O Âşık ki…

Ahmet ARSLAN Savruluyor âlemlerden sıcağın, Gökyüzünde Samanyolu kucağın… Huzuruna nasıl varsam bilmem ki! Yedi katın burçlarında ocağın… Duygularım hislerime karışır, Hasretim hep özlemimle yarışır! Menziline doğru giden yolunda, Gönlüm kırgın yüreğimle barışır… Derdim vardır dağlar gibi bilinmez, Gülerim ben ağlar gibi bilinmez… Yedi yerde yaram var hiç çare yok! Gezerim hep sağlar gibi bilinmez… Sen’den gayrı çalacağım kapı yok! Bir […]

Continue reading »

27. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız Hayatın telâş ve çalkantıları, hiç bitmez. Meseleler, problemler, sıkıntılar ardı ardına sökün eder. Ömürler, bazen fırtınalara da dönüşen böyle gerçekler içinde savrulur durur. Neticede kimileri, titrek bir mum gibi sönüp gider, kimileri elektriksiz bir lâmba kesilir. Kimileri de her şeye rağmen güneş misâli, bir parıltı elde eder ki, sonsuza dek ışık saçar. Sönen ve kesilenler, kendilerini inşa ederken […]

Continue reading »

Röportaj – Fetih Medeniyetinin Lisanı DÜNYA DİLİ TÜRKÇE

Kemal YAVUZ Kimdir? 1947 tarihinde Konya-Küçükkarapınar’da doğdu. Adiller İlkokulu’nu, Ermenek Ortaokulu’nu ve Konya Erkek Lisesi’ni bitirdi. 1971’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1973 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’ne Osmanlıca asistanı olarak tayin edildi. 1977’de doktor unvanını aldı. 1978’de Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde asistan oldu. Yabancı dilini geliştirmek üzere 1981-1982 yılında Fransa’ya gitti. […]

Continue reading »

Şehzade Mehmed Nasıl Sultan Fatih Oldu?

ALİ RIZA BUL Osmanlı devletinde şehzadeler, yüklenecekleri büyük vazifeye göre çok ciddî ve îtinalı bir terbiye ile yetiştirilmekteydiler. Şehzadelerin yetiştirilmesinde umumî ilkeleri koyarak bu terbiyeyi sistemleştiren Osmanlı sultanı, İkinci Murad oldu. Bu ileri fikirli padişah, şehzadelerin zihnî ve rûhî eğitimine büyük titizlik göstererek kendinden sonra gelen idarecilere geniş ufuk açmıştır. Bu minvalde, oğlu şehzade Mehmed’i, çok küçük yaşlarda ilim ve […]

Continue reading »

Kurtuba’nın Acısını İstanbul Unutturdu

DOÇ. DR. AHMET KAVAS Müslümanlar; dinlerini Arap Yarımadası’nın tamamında kısa zamanda yaydıktan sonra buranın dışındaki coğrafyalarda da yeni fetih hareketlerindeki başarılarıyla coşkunluklarının zirvesine çıktılar. Artık Akdeniz havzası, Kafkaslar, Orta Asya, Hint alt kıtası ve Afrika sahilleri toplumlarından milyonlarca insan İslâm ile müşerref olmuştu. Öyle ki Hazret-i Muhammed’e ilk vahyin gelişinin yüzüncü yılında Avrupa’nın en batısında yer alan Güney İspanya bile […]

Continue reading »

Fetih Projeleri İçinde…

SEYR M. ALİ EŞMELİ İstanbul fethi gibi büyük, muhteşem ve eşsiz bir tarihî gerçeğe sadece hamasî duygularla bakmak, yanlış olur. Çünkü bu bakış, dün ile iftihar etmekten öte geçmez. Bu da, o günkü muazzam başarının bugüne yansıması gereken derin ve güçlü açılımlarına kapı açmaz. Yani mesele, fetihteki farklı pencerelerden akseden ve yeni fetihlere/büyük açılımlara ışık tutacak gerçekleri görebilmek. O takdirde […]

Continue reading »

Ulubatlı Hasan

ÜMİT FEHMİ SORGUNLU Askerler o gün erkenden kalktı. Uykusuz geçen bir gecenin sabahında yüzler gergin, tedirgin ve heyecanlıydı. Dudaklarda hâlâ geceden kalma dua mırıltıları vardı. Bölük bölük, abdest tazelemek için ibriklere yürüdüler. İbrikçibaşının akıttığı incecik sulara birkaç el birden uzandı. Hasan’ın içi içine sığmıyordu. Bu kutlu yolda kendisinin de öncü seçileceğine inanıyordu. Önce Molla Gûrânî ve Akşemseddin gibi büyüklerin himmeti, […]

Continue reading »

Sazımız Terkimizde Özümüz Türkümüzde

SAADETTİN KAPLAN Sevdasını gönül sazının en ince «can teli»ne, azık ve umudunu yamalı çıkınına ve ölümü alnına dökülen perçemindeki «an teli»ne düğümleyerek yola çıkar Anadolu yiğidi… Gözyaşlarımız aksa da içimize, toprağa karışır terimiz; toprağı öykünür tenimiz. Diz vurur toprağa, şeydâ bülbül gibi figān ederiz. Apansız hazana erer taptaze gülşenimiz… Bu bizim eski huyumuz, kan basıncımız, kılcallarımızda bıngıldayan özsuyumuz… Hasret kanatlı […]

Continue reading »

Mevlana ve Nükte

PROF. DR. NİHAT ÖZTOPRAK Mevlânâ’ya göre şaka ve latîfe bir şey öğrenmek içindir. Bu yüzden onlar da ciddîye alınmalıdır. Görünüşlerine aldanmamalıdır. Ona göre önemli olan algılayıştır. Maskara kimse, ciddî şeyleri bile alaya alır, onun için herşey maskaralıktır. Akıllı insanlar böyle düşünmez, onlar için şaka ve nükte bile ciddîdir. “Benim beytim beyit değil bir ülkedir. Benim alayım (şaka) da alay değil […]

Continue reading »

Fetih ve İşgalin Farkı

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Tarih öğretmeni Muhsin Bey, Osmanlı fetihlerini işgalden ayıran hususiyetleri sayıyordu. Fakat Zeki adındaki bir öğrenci anlattıklarına sık sık itiraz ederek sözünü kesiyordu: ¬“–Ama hocam, bu söyledikleriniz çok sübjektif şeyler. Fetih, işgal, istilâ… Neticede hepsi aynı şey. Belli bir ekonomik ve askerî güce sahip devlet veya milletin yeni topraklara açılması… Bu arada kendi ideolojisini de oraya taşıyor, tabiî […]

Continue reading »
1 941 942 943 944 945 1.002