MUHABBET BAĞININ GÜLÜ…

MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Bütün âlemler için, rahmeti Sen’sin getiren, Yüce dergâhına Hakk’ın, kulu Sen’sin götüren! Sen şifâ kaynağı, bîçârelerin çâresisin, Hakk’a yaklaşmak için, insana Hakk’ın sesisin. Sen muhabbet bağının en güzel, en son gülüsün, Aşk-ı bâkîye tutulmuş şakıyan bülbülüsün. Aşk-ı Mevlâ’da, muhabbet yolunun rehberidir, Kim muhabbetle sever, aşk ile, kardeşleridir. Hak Teâlâ severek, âleme sevdirmiş O’nu, Kalbe nur kaynağı […]

Continue reading »

KUTLU DOĞUM

Mustafa Necati BURSALI -Selâm O’na, Salât O’na- Müjde bütün enbiyâya, Ey İbrahim, ey İsmail, Muhammed geldi dünyaya! Sabah, akşam ve rûz u şeb, Yolu beklenmekteydi hep, Sevinsin dallarda çiçek, O ki, Nûr, güzellikte tek. Rahmet arza ve deryaya, Ey İbrahim, ey İsmail, Muhammed geldi dünyaya! Her yere var rahmet bugün, Vermede yâr rahmet bugün, Çöllerde bile su akar, Hep cennet […]

Continue reading »

EY RASÛL

M. Faik GÜNGÖR Yolcular değişti, yollar değişti. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Niyetler, hedefler, kollar değişti. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Bahçıvan kem gözlü, kurudu güller, Geceli-gündüzlü zârda bülbüller. Bozuldu kokusu, mahcup sümbüller, Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Ağaçlar, açtığı çiçeğe dargın. Kalemler, yazdığı gerçeğe dargın. Terazi, tarttığı ölçeğe dargın. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Yıldızlar, kervanı göle düşürdü. Çatlak […]

Continue reading »

RUBÂÎ

Memduh CUMHUR Cânandan uzak kimseyi cân eylemedik Serden geçerek sırrı ayân eylemedik. Her an yeni bir şevk ile sevdâya düşüp, Âşık yaşadık, ömrü ziyân eylemedik. Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feul

Continue reading »

HASETÇİ

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Dağlardaki sırtlandan bin beterdir hasetçi! Kin dolu nefret dolu kem gözlerinin içi! Nerde bir sevinç görse ciğerinden vurulur, Kahrolur için için, erir-biter fitneci!.. Sunduğu şerbet bile zakkum-zehirden acı, Akrebin kıskacından daha keskin kıskacı, Karanlığın parmağı çıkarsın kem gözünü; Belki o zaman diner yüreğindeki sancı!.. Kıskanç olan dilinin ucunda zehir taşır, Zehrini saçmak için insanlarla dalaşır, Rabbim bizden […]

Continue reading »

BAHAR GAZELİ

Lâtif MAHMAT Yaradandan yadigârdır bu gelen, Can taşıyanlara yârdır bu gelen… Gelmezlik etmemiş kavil yerine, Senelerdir, asırlardır bu gelen… Bakışı renk saçar, nefesi ıtır, Sevda akan bir nehirdir bu gelen… Bin bir hayranı var yeşil saçının, Bin bir aşktan haberdardır bu gelen… Kumlar sayısınca âşıkları var, Sevilmeye tamahkârdır bu gelen… Kayısıya basma fistan giydirmiş, Sandım Beydağı’nda kardır bu gelen… Sutaşına […]

Continue reading »

GÖRÜNSE

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN) Açılsa bâb-ı gönül, bir taze yâr görünse, Vücut ihtiyar iken, sevdam bahar görünse… Sohbet ü ikram ile yâri memnun eylesem, Beraber seyyah olsak, nice diyar görünse… Kalbini derya derya doldursam mısralarla, O yârin gözlerine yalnız eş’âr görünse… Sevse beni ömrünce kendine râm eyleyip, Bir anlık nisyân ile her dem bîmâr görünse… Nefesim rüzgâr olup serinletse zülfünü, Her […]

Continue reading »

DÜNYA YALAN

İhsan KARİP Ne gamlanırsın be gönül, Dünya yalan değil mi ki? Solmuyor mu açan her gül? Dünya yalan değil mi ki? Var mı ecelden kurtulan? Hak’tır bir tek bâkî olan, Hesap açık ayan-beyan, Dünya yalan değil mi ki? Mala-mülke, «Benim» dersin, Elde görür imrenirsin, Niye bilmem bunca hırsın, Dünya yalan değil mi ki? Kul olmaya eyle gayret, Ne para-pul, ne […]

Continue reading »

YOLUNA KURBÂN EY NÛR-İ CİHAN

HANOĞLU (Abdülaziz DUMAN) Nûrun cümle âleme, ihsân ey Nûr-i Cihan, Sen’siz alınan nefes figān ey Nûr-i Cihan. Hakkında ne söylese beşer sözü nâkıstır, Sen’i anlatan ancak Furkān ey Nûr-i Cihan. Ahlâkta en muazzam, kullukta mükemmelsin Sana yön veren kudret, Rahmân ey Nûr-i Cihan. Biliriz gönderilen, gönderenin kadrince, Âleme rahmet eden Sübhân ey Nûr-i Cihan. Yaratılmadı mislin, yok kâinatta eşin Gören […]

Continue reading »

YAPILANA AD KOY

Hadi ÖNAL Neden aranmadı, sebep saç yoldu, Çaresiz terk etti âkil, akılı… Dökünce sırrını ayna, cam oldu, Umman da kurudu kaldı çakılı… Söz ehli olunca; düze, ecnebi, El-ayak çekildi, tek suçlu sabi, Şöyle bir yoklandı maktûlün cebi, Tutuldu nefesler, kurşun sıkılı… Tabu ya, aman ha! Sakın dokunma! Bırak saplı kalsın bağırda kama, Yamalı bohçaya yeni bir yama Vuruldu üç düğüm, […]

Continue reading »
1 889 890 891 892 893 1.002