Derdi söylemeye insan âr eder.

Elde değil o buluta girmemek,
Belki unutturur onu iş, emek.

Gerektir iş tutmak, hep meşgul olmak,
Yoksa hüzün ile mukadder solmak.

Nimetleri bir bir düşünmek yeter,
Niceleri var ki hüzünden beter.

Şükret hâline, çık kara buluttan,
Daha güzel bir şey var mı umuttan?