Hazret-i Ali Dönemi 1 (656-660) – HALÎFE SEÇİLİŞİ

Ahmet MERAL Hazret-i Osman’ın şehid edilmesi üzerine Emevî ailesine mensup olanlar Medine’den süratle uzaklaşmış ve şehir tamamıyla isyancıların hâkimiyetine girmişti. İslâm devletinin yönetimi bu kargaşa içerisinde bir hafta kadar boş kalmıştı. Medine halkı ve isyancılar, Hazret-i Sa‘d bin Ebî Vakkas, Hazret-i Talha ve Hazret-i Zübeyr bin Avvâm’a İslâm devletinin başı olarak halîfe olmaları için ayrı ayrı müracaat etmişlerdi. Ancak ileri […]

Continue reading »

Devr-i Saadette Ravza’daki Son Ramazan Bayramını Tasvir

SEYRÎ (M.Ali EŞMELİ) Ulvî mânâsıyla bayram, ruhlara lutfedilen mânevî kanat. Çilelerden huzura uzanan semâvî bir sırat. Ölümün, sonsuz diriliğe çevrildiği ân-ı vuslat. Şimdiki tecellîsi itibarıyla Hüsn-i Mutlak’ın cemâl ufkunda geçen ve fânîlik perdelerinin ötesinde yaşanan bir müjde-i hayat. Bu mâverâî anlar, Ravza-i Mutahhara’da olursa daha engin ve daha âlâ bir mânâ kazanmakta. Zira Hazret-i Peygamber’in bayram meclisine dâhil olmak, şimdiden […]

Continue reading »

Ramazan Hediyeleri

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Cihâna zevk u safâlar getirdin ey Ramazan! Şu hasta gönle şifâlar getirdin ey Ramazan! Nasıl da parladı gökler o nur hilâlinle; Karanlık arza ziyâlar getirdin ey Ramazan! Gelirken elleri boş gelmedin virânemize; Hediyyeler ve atâlar getirdin ey Ramazan! Oruçla gündüze açlık getirdin ancak sen, Görülse ah ne gıdâlar getirdin ey Ramazan! Beden rahatladı, rûh âdetâ kanatlandı, […]

Continue reading »

Ey Zaman!

Servet YÜKSEL Sen ey zaman, hayal misin, düş müsün? Daha dün çocuktum, bugün nerdeyim?.. Sona doğru kanat çırpan kuş musun? Dem bu dem diyerek, bak siperdeyim. Her gün artar kâinatın telâşı, Ah bir kaçabilsem alıp bu başı, Kulun can evine saldın ataşı, Âhiri bilinmez bir seferdeyim… Hoyrat elin saçlarıma değende, Yaprağımı yolup, dalım eğende, Her daim kanayan yarasın bende, Batan […]

Continue reading »

Gazel

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Dil ezelden beridir «Lâ» ile «İllâ» söyler Âlemin sırrını ancak yüce Mevlâ söyler Sona ermez bu hitap söylenecek haşre kadar Çünkü dağlar bitirir aşk ile deryâ söyler Derde dermânı ne bilsin deli dîvâne olan Lokman’ın sırrını Mecnûn’una Leylâ söyler Ne kadar gizlese âşık bütün âlem işitir Gönlün esrârını gözlerdeki mânâ söyler Çözemez akl-ı beşer âşık-ı şeydâ […]

Continue reading »

Seni Bildim…

Rıfat ARAZ Aşk derdiyle düştüm cana; Akıl bana akıl değil!.. Ömür damlar bu irfâna; Rüyâm nasıl asıl değil?!.. Benim bana yakın, uzak; Gönül oldu dosta durak!.. Yazılmışım varak varak; Can mânâdır, şekil değil!.. Bir yol çizdin tâ ezelde; Hasretin var her emelde!.. Kimse garip gurbet elde; Benim kadar sefil değil!.. İşte varım, dosta helâl; Bir âleme oldum misâl!.. Olur mu […]

Continue reading »

Yıldız

Nusret ÇAM Olanca ihtişamıyla alev alev bir güneş, Kıvır kıvır saçlarıyla karanlığı delerken, Pırıl pırıl huzmesiyle onulmaz sevdama eş, Mini mini bir yıldıza âşık oldum yine ben. Ötelerin ötesinden bir işaret, bir yemin… Ümitlere kutlu mekân, hayal dünyama zemin… Gündüz utangaç münzevî, geceleyin tam mü’min, Bir yıldız ki, sabahlara kadar nöbet bekleyen. Ben yıldızları sevdim hep, günahlar kadar uzak, Güneşe […]

Continue reading »

Deli Gönül

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Mağrur olup havalanma, Hor düşersin deli gönül! Meyledip dünyaya kanma, Gör şaşarsın deli gönül! Kim kaldı ki sen kalasın, Bir körpe ceylân balasın, Ara ki Hakk’ı bulasın, Kör beşersin deli gönül! Ârif olan ilme varır, Kâmil olan hikmet görür, Âşık olan aşkla erir, Pür yaşarsın deli gönül! Gönül isen, haddi aşma, Kıyl u kāl ile uğraşma! Boşa […]

Continue reading »

Kâr-ı Nâtık Güftesi

Mustafa TAHRALI Nüh felek seyrine çıkmış deli dîvâne gönül, Götürür RAST ile yârânını seyrâne gönül; Tenni tennâne gönül… Erdi seyrâne gönül… Bir nevâ çekti yanık sînesi pür-hûn olarak, Düşecek ah yine HÜZZÂM ile hicrâne gönül; Tenni tennâne gönül… Düştü hicrâne gönül… Dolaşıp şöylece mızrâb ile her perdesini, Girdi KÜRDÎLİ HİCAZKÂR’ına mestâne gönül; Tenni tennâne gönül… Ah bu mestâne gönül… Tatlı […]

Continue reading »

Bayram

Mustafa Necati Bursalı Gösterir Cemâlin Yâr, Bayram, o bayram olur. Eder beni bahtiyar, Bayram, o bayram olur!.. Diner içimde sızı, Duyarım büyük hazzı, Nebî râzı, Hak râzı, Bayram, o bayram olur!.. Lütfa boğar Yâr beni, Artık yakmaz nâr beni, Melekler sarar beni, Bayram, o bayram olur!.. Gelir götürür Burak, Ne yer kalır, ne durak, Kulum diye sever Hak, Bayram, o […]

Continue reading »
1 932 933 934 935 936 1.015