Bâd-ı Sabâ’ya Kıt’alar V

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN)

Şimdi yollar bahtiyar Boğaziçi mes’uddur,
Yârimin dinlediği belki ney belki uddur.
Bâd-ı sabâ esiyor sînende ey İstanbul,
Nefesi sana şifa, Kâfî için mev’uddur…
* * *
Yüce dağlar başında nefesinle olsaydım,
Sînende bir gül gibi açılsam ve solsaydım,
Tutup beni elimden götürseydin cennete;
Yalnız senin aşkınla Hak katında olsaydım!
* * *
Senden gelen her nefes nice bin ilham verir,
Unutulmuş lisanlar hep ulvî kelâm verir,
Ezelden tâ ebede güzellikler dererim;
Senin aşkın Kâfî’ye yerde-gökte nam verir…
* * *
Gözlerinin sükûtu gönlünden de derindir,
Öyle çok sev ki beni, rakipleri yerindir!
Bir lâhza gördüğümde bin şiir söyleyeyim;
Zira perişan eden hicran ve kederindir.
Yedi kat sema gibi esrar dolu gözlerin,
Aşktan gayri ne varsa inkâr dolu gözlerin…
Hüznümü hüznü ile kucakladı bakınca;
Sînemde hiç sönmeyen gülnar dolu gözlerin…
* * *
Öyle hasret kaldım ki bâd-ı sabâ ben sana;
Açayım gel sinemi ve sen yak kana kana!
Gör bu sevdâ nicedir yandığı demden beri,
Misaldir aşk bahsinde hemen cümle zamana…
* * *
Yüksel ey bâd-ı sabâ topla tüm yıldızları,
Kurtar artık göklerden o garip yalnızları!
Kalbim sevda sarayı yıldızlar tâcın olsun,
Sana bende yapayım, arzda cümle kızları!