Fenâ-fi’llâh ve Fenâ-fi’ş-şeyh

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Bilindiği gibi, tasavvuf; İslâm’ın özüne nüfuz amacıyla, bu inancın temel ve değişmezlerine dayanarak nefsi arıtıp, ahlâkı güzelleştirerek dini yaşamak ve bu şekilde Allâh’a ulaşmak bilgisi veya yaklaşımıdır… Tasavvuf; bir bakıma ruhta bedeni, bedende rûhu eriten, yok olmakla varlığını arıtan, dünya ile ukbâyı iç içe, hayat ile ölümü birlikte yaşamak gibi engin duygular manzûmesidir… Nurettin TOPÇU’ya göre tasavvuf; […]

Continue reading »

ROPÖRTAJ – Şerbet Şişesiyle İlâç İçirmek

Dr. Sâfi ARPAGUŞ Kimdir? 1967 yılında Amasya-Gümüşhacıköy’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada yaptı. 1990 yılında Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılında Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak akademik hayata başladı. 1994 yılında Aziz Mahmud Hüdâyî’nin «Nasâyıh ve Mevâiz» isimli eseri üzerine yapmış olduğu çalışma ile yüksek lisansını; 2001 yılında «Mevlânâ’nın Dîni Anlatım Metodu» […]

Continue reading »

Kurtar Beni Oğlum!

Ali Rıza BUL Yurtdışında çalışan bir gurbetçimiz, oğlunu İstanbul’a getirmişti. Yaban ellerde kayıp gitmesinden korktuğu oğluna millî-dinî şuur kazandırmak için, onu bir eğitim müessesesine emanet etmeye karar vermişti. Veda ederken; çocuğuna, nasıl bir sorumluluk üstlendiğini şu cümleyle özetleyiverdi: «–Oğlum, beni cehennem azabından kurtar!» Aslında şuurlu baba; “Ey îman edenler! Kendilerinizi ve ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan o müthiş ateşten koruyun.” […]

Continue reading »

Hem Zor, Hem Kolay

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Mutlaka kestane ağacı görmüşsünüzdür. Görmüşseniz, üzerindeki dikenli kestanesini de bilirsiniz. Henüz dalındaki kestane sadece bir kirpidir. Dikenli duvarlar içindedir. Elle tutmaya gelmez. Avucunuzu kan revan eder. Erbabı; Onu dalından uygun bir sırıkla toprağa silkeler. Sonra kirpisinin ağız kısmını bir nesne ile açtırarak dikenlerin içinden çıkarır. Güzel güzel taneleri artık elinize alabilirsiniz. Fakat o hâlde yiyemezsiniz. Serttir. […]

Continue reading »

Tecellî Sırrı…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com İslâmiyet’te, onun rakik boyutu olan tasavvufta ve bu iki harç ile yoğrulmuş olan edebiyatımızda Hakk’ın mâsivâ ile alâkasını ifade için çok elverişli bir kavram kullanılır: Tecellî… Tecellî; zuhur etmek, ortaya çıkmak, hafî (gizli) iken, celî (açık) hâle gelmek temel mânâlarına gelir. Allah Teâlâ hem Zâhir’dir hem Bâtın. Nur Sûresi’ne ismini veren âyet-i kerîmede Allah Teâlâ kendini […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 7 (Manzum Tarihî Tiyatro)

Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] YEDİNCİ SAHNE (Yıl 475/1082. Mûtemid nedimleriyle saz ve söz meclisindedir.) Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Zeydun, Kumandan Halef bin Necah, Kumandan İbn-i Martin, teşrifatçı, ulak, Şehzade Yezid. Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye […]

Continue reading »

Söz Üzerine

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr Yuhanna İncili’nin ilk cümlesi şöyle başlar: “Önce söz vardı…” İslâm inancında da söz, diğer yaratılmışlara takaddüm eder. Çünkü kâinat Allâh’ın «Kün!: Ol!» emri ile vücut bulmuştur. Dolayısıyla söz çok önemlidir, hattâ şairler onda diriltici bir güç görmüşlerdir. Sâmî’nin ifadesiyle söz olmasa kâinat ortaya çıkmazdı: Sözdür olan ârâyiş-i mecmû‘a-i cûd Sözden düzülür dü-mısra-ı bûd u nebûd […]

Continue reading »

Yağmur Duası

Ayla AĞABEGÜM Ben geldim geleli açmadı gökler, Ya ben bulutları anlamıyorum, Ya bulutlar benden bir şeyler bekler, Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum, Ben geldim geleli açmadı gökler. Sezai KARAKOÇ’un «Yağmur Duası» şiirini okurken ben de çocukluğumu hatırlamıştım. Çocukluğumda yağmur duası ile ilgili hâtıralar dinlemiştim. Folklor araştırmacısı, Sabri KOZ’un «Yağmur Duası» kitabında, Sezai KARAKOÇ; “Babamın çocukluk hâtıralarından biri de yağmur […]

Continue reading »

O, Vesîle-i Mağfiret, Ebedî Rahmet… O’NU YER-GÖK TANIR

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Hâtemü’l-Enbiyâ Efendimiz’i geçtiği yollardaki taşlar bile selâmlarlardı. Üzerinde hutbe îrad ettikleri hurma kütüğü, ihtiyaç dolayısıyla bir minber yapılması neticesinde O Varlık Nûru’ndan ayrı düştüğü için ashâb-ı kirâmın işiteceği şekilde inlemişti.1 (Bkz. Buhârî, Cuma, 26) Ayrıca O Peygamberler Sultanı çağırdığı vakit ağaçlar da yürüyerek yanına gelmiş ve emr-i şeriflerine icabet etmişti.2 Bu ve daha nice […]

Continue reading »

Güzel Ahlâkın Mîyârı Nedir? – VASİYET 22

Dr. Âdem AKIN  –  Muhammed YETİM Hüsn-i ahlâk sahibi ol. Ahlâkî güzellikler kazan ve kötü ahlâktan sakın. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Ben, hüsn-i ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” (Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 8) buyurmuştur. Ayrıca, ahlâkını güzelleştiren kişi için cennetin en yüksek yerinde bir köşk verilmesine kefil olduğunu bildirmiştir. Ahlâk güzelliği, mahlûkata olan muamelende sergilemiş olduğun ahlâkla alâkalıdır. Ancak senin […]

Continue reading »
1 932 933 934 935 936 1.028