Yâ Rabbi! Yâ Rabbi!

Mustafa Necati BURSALI

Ben bir merd-i Hudâ olsam,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab.
Mâsivâdan cüdâ olsam,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Sen’in mülkün sema, zemin,
Hâceti var her Âdem’in,
Korkulardan kılsan emin,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Yansa canlardan bir çıra,
Olsa ümmet sıra sıra,
Yine nur akıtsa Hirâ,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Hicran oku yürek deler,
Kalksa gözümden perdeler,
Görsem âşıklar nerdeler,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Kabrimi gülzâr eylesen,
Melekleri yâr eylesen,
Rahmetle nazar eylesen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Otursam Hızır’la derse,
Rıdvan gelip müjde verse,
Gözüm cemâline erse,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Denizde karada bizi,
Şurada, burada bizi,
Erdirsen murâda bizi
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Hamza versen, Ali versen,
Selman gibi velî versen,
Yâri, o güzeli versen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Erişse fazlın, himmetin,
Etsen emin, etsen metin
Yüzü gülse şu ümmetin,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Yine erler var eylesen,
Dost eylesen, yâr eylesen,
Câfer-i Tayyar eylesen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Secdeye inse de başlar,
Hep dökülse inci yaşlar,
Bitse kinler, şu savaşlar,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Aşkta Bilâl’e erdirsen,
Öyle kemâle erdirsen
Cennet, cemâle erdirsen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Sen’sin ilâh gökte, yerde,
Kalksa dîdelerden perde,
Bir derman erişse derde,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Çağlasa gözlerin nemi,
Aşkın doldursa sînemi,
Uzak etsen cehennemi,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Zer isteyene zer* versen,
Ömerler gibi er versen,
Bize cennette yer versen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Bir garip kuş can kafeste,
Gül, menekşe etsem deste,
Şükrüm artsa her nefeste,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Etsen benim yolumu düz,
O Nebî’nin gece-gündüz,
Hâk-i pâyine sürsem yüz
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Benim murâdım hep budur,
Aksa vefâ, aksa huzur
Versen bir Muhammedî nur,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Bir sevdalı başım olsa,
Gözde îman yaşım olsa,
Melekler sırdaşım olsa,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Günahtan kirden pâk etsen,
Kara yüzümü ak etsen,
Rızâna müstahak etsen,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Can aynası aya dönse,
Yansa, hep Leylâ’ya dönse,
Yüzünü Mevlâ’ya dönse,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Koku değil hâr kokusu,
Ancak gülün var kokusu,
Versen bana yâr kokusu,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Artsa şükrüm, artsa şânım,
Dinse hasret ve hicranım,
Kerem kılsa o sultanım,
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

Çırpınır durur can kuşu,
Benim Sen’den murâdım şu:
Etsen Habîb’ine komşu
N’olur yâ Rab, n’olur yâ Rab!

*Zer: Altın